1
Sensizlik Çiçeklerim
Ard-arda kaç zemheri geçti
Ard-arda kaç zemheri beni üşüttü
Bu Ağustos ayında
Dışarıda bahardan bir hava
Bende sebepsiz üşümeler
Bir ben ısınamadım
Hasretinin çeyrek saatinde
Bir bağırabilsem sensizliğine
Git diyebilsem
Yitirdiğim öpücüklere kavuşsam
O kiraz yanaklarındaki sıcaklığa tatlılığa
Yitirmişim öpücüklerini gülücüklerini
Seni
Bunda senin payın var
Bana düşen pay ise hasretin
Sana olan hasretimin sancısı
Karın ağrısı
Apansız bir akşam olmadan giden sen
Bir sigara içimi kadar yanımda kalmayarak
Yokuşun dibinde beni bıraktın tek başına
O tenha anda beni bıraktın
Bense bir aşk yürekli yiğidi
terk ettin de gittin
Bilinmezlere
Görünmezlere
Bana ve yastığına küsmüş halinle
Sırtıma soğuk bir namlu dayayarak gittin
Öylesine çaresiz ve bağlı bırakarak
Sığamadın kalbimdeki aşkın yüce dağlarına
Faka basmaz yüreğimi
faka bastırttın kaçtın ellere
Acımadın
Beni hiç anlamadın
Şairin dediği gibi
Beni bir tek sen anlardın
sende yanlış anladın
Yüreğimi leş kargalarına bıraktın
Bir kuytu köşede ellerinle vurmuştun
Düştüm o an kara gecelerin içine
Gündüzüm artık olmadı
Bir nefeslik ana yorganım yetmez
Yorganım olsa da beni ısıtmaz
Şunu bil ki hasretin beni öldürtmez
Gidişin seni öldürtür
Ocakta küllenmiş ateşim yeniden yanar
Gönlümün burçların da bana bakan bir Leyla
Bir Aslı mutlaka bakar
Ömrünü dayamış aşk ağacına bu yiğit
Üşürken ifadelerim kifayetsiz
Sen benden uzakta bensiz ağla
ağlaya bildiğin kadar
Nazlı seher vakitlerini kaybet
Bugünden andan sonra kalem seni yazmaz
Ancak gidişini ihanetini
hançer gibi yüreğime saplanan
Gülüşündeki kifayetsizliği yazar
Bir bilsen
Bilmene de gerek yok
Üzmeyeyim heceleri sözleri
Bin yıllık hasretin içinde
Küf kokan çiçeklerin gibi küf kok
Bir taş duvar olan yüreğin yıkılsın üzerine
Altında kal pişmanlığın ağır yüküyle
Zulamdaki resmin solmadan önce gel
Karanfil kokan düşlerim
leş kokmadan önce düş yollara
Yoksa dağlarına bir daha bahar gelmez
Baharlarda gezmezsen de canım dayanmaz
Zaten bendeki sendeki bir tutam can
Kanla dolmadan kanında boğulmadan
Düşte yollarıma gel
Elim boş
Ayağım bin bir pusuya düşmeden gel
Bak temmuz ayında karlar yağar
Dağlarım nazlıdır çabuk üşür
Yoksa sensizlik çiçeklerim
Uçurumların dibinde açmaya başlar
Mehmet Aluç