Araya Bir Nefeslik Virgül Ekleyerek...
Anladığım kadarıyla düşünmek, düşündüğüm
kadar anlamak için düşüncelerimi zorluyorum evrenin içine düşmüş olduğu korona
mikrobuyla eve hapis kaldığım hücremde. Gözleri kapatmıyorum umuda karşı hep
açık taptaze karşımda duruyor, bedenimi dünyanın dış yüzüyle sessizliğe
bürünmüş haliyle hayalet şehrin sokağın içine bakarken yalnızlığına terk
ederken istemeden, yarınlarda saklı umutların açan çiçeğinin kokusu, bir anın
içinde kaybolsa da şehrin neşesi kalabalıkları, hala şehri kenti hayalet şehre
dönüştürenlere inat hala umutlarımızı gönlümüze prangalar vurmalarına izin
vermeden, kapansa da mağazaların kepenkleri, gönlümüzde usulca açmak için o
kadar fazla çaba göstermesek te açılacak bir bir neşeyle şenlikle…
Aşk
ve sevmeler kepenklerini kapatmaz, bakar perdenin arkasında kimler bu
musibetten dersini almış, lakin ders alan hiç yok adeta, birkaç kişi dışında!
Karanlığı aydınlık etmek için üzerimize doğan karanlık, aydınlığın kıymetini
bilmek içindir… Herkes tüm güzelliğe muhalif, elif gibi dimdik duran yok
şimdilik, kim bilir bakarsın birliktelik gelir bir araya yıkılır viraneler
yeniden inşa edilir her yıkık şehirler gönüller düşler…Gülün çevresinde diken
mutlaka olur, batsa da batan gülden yetişen dikendir, acıtmaz kokusu ile
doldurur dünyamızı…
Dibe vursa da düşlerimiz
yalnızlığıyla, onu şen edecek yine biziz biliyorum, zor olsa da kor olsa da. Saklı
bir şeyler var gönlümde sizlerinki gibi, silinmez bilirim, sinsice silmeye
çalışanların onca çabasına rağmen, bir an böyle gülümsemezken güldürenler yolda
geliyor usul usul… Her gün sabah yeniden doğuyoruz, öyle ise her gün karanlık
olsa da güneş doğacak karanlığı silecek yok edecek, az sabır diyorum kendime, kalemle
bunları yazarken yaşarken tüm duygu ve hislerim mutlu günlerin bir an gelmesi
için Rabbime niyazla el açmış duada… Bir hikâye yazmak yerine hikayeleri okumak
görevim biliyorum, düzeltmek elimde olmasa da araya bir nefeslik virgül
ekleyerek nefes alın az diyebiliyorum bu kadar. Sevmek sevilmek bir ihtiyaç, yüzerken
aşkın denizinde kulaç kulaç, Mevla’m diyor ey kulum gönlünde yeşerttiğim
sevgini etrafına saç, nasıl yok diyebilirim ki, başım gözüm üstüne Rabbim…
Gözyaşlarımla her gün koşuyorum
gözyaşı dökenlerin gözlerinin yaşını silmek için duygu ve hislerimle, inancımın
ve rahmetin verdiği güzellikle bu görevimdir bilirim. Dokunmanın zararı yok
faydası var, gerisini derseniz önemi yok ne sen sor ne ben, en güzeli gülümsemen
gülümsetmen, gülümserken gülümsetirken kaç kat çıktığımın hiçbir önemi yok, kıtaları
aşan aşk ve sevmek her şeye fazlasıyla yeterken gönüllerde var olmak zaten
yetiyor vesselam, selamlarımla.
Mehmet Aluç