Hecelerimi ayır bir kenara ve üç
harfli özlemlerle doldur şekerliği ve dilediğim sabrı bana sunan Rabbime
duyduğum özlemle doldur ruhun bakracını ve aşkın asasına yapışsın ellerin ve
dilinde tekerleme rücu eden her yıldıza da şükranlarını sun ve tası tarağı
topla firar et evrenden ki nereye gidebilirsin en fazla elbet kaçamadığım
sadece kendinden.
Ve işte kocaman bir yalan aşkın
gerçek olduğu
Devasa da bir sarkaç özlemin
yuhalandığı
Ve göğün sayfaları mıdır kibirli?
Yoksa acıların kebir defteri mi?
Sıraladığın her hane ve işte saymaya
başladık bile:
Birler, onlar ve yüzler.
Hangi yüzler ya da yüzsüzler
Ve ikiler ihanet eden iyi de
İkiye dair yok bir hane
Aslında mutluluğun dilemması iken
kekeleyen…
Hangi hane ise mutluluktan uzak
En nihayetinde yuvarlandığım o büyük
yalan
Elbet sıfırım ben:
İkiden iki iken çıkan
İçimden çıkan ikilem yüklü evreler
Şahsına münhasır bir hane olmanın
verdiği rehavet
Ne kisve ne ihanet
Aşkın şah damarı illa ki
En çok inandığım adalet.
Konuşlu olduğum hani hane?
Yuvarlak düşlerin mensubu bir rahle
Kerevit misali
Kasan hecelerden sarkan
Evrenden firar etse bile öznem
Kim kim özler ki beni?
Öz veri ile yaşadığım yasadığım
Aşkın külbastı inhisarından payıma
düşen
Bir rivayet işte tüm olup biten
Mektepli bir asalet dünden gelen
Lakin yarına uzanmak namümkün
Hangi seremoni ise acıyı uğurlayan
Elbet uğurlu sayım ve hırkam
Uğur böceğim hala saklı cebimde
Ta çocukluktan miras üç beş bilye
Radarı mevsimin tayin ettiğim yürekte
Bir ahenk bir riya
Bir reva bir de rüya
Geldim, gördüm ve yenildim madem
Geri dönmek de anlamsız ya da
dokunmak yaraya…
Yarının yarım kalacağını bile
Dünde hangi k/alıntı ise
Çalıntı sevginin yerine
Nefret etmeye özendiğim kendimden
En çok da yetemediğim
En çok yitemediğim
Varla yok arası bir mücadele
Dertlerimle örtüşen
Ama susmayı yeğlediğim artık her
hazan mahsulü
Kefen bezimde lal notalar
Hayli beyaz ve yüzünden
Asaleti eksik olmayan acımaklı bir
bakış
Sessizlik mademki reva
Ses olmak içimdeki yetim serçeye
Hem de kanatları kopmuş
Kırık gagası
Ufacık diliyle şakıdığı
Hayatta kalmanın adı ise şiirler
sıraladığı…
Gün ve gece serildiğim toprak
Hem değil mi geldiğim o ilk nokta ve
basamak
Varmaksa nihayete
Öncesinde hidayete
Kimse hurra kaçışan
Yana yakıla sevmedim mi hem ben?
Diri kalmanın adı idi sevgi
Mecalsiz kalmam bile esareti
Olmam da bu azınlık duyguya
Kalabalıklaştığım pare pare yanan
heceler
Delişmen ruhum nasıl ki zaman zaman
Kazan kaldıran ölü bir teyakkuz işte
Sindirilmekse bir köşede
Kimse de kusura bakmasın yaşadım diye.
Mademki sunulandı hayat
Benimle Allah arasında içimde saklı
her yara
Yamalı bir bohçam bile yok
Gitsem bile yanımda ne ile?
Yansızlığımla y/andığım
Sevgi ekip ihanet biçtiğim
Aşkın asasına tanık ve asılı
Gözlerimde sicimler alıp da giderken
başını
Varsa vakit daha nereye gider ki
insan?
Gitmelerden kasıt kendinden
gidemezken?
Aslında en çok kendine özlem
Ah, bir de izin çıksaydı ya evrenden
Telaffuzu olmayan bir son belki de
dilenen
Dillenmeyen hangi vakit hangi son?
Açık ara farkla ölümü için için anan
inançla..