Yazının başlığını her ne kadar Zeytun İsyanı koysam da aslında Zeytun isyanları demek daha doğru olur.

O zaman Zeytun’u tanıyalım biraz. Yukarıda fotoğraflarını görüyorsunuz dünü ile bugünü ile.

Bugün artık Kahramanmaraş İlimize bağlı ve Süleymanlı olarak bilinen Zeytun 3400 M yükseklikteki Berit Dağı eteklerinde kurulmuş bir yerleşim yeri. Kahramanmaraş’ın kuzeybatısına düşüyor. Arazisinin sarp, ormanlık, engebeli olması sebebiyle ulaşım zor. O sebeple de  Osmanlı Devleti zamanında burada yaşayan Ermeniler sık sık ayaklanıyorlar.

Yok yok bağımsızlık için yapılan ayaklanmalar değil bunlar. Anadolu’de her zaman gördüğümüz vergi vermemek için yapılan ayaklanmalardan. Bir nevi Celali ayaklanması.


İşte bu ayaklanmalar 1832 Yılında bu çevreye gelmiş olan ABD Misyonerlerinin dikkatini çekiyor.

Şimdi dikkat!

Osmanlı devletinde Osmanlı vatandaşlarının belki de %99 unun bilmediği Zeytun 1800 lü yılların başında ABD nin dikkatini çekmiş ve burada ve  Kahramanmaraş’ta bulunan 8 Ermeni kilisesinin tamirini, onarımını üstlenmiş olan
 “American Board of Commisioners for Foreign Missions”a bağlı misyonerler ABD ye ‘’Aradığımız madeni bulduk’’ diye rapor ulaştırmalarına vesile olmuştur.

Artık ABD den yüz bulduklarını gören Zeytun Ermenileri daha da şımarmışlar ve ana meslekleri olan eşkıyalığı artık sadece yol kesmeyle sınırlı tutmayıp Türk köylerine saldırı şekline de dönüştürmüşlerdir.

Bu kapsamda 1836, 1840, 1842, 1843, 1854 yıllarında yine vergi vermemek için ayaklanmışlardır.

1856 Yılına gelindiğinde Osmanlı Devleti,  Kırım Savaşı nedeniyle Rusya’dan göç eden Kafkas Türklerini ve Çerkezleri Kahramanmaraş’ın muhtelif mıntıkalarına yerleştirmeye başlayınca artık bu isyanların şekli değişmiş ve Çerkezleri, Kafkasları köyümüzde, kasabamızda istemeyiz isyanına  yani siyasi boyutlu bir isyana dönüşmüştür.

Bu arada Müslüman Türk nüfusunun  da Islahat fermanı uygulamalarından rahatsız olması ve dahi Bayezıd ve Dulgadır aileleri arasında bitmek tükenmek bilmeyen kavgalar, Ermenilerin ekmeğine yağ sürmüştür adeta.


1860 Yılında Ermenilerin, muhacirlere saldırması üzere üzerine bölgeye Hurşit Paşa idaresinde askeri birlikler gönderilse de bu birlikler Ermeniler tarafından yenilmiştir. Daha sonra gönderilen Aziz Paşa da ilk önce başarılı olamadı hatta Osmanlı’nın bir dağ topu Ermenilerin eline geçti ama daha sonra toparlandı ve 1862 de Alabaş Köyü yakınlarında Ermenileri bozguna uğratıp asayişi sağladı.

Sonra?

Sonra Zeytun Ermenileri İstanbul Patriğine ağladılar; İstanbul Patriği, Fransa’ya ağladı, Fransa Osmanlı Devletine ‘’ Ama böyle olmuyor ki. Haydi bir komisyon kur da şu Ermenilerin ağlamalarını durdur’’ Dedi.

Osmanlı Devleti çoğunluğunu Ermenilerin oluşturduğu bir komisyon kurdu, bu komisyon Aziz Paşa’yı Zeytun Ermenilerine çok kötü davrandığı için Padişaha şikayet etti ve kan dökülmesin diye Zeytun’a girmemiş olan hatta İstanbul’a ‘’Asayiş sağlandı. Ermeniler özür ve af dilediler, vergilerini de ödediler.’’ Diye rapor göndermiş olan Mutasarrıf Aziz Paşa azledildi.

Bu arada Aziz Paşa’nın Ermenilerin elinden aldığı silahlar onlara gerisin geri iade edildi.

Zeytun Ermenileri çok büyük bir başarı elde etmişlerdi. Bu başarıları  diğer Ermenilere ilham kaynağı oldu.

Osmanlı- Türk vatandaşlarının neredeyse hiç birinin adını bile bilmediği Zeytun, Ermeniler tarafından artık Kartal Yuvası diye anılıyor, Zeytun’un kahramanları lehine şiirler, destanlar yazılıyor ve Ermeniler arasında elden ele dolaşıyordu.  Fakat bu kadarı yeterli değildi. Nasıl ki 1861 de Lübnan’da yaşanan Dürzî- Maruni çatışması sonunda Osmanlı Devleti 9 Haziran 1861 de Lübnan’da ayrıcalıklı, özel bir yönetim kurmuş ve başına vezaret Rütbesi ile Ermeni David Efendiyi Mutasarrıf olarak atamışsa bunun benzeri Zeytun’da niçin olmasındı.

Şimdi çok dikkat !

1877-1878 Osmanlı- Rus Savaşı sırasında Zeytun Ermenileri bir kez daha ayaklandılar. Bu ayaklanmanın sebebi ise çok komikti. ‘’ bizi niçin askere almıyorsunuz?’’

Osmanlı safında Ruslara karşı savaşmayı o kadar can-ı gönülden istiyorlardı ki(!) kendilerine yapılan bu haksızlığa(!) tepki olarak Kahramanmaraş’ta Türk köylerindeki camileri yakmaya başladılar.

Devlet dayanamadı. ‘’ Tamam lan madem  gelin’’  Diye ferman çıkarttı. Bu sefer de ‘’ Köylerimizi boşaltıp bizi Rusların önüne mi atıyorsunuz öldürsünler diye’’ demek suretiyle ayaklandılar.

Ermenilerin, İngiltere ve diğer kocalarının baskısıyla 1879 da bir daha komisyon kurdu Osmanlı Devleti. Bu komisyonda Maraş Mutasarrıf Vekili Mazhar Paşa ile Şura-yı Devlet üyesi Nuryan Efendi, konuyu araştırmak üzere görevlendirildi. Daha sonra İngiltere’nin Halep Konsolosu ve Sis(Kozan) Katogikosu da bu komisyona katıldı.

Komisyonun çalışmaları sonucunda Zeytun Ermenilerinin vergilerin azaltılması, genel af çıkarılması, silahlarının iade edilmesi, bedel ödemek yerine fiilî askerlik yapma, aşiretlerin Zeytun’un çevresine girişlerinin yasaklanması gibi düzenlemeler yapıldı ama Ermenileri heyecanlandıran ‘’ Bu iş olacak’’ Dedirten konu  Zeytun’a bir Hristiyan kaymakam yardımcısı tayin edilmesi, kazanın idari, adli ve asayişle ilgili bütün birimlerinin Müslüman ve Hristiyanlardan olacak şekilde düzenlenmesi oldu.

Zeytun Ayaklanması Ermenilerin de tüm ilgisini buraya toplamıştı.



Zeytun Ermenilerinin Osmanlı hükümetini en zor durumda bırakan eylemi, 1895 yılı sonbaharında başlattıkları ayaklanma oldu. Hınçak komitesi mensuplarından Aghassi önderliğinde 1895 Yılı Ekim ayında başlatılan ayaklanma artık bir ‘’Vergi vermiyorum’’ Ayaklanması değil doğrudan doğruya en azından özerk bir yönetim için yapılan ayaklanmaydı.

Bizim okullarda okutulan ders kitaplarında Zeytun İsyanı sadece bir tek cümle ile yer alır: ‘’ Osmanlı Devletinde İlk Ermeni isyanı 1895 de Zeytun’da başlamıştır.’’

Oysa Ermeniler 1890 da Erzurum’da ayaklanmışlardır mesela...

Mesela 1894 deki Sason İsyanı elbette ki 1895 Tarihli Zeytun İsyanından daha öncedir. Ama 1895 Tarihli Zeytun İsyanı çok farklıdır. Çok farklı olduğu için de Ermeniler için özeldir.

Bizim Tarih ders kitaplarımızda sadece bir cümle olarak geçen, lise öğnenimi bittikten sonra da unutulan Zeytun- Ermeni İsyanı, Ermeniler için unutulmazdır asıl unutmaması gerekenler bizler olduğumuz halde.

1895 Tarihli Zeytun İsyanında neler oldu ki biz onu asla unutmamalıyız?

Neler olmadı ki?

******

Gelecek bölümde inşallah. 
( Zeytun İsyanı başlıklı yazı Sami Biber tarafından 25.05.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu