Çok eskilerden hatırladığım haberler bülteni ile günümüzdeki bültenler arasından dağlar kadar fark bulunmaktadır. Zaman ilerledikçe elbette bazı değişiklikler olacak, zaten olmaması yanlıştır. Kısaca önemli değişiklikler:
Eskiden
televizyon yayınları siyah beyaz idi. Bundan dolayı haber sunucularının yaşı hakkında fikir sahibi
olmak zordu. Saçı başı ağarmış sunucu hatırımda yok. Erkek sunucular hep: sakal traşı olmuş, takımlı, kravatlı kişilerdi. Sunucuların
ciddi görünüşleri haberlerin içeriğine de yansırdı sanki, haberler bülteni
oldukça ciddi bir proğramdı. Haberlerde üzümün sapı, incirin çekirdeği gibi
lüzumsuz meseleler katiyyen gündeme gelmezdi. Hatta, çok gamsız olduğunu ifade
edebilmek için bazıları: “abi biz haberlerde bile oynayıp göbek atabilen
kişileriz!”derlerdi.
Haberin okunduğu
stüdyoda yayın kurumunun (TRT) büyükçe
logosu bulunur, sunucu oturduğu yerden monoton bir şekilde haberleri okurdu.
Masa üzerinde sadece küçük bir deste kağıt bulunurdu. Haberlerin sonunda
sunucuların bu kağıtları aldıkları
görülürdü.
Daha sonra yayınlar renklendi veya renkli televizyonlar
çoğaldı. Sunucuların saç veya üzerindeki elbiselerin rengi fark edilir
oldu. Yine de eskiden saçı ağarmış sunucu hatırlamıyorum, kimbilir belki de
yaşlı sunucular saç boyası kullanıyorlardı? Erkek sunucular genelde koyu
renkli takım elbiseli olurlardı.
Zaman ilerledikçe
yayın kurumu çoğaldı. Yeni kurumlar yayın pastasından azami bir şekilde
istifade edebilmek için rekabete girmek zorunda kaldılar. Rekabet, daha doğrusu
rezalet haberler bültenine de yansıdı.
Haberler artık eskisi gibi çok ciddi kişiler
tarafından, monoton bir şekilde sunulmuyor. Erkek sunucular hep koyu renkli takım elbise giymiyorlar, sinek
kaydı traş olmuyorlar. Haber proğramı
şimdi daha canlı bir şekilde yayınlanıyor;
stüdyodaki dev ekranda ya haberin görüntüsü gösteriliyor ya da doğa
manzarası yer alıyor. Çok önemli haberlere program sırasında alt yazıyla dikkat çekiliyor.
Oturarak haber
sunulduğunda, masada her zaman kurumun logosu bulunan büyükçe bir bardak
bulunabiliyor. Sunucuların bardaktan bir şey içtiklerini hatırlamıyorum, galiba
o bardaklar reklam amaçlı bulunduruluyor?
Bazı sunucular ise ayakta haber sunuyorlar.
Rekabetten dolayı
yaşanan değişiklik haberlerin içeriğini de etkiledi. Belki de en önemli
değişiklik budur!
Haberler bülteni
artık ciddi program olmaktan hızla
uzaklaştı. Minibuscülerin yolcu, pazarcıların yer, lise öğrencilerin arkadaş
kavgaları hatta seyir halindeki bir kamyondan yola düşen karpuzlar bile haber
konusu olabiliyor. Bu tür haberler o kadar önemli ki, mesela seyir halindeki:
Adana plakalı, kırmızı eski tip bir MAN kamyondan yola düşen kocaman Diyarbakır
karpuzların görüntüsü seyirciye en az 5 defa gösterilecek kadar
önemsenmektedir!
Hatta, gözü iyi
göremeyen seyircilerde düşünüldüğünden, görüntüye ok işareti filan konup yolan
düşen karpuzlar en ince detaylarına kadar ele alınabilmektedir. Zaten, o ok
işaretleri de olmasa karpuzlar tam anlamıyla boşu boşuna yola düşmüş yani
gümbürtüye gitmiş olacaklardı!
Tartışma, itişme,
küfür ve ardından: yumruklu, uçan tekmeli,
sopalı, taşlı, kürekli, bıçaklı, kamalı hatta silahlı kavga veya dövüş
haberlerine hiç değinmeyim!
Bu kadar ciddiyetten uzak, rezalet yetmezmiş gibi
ayakta haber sunanlar artık pazarlamacı
gibi tavır takınmaktadırlar.
Sundukları çok
ciddi ve önemli haberleri için vücut lisanınıda kullanmaktadırlar. Evet, yanlış
okumadınız! Vücut lisanıya da haber sunulmaktadır. Sunucu, yeri geldiğinde
gerilip kasılıp el ve kol hareketleri de yapmaktadır. Haberin önemine, vücut lisanıyla da, dikkat çekmeye çalışılmaktadır. Bu gelişme
nereye gider bilemem ama ileride mesela kavga haberlerinde, sunucular
stüdyoda havaya tekme veya yumruk
atarlarsa hiç şaşmamak lazım.
Toparlayalım artık, gelişme ve ilerleme her zaman gereklidir. Ayrıca
kaliteli ve güncel haberler sunmakla, rekabet kazanılır. Rezalet devam ettikce sunucular bırakın vücut lisanıyla en iyi
bir şekilde haber sunmayı, palyoçalaştırılsalar bile haberlere olan ilgi
artmayıp hep azalacaktır.
Abdullah Konuksever