Cumhuriyet İlan Edilirken-1. Bölüm-

29 Ekim
1923’de TBMM Genel Kurulunun
önünde seferberliğin artık kaldırılmasından tutun
da Rize’de fındık,
portakal, çay ve limon
yetiştirilmesi ile ilgili kanuna, hatta
Sıhhiye Vekili Rıza Nur’un
iki aylığına istifa
etmek istemesine kadar pek
çok kanun teklifleri
vardı.
2. Başkanvekili İsmet Paşa’nın başkanlığında
toplanan TBMM’de bütün
bu kanun teklifleri
ivedilikle görüşülüp kararlar
verildi ve o gün
TBMM’nin görüşeceği en önemli
kanun teklifine sıra geldi.
Bu kanun
teklifi: TEŞKİLAT-I ESASİYE
KANUNUNUN(Yani Anayasanın ) BAZI
MEVADDININ ( yani maddelerinin )
TAVZİHAN ( Yani değiştirilerek
)TADİLİNE( Yani yeniden biçimlendirilmesine ) DAİR KANUN
idi. [ Şu kadarcık metini
bile sözlük kullanmadan
anlayamıyoruz. Oysa çok değil, 102 sene bu
dili kullanıyorduk]
Yani özetle Cumhuriyet
ilan edilecekti ama
bu öyle pat diye
yapılacak bir şey
değildi. Her işin, hele
de konu Cumhuriyetin
ilanı ise bir usulü,
kaidesi vardı.
Yapılması düşünülen değişiklikler
şöyle sıralanmıştı:
Madde 1. — Hâkimiyet;
bilâkaydüşart[Kayıtsız-şartsız]
milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare
etmesi esasına müstenittir[ Dayanır]. Türkiye Devletinin şekl-i Hükümeti[
Hükumet Şekli] Cumhuriyettir.
{ Bu madde 1921 Anayasasında şu şekilde
yer alıyordu: Hâkimiyet
bilâ kaydü şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil
idare etmesi esasına müstenittir.}
Madde 2. — Türkiye Devletinin dini, İslâm’dır, resmî lisanı Türkçedir.
{ Bu maddenin orijinal hali
şöyleydi: ‘’İcra kudreti ve teşri salâhiyeti milletin yegâne ve hakikî
mümessili olan Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder.’’}
Madde 4. — Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur.
Meclis, Hükümetin inkisar ettiği şuubat-ı idareyi İcra Vekilleni vasıtasiyle
idare eder.
{ Maddenin orijinal hali:
Büyük Millet Meclisi vilâyetler halkınca müntahap(seçilmiş ) âzadan
mürekkeptir.
Madde 10. — Türkiye Reis-i cumhuru, Türkiye Büyük Millet Meclisi Heyet-i Umumiyesi tarafından ve kendi âzası
meyanından bir intihap devresi(seçim
süresi ) için intibab olunur.
Vazife-i Riyaset(Başkanlık görevi ) yeni Reis-i cumhurun intihabına
kadar devam eder. Tekrar intihab olunmak caizdir.
{Maddenin orijinal hali:Türkiye coğrafi vaziyet ve iktisadi
münasebet noktai nazarından vilâyetlere; vilâyetler kazalara münkasem olup(ayrılmış olup ) kazalar da nahiyelerden terekküp
eder.}
Madde 11. — Türkiye Reis-i cumhuru Devletin Reisidir. Bu sıfatla lüzum gördükçe
Meclise ve Heyet-i Vekiliye riyaset eder.
{Maddenin orijinal hali: Vilâyet, mahallî umurda mânevi
şahsiyeti ve muhtariyeti haizdir. Harici ve dahili siyaset, şer'i, adlî ve
askerî umur, beynelmilel iktisadî münasebat ve hükümetin umumi tekâlifi ve
menafii birden ziyade vilâyata şâmil hususat müstesna olmak üzere Büyük Millet
Meclisince vazedilecek kavanin mucibınce Evkaf, Medaris, Maarif, Sıhhiye,
İktisat, Ziraat, Nafıa ve Muaveneti İçtimaiye işlerinin tanzim ve idaresi
vilâyet şûralarının salâhiyeti dâhilindedir.}
Madde 12. — Başvekil, Reis-i cumhur tarafından ve Meclis âzası meyanından
intibab olunur. Diğer vekiller Başvekil tarafından yine Meclis âzası arasından intihab olunduktan sonra
heyet-i umumiyesi Reis-i cumhur tarafından Meclisin tasvibine arz olunur.
Meclis hali içtimada değilse keyfiyeti tasvip Meclisin içtimaına talik olunur.
Maddenin orijinal hali: Vilâyet şûraları
vilâyetler halkınca müntahap âzadan mürekkeptir. Vilâyet şûralarının içtima
devresi iki senedir. İçtima müddeti senede iki aydır.
Evet, TBMM o gün son
olarak bu kanun
değişikliği maddelerini görüşmeye
başladı.
Maddelerin geneli hakkında
tabii ki hiç
bir olumsuz kelime
kullanılmadı.
Bu bölümde hangi
milletvekilleri neler konuştular
uzun uzun yazmayacağım
ama yine de
kısaca değinelim
Yunus Nadi bu
kanun değişikliklerinin niçin
yapıldığını uzun uzun
anlattı.
Sonra?
Sonra Saruhan Mebusu
Vasıf Bey söz aldı.
VASIF BEY. (Saruhan) —
Arkadaşlar! dört sene evvel güzel vatanımızın dört tarafı batıyordu. Memleketi
istilâ etmek, esir etmek isteyen bu
müstevli kuvvet, bu güzel diyarın Garp tarafını, müthiş bir ihtirasla yakıp
yıkıyordu. Memleket inliyordu, millet inliyordu. Herkesin kalbi kan ağlıyordu,
yalnız bu fecaat manzarası karşısında bî his( hissiz ) kalan ve memlekete karşı
hiçbir merbutiyet(bağlılık ) göstermeyen bir şey vardı. O da, saray ve saltanat
idi.
YAHYA GALÎP B. (Kırşehir) — Allah lanet etsin.
VASIF B. (Devamla) — O saray ve Sultan; kendisine verilen, millet tarafından
verilen tahtı kurtarmak için gözünün önünde çiğnenmiş olan namuslar karşısında
duyulan vaveylalara karşı kulaklarını tıkamıştı. O sultan, gözünün önünde Kur’an’ın,
dinin, mabedinin çiğnendiği vakit gözünü kapamıştı, vicdanını tıkamıştı. O
sultan; gözünün önünde genç Türk kızlarının ismeti parçalanırken ; kalbi susmuştu.
Ancak tahtını kurtarmak, yalnız kendi hayatını kurtarmak için bütün mukaddesatı
feda etmişti. Fakat arkadaşlar! \ Bu güzel Türk diyarının içinde; ağlayan,
inleyen, ezilen bir Türk Milleti vardı. Bu millet; asırlardan beri tarihte harikalar,
mefharetler( iftihar edilecek şeyler ) yaratmış ve daima efendi olarak
yaşamıştı. Sultan ona ihanet etmişti. Bu millet altı asırdan beri kendi
haşmetini yükseltmek için kanını, canını, malını verdi. O sultan ve saray
vermedi. Fakat bunun karşısında milletin imanı sarsılmamıştı, ölmemişti. İman
doğurduğu kuvvet, o ruhun doğurduğu kuvvet; nihayet Ankara'da teşkil ettiğiniz
Meclisin temelini kurdu. Arkadaşlar! Yeni Türkiye Devleti, her hangi bir kabile
serdarının, her hangi bir kabile reisinin taca mazhar olmak için kurduğu bir
devlet değildi. İstiklâlini kurtarmak isteyen, hür yaşamak isteyen., Türk
Milletinin doğrudan doğruya ruhundan doğan bir devlettir. Türk Milleti,
asırlardan beri kendi ruhuna, kendi seciyesine tevafuk eden bir devlete; ilk
defa kavuşuyor. Bununla daima müftehir olacaktır…..
Konuşma bu minval
üzere uzayıp gitti.
Sonra Konya mebusu
Sabri Efendi geldi
kürsüye o da
Ülkemizin sınırlarının küçüle
küçüle minicik bir
şey kalmasını mutlakıyetle
yönetiliyor olmamıza bağladı ve
son söz olarak
ekledi:
{ Sabri Efendi, topraklarımızın 20 Milyon kilometrekareye çıktığı
dönemlerde mutlakıyetle yönetildiğimizi unutmuştu
sanırım. }
SABRİ EFENDİ ( KONYA ) ‘’Aciz arkadaşınız
bu kelimeye şimdi
değil ta mektep
sıralarında aşık olmuştur’’
YAHYA GALİB( KIRŞEHİR)- Allah senin gibi
aşıkları müzdad eylesin (
arttırsın, çoğaltsın )
****
Tabii ki
bitmedi. Daha yeni
başladık.
*****
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ TÜM MİLLETİMİZE
KUTLU OLSUN.
BAŞTA MUSTAFA KEMAL
ATATÜRK OLMAK ÜZERE KANLA,
İRFANLA KURULAN CUMHURİYETİ
BİZLERE ARMAĞAN EDEN TÜM
ŞEHİT VE GAZİLERİMİZE
RABBİMDEN RAHMET DİLİYOR
AZİZ HATIRALARI ÖNÜNDE
SAYGI İLE EĞİLİYORUM.
(
Cumhuriyet İlan Edilirken-1. Bölüm- başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
28.10.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.