Varlıktan kasıt Huda’nın eseri her
bir yaratı ve gizemin teşrifi büyülendiğimiz o kâinat ki kalemle hayatı toza
dumana katan hele ki o seyyah yürekte saklı maruzatı da bir bir sunarken kökünü
kurutmak adına kötülüğün mazhar olunası gönül yüklü bir rabıta…
Rabbim, sözcüklerini esirge yüreğimin
Tokası idi madem kalem ve imgeler
Bu kulunu koru ve geçiş hakkı tanı şu
aciz benliğime.
Göğün maşuku, Rabbim
Yüreğin sarkıtı nice im
Aşkın rahmeti seninle buluştuğum her
an
Yitip gitse de gece ve gün.
Mavilerden ır(m)aktım bir zamanlar:
Aşka vakıf bir kelam kendi halimde
Ne zamanki aralıksız seni ansam.
Sözcük cumhuriyetine konan rahmete
Düşkünlüğüm
Yaza yaza seni ve evreni kucakladığım
Asla değildir yalan
İçimden geçen her duyguya nasıl ki
vakıfsın sen
Varsın bilsinler beni olandan farklı.
Dönen başımdan dökülen küller
İlahi Aşkıma mazhar bir yangın
Günbegün büyüyen lades dediğim
Sonsuzluğa denk düşen şu kısacık zaman
Kimi zaman ürküp de itildiğim.
Göğün fırfırı belki de içimdeki
büyüteç
Aşkın da şah damarı
Elbet gülen yüzüme eş güneş her
şiirde
Kaykıldığım dünden kalkıp da doğrulduğum
Senin izninle hele ki:
Yalnızlığıma boyut ekleyen her
sözcükten
Sonra içre dönüklüğüm,
Dıştan içe elbet
Uzaktan yakına:
Aşktan uzanıp da aşkla işlediğim her
sevaba
Ne olur sahip çık Rabbim
Duaların hikmetine serildiğim bir
milat ki
Seninle varlığıma dokunup da
Her anıma ve sevdiklerime
şükrettiğim.
Gönül gözümde saklıdır her gizem
Görmeden içini varlıkların
Verdiğin güdü ile serildiğim her dem
Elbet rabıtası ömrün
Raksı vedaların
Selam verip de kimi zaman
Karşılığını almadığım…
Ne gam Rabbim ne gam…
Tüten dumanı efkârın
Nasıl da dağılır acıların hükmü
Kala kala kendimle ve seninle baş
başa
Andıkça sevgiyi yakın durduğum bir
ben ki
Serdikçe yükü sevdalandığıma dair
düştüğüm şerh.
Rabbim nazım niyazım neyse
Allah katında kabul görmektir
dualarım
Bu dünya ki minnet etmeden paraya
pula
Allah rızası için sevip de yaşadığım
Asla değil bir hikâye.
Sözcükler uçuşan başımda
Kıstası ömrün yâd ettikçe
Dünü ve tüm acıları
Yar bildiğim elbet semazen bir
yürekten
Akan şelale
Güldür güldür
Yağıp da Allah aşkı ile coştuğum.
Rabbim, varlığına duyduğum o haşmetli
sevgi
Yalnızlığıma kılıf biçenlere itibar
etmeden
Dünya gözü ile tattım ya İlahi Aşkı:
Her eklem yeri acının
Her endamlı düşün de arttıkça sesi
Sonunda haiz oldum ya huzura
Elemin gölgesinde geçse de ömür
Sükûnet bildiğim her yeni gün ve şiir
Bir defalık bile olsa uzak
kalamadığım varlığın
Hoyrat rüzgârlara dahi sabır edip
Bir kum zerresinden ibaret kimliğim
Yeter ki sen sahip çık şu aciz
benliğime.
Aşkın dualarında büyüyen o semazen
yıldız ki
Uçup da konduğum her gece, mahzun
varlığıma
Kol kanat geren verdiğin her hükümle
Yolumdan da sapmama izin verme asla:
Af eyle günahlarımı
Arz ettikçe dertlerimi ve dualarımı
Şükürler olsun günüme geceme
Ayrı kılma da sevdiklerimden
Bir ömür sığındığım rahmetinden başka
da bir şey
Değildir hani beni benden alan
Bir o kadar
Beni bana ve kâinata yakın kılan.
Gücüme de gitmez artık neyse acıtan
İçine saklandığım fanusun dibinde
dahi
Kimse beni bulan yakıp da canımı
haybeden.
Aşkın hünkârı melekler ve beyitler
madem
Rızkıma şükürler olsun ve haiz
olduğum ne çok şey
Yağan rahmetinle azığa aldığım
dünümde
Dünyanın zevki de değildir gözümü
diktiğim;
Hidayetin sancağıdır tuttuğum varsa
yoksa
O devasa kalp gözümle sadece senden
istediğim
En sevdiğime emanet şükürler olsun ki
varlığım
Andığım her güzellikte sensin yanıp
tutuştuğum
Firar ettiğim dünyanın gelip geçici
zenginliğinden
Uzak kalıp da o devasa çöldeki
kuraklığı
Yok edip gideren yüce hikmetinle.