1983-1989 Yılları arasında bir yılın yine böyle bir 10 Kasım Günüydü.

Sabah erkenden kalkmış, kahvaltımı yapıp sinekkaydı tıraşımı olmuş takım elbisemi giyip okulun yolunu tutmuştum.

O yıllarda tabii ki öğretmenler de öğrenciler de öyle karnavala gider gibi kafasına esen her kıyafetle okula gidemiyordu. Öğretmen olmanın da öğrenci olmanın da bir ciddiyeti vardı. Neyse konu bu değil zaten.

Evet, okulun yolunu tutmuştum ve heyecanlıydım. Zira daha önce görev yaptığım Manavgat İmam-Hatip Lisesinde olduğu gibi şimdi görev yapmakta olduğum Batman Lisesinde de 10 Kasım Programını hazırlamak ve sunmak hep benim görevim olmuştu ve ben her seferinde sanki ilk kez eline mikrofon verilmiş bir acemi spikerin heyecanını duyuyordum.

Okul ile evin arası uzak değildi. Zaten okulun lojmanında yaşıyorduk ma aile. Yani okula ulaşmam için en fazla iki yüz adım atmam gerekiyordu.

Yüzüncü adımı ya atmıştım ya atmamıştım bir ilkokul çocuğu, tahminen üçüncü ya da dördüncü sınıf öğrencisi bir şeyler mırıldanarak arkamdan geldi ve önüme geçti.

Dikkatle dinlediğimde kendi kendine 10 Kasım için ezberlediği, daha doğrusu unutup takıldığı bir şiiri tekrar ettiğini anladım.

Evet, takılmıştı ve şiirin gerisini bir türlü hatırlayamıyordu. Cebindeki kağıdı çıkarıp bakmayı da kendine ar etmişti besbelli.

Sürekli

'' Beni dertten derde saldın on gasım
Ahlımı başımdan aldın on gasım, on gasım, on gasım'' Deyip duruyordu.

Başka bir zaman olsa '' Evladım çıkar cebinden şiirin yazılı olduğu kağıdı'' Derdim ama benim de acelem olduğu gibi çocuk eninde sonunda cebindeki kağıda bakacaktı. 

Neyse devam ettim, okuluma geldim, gayet güzel bir 10 Kasım töreni sunduk öğrencilerimle birlikte.

Sonra o çocuğun okuduğu şiir kafama takıldı. 

Aramadığım yer, bakmadığım Atatürk şiiri kalmadı ama içinde '' Beni dertten derde saldın on kasım/ aklımı başımdan aldın on kasım'' Diye iki mısra olan herhangi bir şiire rastlamadım. Bir ihtimal çocuk şiiri kendisi yazmıştı ( ve tabii ki daha büyük ihtimal bir büyüğüne yazdırmıştı kendi şiiri olarak.)

Aradan geçen Yıllar içinde Batman'da maalesef pek çok şey değişti. 10 Kasım günü mutlaka okullarda yine Atatürk anılıyor, törenler yapılıyordur ama o çocuk ( Ki şimdi koskoca adamdır mutlaka) yine aynı heyecanı duyuyor mu? Kim bilir...

Evet kaidesindeki Atatürk'e ait '' Ne Mutlu Türk'üm Diyene'' Vecizesinin daha sonra söküldüğü Atatürk heykelinin bulunduğu  Batman'da o çocuk ve onun gibi daha nice çocuk ( Ki bugünün büyükleri artık onlar.) yine ''Aklımı başımdan aldın On Kasım'' Diyebiliyor muydu aynı heyecanla?''

Ve o çocuğun hatırlayamadığı dizeler şöyle bir şey olabilir miydi acaba? (Sonraları ben yazdım böyle bir şey olmalı düşüncesiyle.)

AKLIMI BAŞIMDAN ALDIN ON KASIM

Seni hiç sevemedim Kasım ayı.
Haram ettin bana bütün dünyayı.
Dokuzda kal. Onun hiç gelmez olsun.
Sanki niçin yine geldin On Kasım.

Saat yine dokuzu beş geçiyor.
Gözlerim perişan, kalbim acıyor.
Şu halimden bilmem ne zevk alırsın.
Yine beni mutsuz kıldın On Kasım.

Sararttın yine bütün yaprakları.
Göz yaşıyla sulattın toprakları.
Çabucak git yalvartma beni artık.
Niçin böyle uzun kaldın On Kasım.

Beni Dertten derde saldın On Kasım.
Aklımı Başımdan aldın On Kasım.
Bir tek sevdiceğim vardı. Şimdi yok.
Atatürk’ü benden aldın On Kasım.

( Aklımı Başımdan Aldın On Kasım başlıklı yazı Sami Biber tarafından 9.11.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu