Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 12.03.2021
Okunma Sayısı : 9019
Yorum Sayısı : 23
Günün Yazısı

Bu Yazı 13.03.2021 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.

İSTİKLAL MARŞIMIZIN PEK BİLİNMEYEN HİKAYESİ VE KAZIM KARABEKİR PAŞA’NIN İSTİKLAL MARŞI ŞİİRİNE İTİRAZI

Başlığı okuduğunuzda belki şaşırdınız ve ‘’ Nasıl olur, koskoca Kazım Karabekir Paşa İstiklal Marşımıza itiraz eder?’’ Dediniz ama bu bir gerçektir.

Bu itirazın nedenlerini yazacağım elbette ama önce çok bilinenleri kısa geçip İstiklal Marşımızın kabulü ile ilgili fazla bilinmeyenleri anlatmaya çalışayım:

1920 Yılında Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey ( İnönü ) vatanın kurtarılması savaşında şiirin manevi kudret olduğunu göz önünde tutarak askerleri şevklendirmek için bir marş yazılmasını arzu ettiğini beyan edince zamanın Maarif Vekaleti ( Milli Eğitim Bakanlığı) bir İstiklal şiiri yazılması için yarışma düzenledi.

Bu yarışmaya 724 eser katılmıştı ama katılan eserlerlerdin hiç biri Maarif  Vekili Hamdullah Suphi tarafından beğenilmedi.

Bilindiği gibi Hamdullah Suphi bu şiiri yazsa yazsa Burdur Milletvekili Mehmet Akif’in yazabileceğini düşünüyordu ancak Mehmet Akif de yarışma için para ödülü konulduğundan yarışmaya katılmak istemiyordu.

Sonunda Hamdullah Suphi, Mehmet Akif Ersoy’u ikna etti ve M. Akif, 5 Şubat 1921 de İstiklal Marşı şiirini yazmak için Ankara’daki Taceddin Dergahına çekildi.

Şiir yazıldıktan sonra ilk kez 17 Şubat 1921 de Sebilürreşat mecmuası ve Ankara Hakimiyet-i Milliye gazetesinde, 21 Şubatta da Kastamonu Haksöz Gazetesinde yayınlandı. Bu da demek oluyordu ki şiiri en fazla on gün içinde yazmıştı.

Şimdi bir bilinmeyeni anlatayım.

İstiklal Marşı TBMM kürsüsünden ilk kez 12 Mart değil 26 Şubat 1921 de okundu. Hani o milletvekillerinin ayağa kalkıp alkışlaması, tekrar tekrar okunmasını istemeleri olayı var ya işte o olay 26 Şubat 1921 de gerçekleşti.

Evet, Maarif Vekili Hamdullah Suphi o günkü meclis oturumunda yarışmaya katılan ve ilk yediye giren şiirleri okuyacağını ancak kendisinin bu şiirler dışında yer alan Mehmet Akif’in şiirini beğendiğini söyledi ve Milletvekillerinin ‘’ Okuyunuz.’’ Ricaları üzerine bu şiiri okuduğunda tüm milletvekilleri ayağa kalkıp alkışladılar.

Kazım Karabekir Paşa da alkışladı ama şiir içine sinmemişti. Görünen oydu ki Meclis bu şiiri İstiklal Marşı olarak seçecekti. Oysa Kazım Karabekir Paşa’ya göre kendi şiiri İstiklal Marşı olmalıydı. Evet, Kazım Karabekir de şiiri ilk yediye giren bir şairdi.

Bir komisyon tarafından beğinilip İstiklal Marşı yarışmasında ilk yediye( Mehmet Akifinki ile birlikte sekiz tabii ki)  giren eserlerle ilgili görüşme TBMM de 1 Mart 1921 de yapıldı ama bu görüşmede bir seçim söz konusu olmadı. Asıl seçim ve Mehmet Akif’in yazdığı İstiklal Marşının TBMM tarafından  Milli Marşımız olarak kabulü 12 Mart 1921 günü 16.45 de başlayıp 17.45 de sona eren oturumda gerçekleşti.

Bu görüşmeler sırasında ilk yedide şiirleri bulunanlardan biri olan Muhittin  Baha Bey ( Pars ) söz alarak M rumuzu ile yazdığı şiirin kendine ait olduğunu ve şiirini  çektiğini, aynı şekilde şair Kemalettin Kamu’nun da çekildiğini, yani bu iki eserin değerlendirilmemesini istedi.

Kemalettin Kamu sanırım çok çok uzun olan şiirinin sadece beş kıtaya indirilmesine bozulmuştu. ( İşin doğrusu ben de olsam bozulurdum şiirim ne kadar kötü olursa olsun.) Muhittin Baha Pars ise yine sanırım sonucun neredeyse belli olması sebebiyle çekilmişti.  

Değerlendirme kalan altı şiir üzerinden yapıldı ama meclis kararını daha 26 Şubatta vermişti bile. Yani Mehmet Akif’in şiiri resmen İstiklal Marşımız olarak kabul edildiği gibi bu marşın bestelenmek üzere bestekarlara gönderilmesine karar verildi 12 Mart 1921 de.

Peki herkesin ayakta alkışladığı bu şiire Kazım Karabekir Paşa niçin itiraz etmişti?

Hemen belirtelim Kazım Karabekir bu itirazını 12 Mart 1921 de Yani Mehmet Akif’in şiiri Milli Marşımız olarak kabul edildiği gün  değil, daha sonra 1922 de yaptı. O, Mehmet Akif’in İstiklal Marşı için şöyle diyordu:

‘’Akif Bey'in şiiri pek yüksek ve muhteremdir. Ancak milletin vicdanından çıkacak bir feryat değil, muhterem şairin halka hitabesidir.

Arkadaş! hitabesiyle söylenen satırlarında, millete başka biri hitabediyor ki halk bunu okurken şahsiyeti küçülecektir.

Düşmanlarımız, Türkler 'kabiliyetsizdir, medeniyet kabul etmezler.' derken milletimizin 'medeniyet canavardır' diye bağırması doğru olur mu?

Hilal ve Cenab-ı Hakka'a ait kısımları ilahiye yakışır ve marşta maneviyatı kırar.

Hüda ve cüda gibi kafiye hatırı için sözleri halk söylemez.

Marşın güftesi de bestesi de halkın seviye ve hırsına uygun olmalı.’’

Peki Kazım Karabekir’in şiiri nasıl bir şeydi?

Yarışmaya katılan ve ilk yediye giren şiirler aşağıda. Kazım Karabekir’in şiiri de aşağıda. İstiklal Marşımızı hepimiz bildiğimiz için onu ayrıca yazmıyorum.



1- Hüseyin SUAT Bey'in şiiri:
--------------------------

Türk'ün evvelce büyük bir pederi
Çekti sancağa hilal-i seferi
Kanımızla boyadık bahr-ü berri
Böyle aldık bu güzel ülkeleri..

İleri, arş ileri,arş ileri
Geri kalsın vatanın kahbeleri..

Seni ihya için ey namı büyük
Vatanım uğruna öldük, öldük
Ne büyük kaldı bu yolda ne küçük
Siper oldu sana dağlar gibi Türk..

Yürü ey milletin efradı yürü
Ak süt emmiş vatan evladı yürü..

Vatan evladını kurban edeli
Milletin hür yaşamaktır emeli
Veremez kimseye bir Çamlıbel'i
Bağlanır mı acaba Türk'ün eli..

İleri, arş ileri, arş, ileri
Çiğnenir çünkü kalan yolda geri..
**********************************

2-Matbuat Müdüriyet-i Umumiyesi Muharrirlerinden ( Basın Müdürlüğü yazarlarından) Kemalettin Kamu Bey'in İstiklal Marşı şiiri çok uzun olduğu için ilk 5 kıtası yayınlanmış:

Göz yaşına veda et
Ey güzel Anadolu
Hakkını korur elbet
Türk'ün bülülmez kolu..

Cenk ederiz genç, koca
Bugün değil yarında
Yadımız ağladıkca
İzmir ezanlarında..

Hak yolunda kan olur
Dünyalara taşarız
Ya şerefle vurulur
Ya efendi yaşarız..

Hergün yeni bir hile
Arkasında satıldık
Hergün yeni bir dille
Yurdumuzdan atıldık..

Yeter ey Kabemizi
Elimizden alanlar
Alıkoyamaz bizi
Yolumuzdan yalanlar..
*********************************

3-Merzifon İdadisi Hat Muallimi ( Merzifon Lisesi Hat Öğretmeni) İskender Haki Bey'in şiiri:

Ey Müslüman, Ey Türkoğlu
Açıldı İstiklal yolu
Benim bu son günlerimdir
Diyor size Anadolu..

Çek sancağı Türk Ordusu
Olmaz Türk'ün can dostu..

Esarete dayanırmı
Türk vatanı, Türk namusu
Bu son savaş bize farzdır
Fırsatımız gayet azdır
Muzaffer olda Ey millet
Altın ile tarih yazdır..

Birleşelim özümüzden
Dönmeyelim sözümüzden
Hem silelim bu lekeyi
Tarihteki yüzümüzden..
*****************************************

4-Yarışmaya "M" rumuzuyla katılan Muhittin Baha(Pars) Bey’in şiiri ( Bursa Milletvekili )

Altı bin yıllık efendilik yaptın
Kahraman Türk idi cihanda adın
Bir ateşten siperdin islama
Sönmeyen bir güneş gibi yaşadın.

Ey büyük ünlü milletim ileri
Hasmına çiğnetme koş bu şanlı yer
Düşmanın bir cihansa, dostun Hak
Halkın elbette müstakil yaşamak..

Atıl, ez, vur, senindir istiklal
Ebedi parlasın şu al bayrak
Ey benim şanlı milletim ileri
Ele çiğnetme koş bu ülkeleri..
*******************************************
5-Mehmet Muhsin Bey' in şiiri :

Yıllarca altı cephede ateşle kanlara
Türk'ün hilal-i dinine düşman olanlara
Ceddin o, yıldırım gibi saldın zaman zaman
Yüksek başın eğilmedi bir an cihanlara..

Ey kahramanlar ordusu, ey yıldırım-şitab
Göster cihan-ı mağribe bir kanlı inkılab..

Ey mazi-i havariki bin dasitan olan
Garbın zalam-ı zulmüne yüz yıl kılınç salan
Arslan yürekli ordu
Demir giy, silah kuşan
Zira hududu kapladı kan duman..

Arslan mücahit ordusu, ey haris-i salah
Destinde seyf-i hak gibi bin şanlı bir silah
Açtın semayı millete pür nur bir sabah
Ati bizim, bizim artık vatan, zafer felah..

Ey kahramanlar ordusu, Ey yıldırım şitab
Göster cihan-ı mağribe bir şanlı inkılab..
*****************************************
6- Yarışmaya As rumuzuyla katılan ismini tespit edemediğim bir şairin şiiri

Millet aşkı, din aşkı, vatan aşkı uyansın
Yurdumuza göz dikenler al kanlara boyansın 
Ya ben ya onlar diyen silahına dayansın

Türk oğludur bu millet 
Türkündür bu memleket 
Türk oğludur bu millet 
Türkündür bu memleket

Düşman gözü tutamaz yanar dağlar başını 
Bağrımızda saklarız vatanın her taşını 
Yurdumuza yan bakan döker gözün yaşını 

Türk oğludur bu millet 
Türkündür bu memleket 
Türk oğludur bu millet 
Türkündür bu memleket

Can veririz her zaman hürriyet yoluna
Ya gazi, ya şehitlik ne devlettir kuluna 
Ata emanet etmiş namusunu oğluna 

Bize Türk oğlu derler 
Hep bizimdir bu yerler

*********************************

7- Kazım Karabekir’in Şiiri:

Ya istiklal ya ölüm

Ya istiklal ya ölüm

Vatanım milletim sancağım evim

İstiklalsiz yoktur yerim

Zincir vurdurur mu Türkler boynuna

Varlığı fedadır vatan yoluna

Biz tarihin Türk dediği yılmaz milletiz

Hür yaşar hür ölür nurlu ümmetimiz


NOT:

Meclis Tutanaklarına baktığımızda İstiklal Marşımızın TBMM Tarafından Milli Marşımız olarak kabul edildiği tarihin 12.3.1337 olduğunu görürüz. Bu sebeple de bazı işgüzar vatandaşlar Rumi takvim ile Miladi takvim arasındaki 13 Günlük fark dolayısıyla İstiklal Marşımızın TBMM tarafından 12 Mart değil 25 Martta kabul edildiğini ileri sürerler ancak unuttukları ya da bilmedikleri bir husus vardır. Rumi 1333 Tarihinden itibaren Devlet bu 13 günlük farkı kaldırmış ve resmi olmasa da Rumi 1333 Tarihinden itibaren ( Yani 1917 yılından beri ) adı Rumî olsa da kullanılan takvim Miladidir. Kısaca: İstiklal Marşının TBMM de kabul tarihi 12 Mart 1921 dir.

( İstiklal Marşımızın Pek Bilinmeyen Hikayesi Ve Kazım Karabekir Paşa’nın İstiklal başlıklı yazı Sami Biber tarafından 12.03.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu