Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 28.10.2025
Güncelleme Tarihi : 28.10.2025
Okunma Sayısı : 249
Yorum Sayısı : 9
Günün Yazısı

Bu Yazı 29.10.2025 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.
Cumhuriyet İlan Edilirken-1. Bölüm-



29  Ekim  1923’de TBMM Genel  Kurulunun önünde seferberliğin  artık  kaldırılmasından  tutun  da  Rize’de  fındık,  portakal, çay  ve  limon  yetiştirilmesi ile  ilgili  kanuna,  hatta  Sıhhiye  Vekili Rıza Nur’un iki  aylığına  istifa  etmek  istemesine kadar  pek  çok  kanun  teklifleri  vardı.

2.  Başkanvekili  İsmet Paşa’nın  başkanlığında  toplanan  TBMM’de  bütün  bu  kanun  teklifleri  ivedilikle  görüşülüp  kararlar  verildi  ve  o gün  TBMM’nin  görüşeceği en  önemli  kanun teklifine  sıra  geldi.

Bu  kanun  teklifi: TEŞKİLAT-I  ESASİYE KANUNUNUN(Yani  Anayasanın ) BAZI MEVADDININ ( yani  maddelerinin ) TAVZİHAN ( Yani  değiştirilerek )TADİLİNE( Yani  yeniden  biçimlendirilmesine ) DAİR  KANUN  idi. [ Şu  kadarcık  metini  bile  sözlük  kullanmadan  anlayamıyoruz. Oysa  çok  değil, 102 sene  bu  dili  kullanıyorduk]

Yani  özetle  Cumhuriyet  ilan  edilecekti  ama  bu  öyle  pat diye  yapılacak  bir  şey  değildi. Her  işin,  hele  de  konu  Cumhuriyetin  ilanı  ise bir  usulü,  kaidesi  vardı.

Yapılması  düşünülen  değişiklikler  şöyle  sıralanmıştı:




Madde 1. — Hâkimiyet; bilâkaydüşart[Kayıtsız-şartsız]  milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir[ Dayanır]. Türkiye Devletinin şekl-i Hükümeti[ Hükumet  Şekli]  Cumhuriyettir.

{ Bu  madde 1921 Anayasasında şu  şekilde  yer  alıyordu:   Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir.}

Madde 2. — Türkiye Devletinin dini, İslâm’dır, resmî lisanı Türkçedir.

{ Bu maddenin  orijinal  hali  şöyleydi: ‘’İcra kudreti ve teşri salâhiyeti milletin yegâne ve hakikî mümessili olan Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder.’’}

Madde 4. — Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis, Hükümetin inkisar ettiği şuubat-ı idareyi İcra Vekilleni vasıtasiyle idare eder.

{ Maddenin  orijinal  hali:  Büyük Millet Meclisi vilâyetler halkınca müntahap(seçilmiş ) âzadan mürekkeptir.  

Madde 10. — Türkiye Reis-i cumhuru, Türkiye Büyük Millet Meclisi Heyet-i  Umumiyesi tarafından ve kendi âzası meyanından bir intihap devresi(seçim  süresi )  için intibab olunur. Vazife-i  Riyaset(Başkanlık  görevi ) yeni Reis-i cumhurun intihabına kadar devam eder. Tekrar intihab olunmak caizdir.

{Maddenin  orijinal  hali:Türkiye coğrafi vaziyet ve iktisadi münasebet noktai nazarından vilâyetlere; vilâyetler kazalara münkasem olup(ayrılmış  olup ) kazalar da nahiyelerden terekküp eder.}
 
Madde 11. — Türkiye Reis-i cumhuru Devletin Reisidir. Bu sıfatla lüzum gördükçe Meclise ve Heyet-i Vekiliye riyaset eder.

{Maddenin  orijinal  hali: Vilâyet, mahallî umurda mânevi şahsiyeti ve muhtariyeti haizdir. Harici ve dahili siyaset, şer'i, adlî ve askerî umur, beynelmilel iktisadî münasebat ve hükümetin umumi tekâlifi ve menafii birden ziyade vilâyata şâmil hususat müstesna olmak üzere Büyük Millet Meclisince vazedilecek kavanin mucibınce Evkaf, Medaris, Maarif, Sıhhiye, İktisat, Ziraat, Nafıa ve Muaveneti İçtimaiye işlerinin tanzim ve idaresi vilâyet şûralarının salâhiyeti dâhilindedir.}

Madde 12. — Başvekil, Reis-i cumhur tarafından ve Meclis âzası meyanından intibab olunur. Diğer vekiller Başvekil tarafından yine  Meclis âzası arasından intihab olunduktan sonra heyet-i umumiyesi Reis-i cumhur tarafından Meclisin tasvibine arz olunur. Meclis hali içtimada değilse keyfiyeti tasvip Meclisin içtimaına talik olunur.

Maddenin  orijinal hali: Vilâyet şûraları vilâyetler halkınca müntahap âzadan mürekkeptir. Vilâyet şûralarının içtima devresi iki senedir. İçtima müddeti senede iki aydır.

Evet, TBMM  o gün  son  olarak  bu  kanun  değişikliği  maddelerini  görüşmeye  başladı.

Maddelerin  geneli  hakkında  tabii  ki  hiç  bir  olumsuz  kelime  kullanılmadı.

Bu  bölümde  hangi  milletvekilleri  neler  konuştular  uzun  uzun  yazmayacağım  ama  yine  de  kısaca  değinelim

Yunus  Nadi  bu  kanun  değişikliklerinin  niçin  yapıldığını  uzun  uzun  anlattı.

Sonra?

Sonra  Saruhan  Mebusu  Vasıf Bey  söz  aldı.

VASIF BEY. (Saruhan) — Arkadaşlar! dört sene evvel güzel vatanımızın dört tarafı batıyordu. Memleketi istilâ etmek, esir etmek isteyen  bu müstevli kuvvet, bu güzel diyarın Garp tarafını, müthiş bir ihtirasla yakıp yıkıyordu. Memleket inliyordu, millet inliyordu. Herkesin kalbi kan ağlıyordu, yalnız bu fecaat manzarası karşısında bî his( hissiz ) kalan ve memlekete karşı hiçbir merbutiyet(bağlılık ) göstermeyen bir şey vardı. O da, saray ve saltanat idi.

YAHYA GALÎP B. (Kırşehir) — Allah lanet etsin.

VASIF B. (Devamla) — O saray ve Sultan; kendisine verilen, millet tarafından verilen tahtı kurtarmak için gözünün önünde çiğnenmiş olan namuslar karşısında duyulan vaveylalara karşı kulaklarını tıkamıştı. O sultan, gözünün önünde Kur’an’ın, dinin, mabedinin çiğnendiği vakit gözünü kapamıştı, vicdanını tıkamıştı. O sultan; gözünün önünde genç Türk kızlarının ismeti parçalanırken ; kalbi susmuştu. Ancak tahtını kurtarmak, yalnız kendi hayatını kurtarmak için bütün mukaddesatı feda etmişti. Fakat arkadaşlar! \ Bu güzel Türk diyarının içinde; ağlayan, inleyen, ezilen bir Türk Milleti vardı. Bu millet; asırlardan beri tarihte harikalar, mefharetler( iftihar  edilecek  şeyler ) yaratmış ve daima efendi olarak yaşamıştı. Sultan ona ihanet etmişti. Bu millet altı asırdan beri kendi haşmetini yükseltmek için kanını, canını, malını verdi. O sultan ve saray vermedi. Fakat bunun karşısında milletin imanı sarsılmamıştı, ölmemişti. İman doğurduğu kuvvet, o ruhun doğurduğu kuvvet; nihayet Ankara'da teşkil ettiğiniz Meclisin temelini kurdu. Arkadaşlar! Yeni Türkiye Devleti, her hangi bir kabile serdarının, her hangi bir kabile reisinin taca mazhar olmak için kurduğu bir devlet değildi. İstiklâlini kurtarmak isteyen, hür yaşamak isteyen., Türk Milletinin doğrudan doğruya ruhundan doğan bir devlettir. Türk Milleti, asırlardan beri kendi ruhuna, kendi seciyesine tevafuk eden bir devlete; ilk defa kavuşuyor. Bununla daima müftehir olacaktır….. 

Konuşma  bu  minval  üzere  uzayıp  gitti.

Sonra  Konya  mebusu  Sabri  Efendi  geldi  kürsüye  o  da  Ülkemizin  sınırlarının  küçüle  küçüle  minicik  bir  şey  kalmasını  mutlakıyetle  yönetiliyor  olmamıza  bağladı ve  son  söz  olarak  ekledi:

{ Sabri  Efendi,  topraklarımızın 20 Milyon  kilometrekareye  çıktığı  dönemlerde  mutlakıyetle  yönetildiğimizi  unutmuştu  sanırım. }

SABRİ  EFENDİ ( KONYA ) ‘’Aciz  arkadaşınız  bu  kelimeye  şimdi  değil  ta  mektep  sıralarında  aşık  olmuştur’’

YAHYA  GALİB(  KIRŞEHİR)- Allah  senin gibi  aşıkları  müzdad eylesin ( arttırsın,  çoğaltsın )


****

Tabii  ki  bitmedi.  Daha  yeni  başladık.

*****
CUMHURİYET  BAYRAMIMIZ TÜM  MİLLETİMİZE  KUTLU  OLSUN.

BAŞTA  MUSTAFA  KEMAL  ATATÜRK  OLMAK ÜZERE  KANLA,  İRFANLA  KURULAN  CUMHURİYETİ  BİZLERE  ARMAĞAN  EDEN TÜM  ŞEHİT  VE  GAZİLERİMİZE  RABBİMDEN  RAHMET  DİLİYOR  AZİZ  HATIRALARI  ÖNÜNDE  SAYGI  İLE  EĞİLİYORUM.


( Cumhuriyet İlan Edilirken-1. Bölüm- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 28.10.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu