Türkiye genelinde her şehirde seyyar satıcılara zabıtaların göz açtırmadığı bilinen bir gerçektir.
Bununla ilgili yaşanan kovalamacalar zaman zaman medya organlarında yer alır.
İnsanlar herhangi bir kamu kurum ve kuruluşu
ile özel kuruluşlarda iş bulamadığı için evine bir parça ekmek götürememenin
psikolojisi altında ezilip durur.
İşsizlikten kurtulmanın çıkar yolunu bulamayan
insanların bazıları çareyi seyyar satıcılık yapmakta bulurlar.
Bu insanların tek gayesi tüketici değil
üretici bir birey olarak kendi ayaklarının üzerinde durabilmek amacıyla
çalışarak ailesinin nafakasını çıkararak kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını
sağlamaktır.
Bu nedenle de yazın o kızgın güneşin
yakıcılığı altında, toz toprakların arasında, kışın yağan yağmurun, karın,
çamurun altında iliklerine kadar işleyen o dondurucu soğuğa rağmen seyyar
satıcılık yapmaya çalışırlar.
İşte bu insanların en korkulu rüyaları
arasında zabıtalarla karşılaşmak gelir.
Karşılaştıklarında ise bazen gergin anlar
yaşandığına şahit olurken bazen de el arabasına ve satılan ürünlere el
konulduğu görülür.
İşte bu seyyar satıcıların yerinde olsam belediyeye başvuru yaparak engelliler yararına satış yapacağını ve elde ettiği gelirle de onlara yardım edeceğini belirterek izin ister ve aldığı izinle birlikte zabıtalardan korkmadan rahat rahat satmaya başlarım.
Belediyeden izin yazısını aldıktan sonra da yakalarına “Gönüllü Eleman” yazılı bir kartı takarak insanların en yoğun olduğu merkezi yerlerde, sokaklarda, caddelerde “Engelliler yararına”, “Lösemililer yararına”, “Şehit ve gaziler yararına” gibi sözlerle gelen geçen her insanı durdurmaya (daha doğrusu insanları rahatsız edecek bir şekilde önlerinde durarak yolunu keser gibi yapılmaktadır) ve işimi yapmaya çalışırım.
Bu adam ne söylüyor böyle diye şaşırdınız değil mi?
Sizleri fazla merakta bırakmadan açıklayayım…
Türkiye genelinde engelliler, şehitler ile gaziler, lösemi hastaları, sokak hayvanları vb gibi isimler kullanılarak bunlara yardım edeceğiz vaatleriyle insanların sömürülmekte olduklarını medya organlarında görüp izleriz.
İşte bu insanlardan bazıları da yıllardır ilimize de gelerek engelliler yararına sözleriyle dergi, boyama kitabı, tiyatro bileti vb gibi ürünleri satmaya çalışarak kişisel rant elde etmektedir.
Engelliler adıyla dergi satarak insanların iyi niyetli duygularını kişisel çıkar elde etmek amacıyla sömüren bir grup gençle ilk mücadeleyi 8 Mayıs 2000 tarihinde o dönem Ufuk Tv’de çalışan Necdet Akboğa ile birlikte vermiştik.
İlk mücadelemizin üzerinden 20 yıl gibi bir zaman geçmesine rağmen yine aynı sorunla ilgili mücadelede buluştuk. O zamandan bu zamana aradan geçen onca yıla rağmen aynı sorunların ülke genelinde yaşanıyor olması yasaların yetersiz kaldığının en güzel göstergesidir aslında.
Yıllardır başka illerden hemen hemen her ay ilimize dört beş kişilik gruplar halinde gelerek bu işi yapanlar oluyordu. Son aylarda ise ilimizde dolanan gençlerden oluşan bir gruba baktığımızda ise artık bunların Kütahya, Tavşanlı, Bursa, Edirne, Balıkesir, Konya, Mersin, Adana, Kayseri, Yozgat, Uşak illerinde olduğu gibi Malatya’da da ofis açtıkları anlaşılıyor.
Bu suistimaller konusunda bilinçli insanların
sormaları üzerine ellerinde bulundurdukları izin yazısını göstererek pişkince
satış yapmaya devam ettikleri görülüyor.
Ellerinde bulundurdukları izin yazısına baktığınızda ise ticari amaçla çıkardıkları dergiyi rahatlıkla satış yapabilmek amacıyla belediyeye başvuru yaparak izin talep ettikleri ve Malatya Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı tarafından da 04.06.2020 tarih ve 95056295-804.01-E.18228 sayılı bir yazı ile “Başkanlığımıza sunmuş olduğunuz 03.06.2020 tarihli ilgi başvurunuz değerlendirilmiş olup, bahse konu Engelli Bakış Gazetenizin kırtasiyesi ürünlerini engelli vatandaşların yararına satış yapılması amacıyla gönüllü personellerinizce yapılacak çalışma, Başkanlığımızca uygun görülmüştür.” yazdığını görmekteyiz.
Bunların aldıkları izin yazısı ile rahat rahat insanları sömürerek haksız kazanç elde etmeleri resmi dilencilikten başka bir şey değildir.
Sözün özü olarak, alın teriyle ailesini
geçindirmeye çalışan seyyar satıcılık yapan insanlara göz açtırmayan zabıta
görevlilerinin insanların duyguları ile ekonomilerini sömüren bu tür kişilere
rahatlıkla satış yapmaları için izin vermeleri tam bir tezatlıktır. İkinci bir
tezatlık olay daha var ancak o konu şimdilik bende kalsın yazmayayım. Benim merak
ettiğim nokta bu izni verenler dilencilerde dâhil olmak üzere “Engelli yararına satış yapacağız”
diyen her esnafa, her insana da izin verecekler mi acaba? Ne dersiniz sizce de
izin verebilirler mi?