İkram edilen bir düşte karar kıldım
elbet gecenin yelinde ve yelesinde saklıydı yolculuğum göğe çadır kuran ahalisi
yıldızların ve aşk nöbette ve ay derinlerde bırakan g/izini savsakladığım aşka
methiyeler dizdiğim yabancı: nasıl ki uyruğu yoktu mevsimin ve acıların ve
sözcükler sökün etti ve sustu kâinat: sadece dolunay ve ben ve aşk…
Yabancıydım mevsime
Aslı astarı olmayan ne çok sıfat
Karalandığımda saklıydı beyazlığım
Beyazlığımda saklıydı masumiyet
Bir çocuk eli ve yüreği
Aldığım nefeste saklıydı atim
Almanağı geçmişin ve işte sırra kadem
bastı gözlerim.
Issızlıktı vakur kimliğime diktiğim
apolet
Elimde mezura ölçüyordum endamını
mevsimin
Nefes nefese kaldığım bir koşu
En uzun maratondu ölmeden önce
Ölüp de geçeceğim boyuttan da firar
edeceğim
Kadar gerçekti mahzun yalnızlığım
Fırfır etekli gök kuşağı
Dosta düşmana nispet en çok da rahmet
Dileyip evrenden
Çöken rehavette öncü üç beş hece
Dilimlediğim kadar direndiğim
Aşkı mahmuzlayan bir özlemse
sınandığım.
Katıksız yalnız ve hazan yüklü heybem
Doğuştan rütbem hazırdı üstelik
Asker adımlarında yalnızlığa diktiğim
kılıf
En şatafatlı istikrarsızlık boyumu
geçen
Bir minval ki kırağı çalan gök kubbe
Şimdi tek tek ayıklıyorum yanlışları.
Kurduğum sesi alarmın: düşe kalka
Gece ve her hece
İstifli olduğumla hemhal bunca cümle
Beden dilimden bağımsız
Bir ağrıyım
Çağrısı belki de bedellerin
Düş pazarında sepet sepet acı ve
himayesi
Yorgun gölgemle kaykılmışlığım
Neyin uğruna ve kim bilir ne haddime.
Satırların bekası imlece duyduğum
Kırgınlık.
Yazmaya durdum şiirde kaskatı kalan
Yürek.
Nakaratı hep mi kayıptı yoksa
hayatın?
Bir de endamlı düşlere pelesenk olan
bulutlardan
Firar ede öbek öbek g/öç vakti
zamanın
Eşref saati umudun
Zenginlerin değil de
Zemherilerde doğan güneş ve hazinesi
Metruk gölgeden kaçan tek bir kare
Ilıman yüreğin dokuduğu her yeni
günde
Bir batında doğan acı ve sanrı
Gün gözlü sevda masallarında
Büyüyen gövdesi mi satırların
Yalpalayan ayaklarıma takılan çelme…
Hele ki o çehren yok mu?
Beni benden eden bir gülümsemenin
titrinde
Teninde kaygan bir zemin
Dokunmadan yere göğe
Göçen ömrün sefasını süren şiirde
Kayıtlı bir yaprak olsa olsa düşen
takvimden
Elbet içimdeki ağaca yapışık bir aşk
Sözcüklerin katedralinde
Güneşi andıran bir çift gözde
saklanmak gibi.
Solmaya muktedir çiçek ve güneş
Vakit bu vakit değildi
Üstelik
Dünde yoran bir mazi
Yarından kasıt yarım bir şiir
İki yakası gelmedi gitti işte şehrin
de
Surlarına dokunan sırlar gibi
Ebegümeci bir sonda mevsimsiz ölüm
Şehadet getiren ıssızlığıma eşlik
eden
Hezeyan ve heyecan yüklü küfe
Demlendiğim gölgelerde
Derlediğim masallar
Dingin bir sonda buluşmak adına
Dilediğimce sökün eden haylaz bir
rüzgâr
Susmaksa aşkın nezdinde
Vuku bulan bir ısrar
Mademki şair de şiir de nöbette…