Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 10.11.2025
Güncelleme Tarihi : 10.11.2025
Okunma Sayısı : 247
Yorum Sayısı : 10
Günün Yazısı

Bu Yazı 11.11.2025 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.
Atatürk’ün  Son  Arzusu Neydi?



Gazeteci-Yazar  Yılmaz  Özdil’in  2018  Yılında  yayınladığı,  2019  Yılında  ise  1881  adet  özel  basım olarak  piyasa  sürüp  2500  liradan  sattığı  Mustafa  Kemal  adlı 520  sayfalık  kitabında  Atatürk’ün  son  arzusu  şu  şekilde  anlatılır:

‘’7  Kasım  1938

Atatürk,  yarı  uyur  yarı uyanıktı. Zaman  zaman  bilincini  kaybediyordu. Ömründe  ilk  defa  canı  enginar  çekti. İstanbul’da  bulmak  mümkün  değildi. Hatay’a  telgraf  çekildi.  Yetişmedi,  yemek  kısmet  olmadı.’’

Evet… Yılmaz  Özdil’e  göre  Mustafa  Kemal  Atatürk’ün  canı,  ömründe  ilk  kez  enginar  çekmişti. Son  arzusu da ilk  defe  canının  çektiği  enginarı  yemekti.

İlginç… Ömründe  ilk  defa  canı  enginar  çektiğine  göre  demek ki  daha  öce  hiç  yememişti. İyi  de  insanın  canı  daha  önce  hiç  yemediği  bir  yemeği  çeker  mi?

Neyse…Neticede  Yılmaz  Özdil  de  bu  yazdıklarını  işkembeden  atmıyordu.  Nitekim  son  günlerinde  Atatürk’ün  başında  nöbette  olan  Üç  Aliler  Divanın  meşhur  Alilerinden  Kılıç  Ali  hatıralarında  şöyle  anlatıyordu  olayı:


“O günlerde Atatürk’ün canı enginar istemişti. ( İlk  defa  diye  bir  şey  yok  bu  anıda  dikkat  ederseniz. )  Mevsimi olmadığı için HASAN Rıza Soyak, Hatay’dan telefonla enginar sipariş etmişti. İkinci ponksiyonun (vücuttan iğneyle sıvı çekme) ertesi sabahı odasına girdiğimde bana sordu. Ben de kendisine enginar mevsimi olmadığı için Hatay’a sipariş edildiğini ve bu günlerde geleceğini söyledim. Memnun oldu. Bu enginar yemeği Atatürk’ün yanında bulunduğum uzun yıllar içinde içten arzu ederek sipariş ettiği ilk ve son yemekti. Maalesef bunu yemek kendisine nasip olmadı.”

Bugün  internete  girin  ve  ‘’Atatürk’ün  son  arzusu  neydi?’’  diye  sorun,  karşınıza  hep  Kılıç  Ali’nin  anlattığı  bu  anı  çıkar(!)  Yani  Atatürk’ün  ölmeden  önceki son  arzusu  enginarmış(!)

7  Kasım  1938’de  canının enginar  çektiğini  söylemiş, ertesi  gün  de  yani  8  Kasım 1938’de  son defa bir şeyler yiyip içebilmiş, ağzına saat 18.35’te küçük bir buz parçası konmuş ve vefatına kadar başka hiçbir gıda tüketememiş.

Peki  şimdi  bir  soru:

6  Kasım  1938’de zeytinyağlı  enginar  yemiş  bir  insanın  hemen  ertesi  gün  7  Kasım  1938  Tarihi  itibariyle  hayatında  ilk  kez canının  enginar  çekmesi  sizce  mantıklı  mıdır?

Kafanız  karışmasın.  Anlatacağım.

Evet,  Atatürk’ün  son  günlerindeki  yemek  menülerine  bir göz  atalım.  Öyle  işkembeden  atarak  değil,  doğrudan  doğruya  belgelere  bakalım  ve  görelim  Atatürk’ün  son  zamanlarında  enginar  yiyip  yemediğini.

1 Kasım 1938, Salı:

06.50: 150 gram sütlü salep
10.00: 150 gram süt
12.00: Zeytinyağlı enginar, 15 gram ekmek
14.00: 150 gram elma, portakal suyu
15.50: 150 gram poriç (süt ve yulaf karışımından elde edilen, besin değeri oldukça yüksek, doyurucu ve pratik bir İngiliz kahvaltısı.)
18.00: 150 gram süt
20.00 : Enginar, 15 gram tereyağlı ekmek
22.20: 150 gram üzüm, elma, portakal suyu


Görüldüğü  gibi  1  Kasım  1938  Tarihli  menüde   hem  de  iki  kez  enginar  var.   6  Kasım  1938’e  kadar  bir  daha   enginar  yememiş  ama  6  Kasım  1938’de  yine  var ve  o günkü  menü  şöyle:

6 Kasım 1938, Pazar:

07.00: 150 gram sütlü salep
09.30: 150 gram sütlü salep
12.00: Bamya, 20 gram ekmek
13.40: 150 gram meyve suyu
16.00: 150 gram poriç
17.30: 150 gram süt
19.30: 150 gram enginar
21.30: 150 gram meyve suyu
22.50: 150 gram süt


Peki  Kılıç  Ali,  anılarında  neden  böyle  bir  palavraya  yer  vermiş?  İşin  doğrusu  mantıklı  bir  sebep  bulamadım.  Ama az  bir  araştırmayla  Atatürk’ün 6  Kasım  1938’de  zeytinyağlı  enginar  yediğini  bulabilecek  olan  Yılmaz  Özdil’in  hiç  araştırmadan  herkesin  atladığı  bir  anıya  atlaması  ve bu anıyı  tanesini  2500 Tl’den  sattığı  kitabında  okuyucusuna  aktarmasına  ne  demeli?

Dahası 23  Ocak  2019 saat 09.05’de   özel  basım  olarak  piyasaya  sürülen  bu  kitabın  13.02’de  yani  sadece  dört  saatte  tamamen  satılmasına  ne  demeli? Ve  söylentilere göre bu  özel  basım  kitabı  satın  almak  isteyen  birine  uyanığın  birinin  1 Milyon  liraya  sattığına  ne  demeli?

Neyse…  Kim  ne  derse desin  atı  alan  Üsküdar’ı  geçiyor  ülkemizde  maalesef.

Peki  Atatürk’ün  aslında  son  arzusu  neydi?

Yanlış  anlaşılmasın  soru.  Son  sözleri  demiyorum.  Son  arzusu,  isteği,  yerine  getirilemeyen dileği  neydi?

***

 

28  Eylül  1938  sabahına  uyandığında Atatürk’ün  baş ucunda manevi  kızı  Afet  İnan  vardı. Önce ‘’Bana ne oldu? Bana bir şey oldu'’ dedi. Sonra da Afet İnan'ın kulağına gizlice fısıldadı:

'!Ölüm demek böyle olacak kızım...'’

Bir  müddet  sustu  ve  devam  etti:

‘'Gidelim Afet... Bir orman kenarına gidelim. Her şeyi bırakalım. Şöyle basit bir ev, ocaklı bir oda... Evet... Evet... Hemen çekip gidelim ormanlara... Hele ben bir iyi olayım da...'

Evet  son  arzusu  ormanlar  içinde  basit  bir  evdi. Bunu  oldukça  ciddi  bir  şekilde  arzuluyordu  ve  kendince  böyle  bir  ev  için  en  uygun  yer  İstanbul-  Alemdağ idi.  Hatta  bu  konuyu doktorlarından  Nihat  Reşat  Belger’e  de  açmıştı.

Nihat  Reşat  Belger,  hastalığı  iyice  ilerlemiş  olan  Atatürk  için  böyle  bir  taşınmanın  uygun  olmadığı  kanaatindeydi  ama onu  üzmemek  için  bir  şey  demedi.  Hatta Hasan  Rıza  Soyak  ve  Belediye  Başkanı  Muhittin  Üstündağ  ile  Alemdağ’a  gittiler.

Bir  zamanlar ‘’  Padişah  olacağıma  basit  bir  tüccar  olsaydım.  Sabah  işime  gider,  akşam  evimde  huzur  içinde  uyurdum ‘’ diyen Sultan  Abdülaziz’in  bir  av  köşkü  vardı  Alemdağ’da.  Var  olmasına  vardı  ama  bakımsızlıktan  her  tarafı  dökülüyordu.

Bu  üç  kişi, Atatürk’ün  huzuruna  çıktılar,  köşkün  yerini  ve  fotoğraflarını  gösterdiler.  Atatürk  de beğenmişti  Sultan  Abdülaziz’in  av  köşkünün  yerini  ama  evet  bayağı  bir tamirat,  tadilat gerekiyordu.  Yani  bir  müddet  beklemeliydi.

Atatürk  bekledi  ama  ecel  ertelenemiyordu. 

Son  arzusu  olan  orman  içinde  bir  eve  maalesef  ulaşamadı. 

Bugün  onun  ölümünün  87.  Yıldönümü. 

Hatırası   önünde  saygıyla  eğiliyorum.  Rabbim  rahmet  eyleye.  
( Atatürk’ün Son Arzusu Neydi? başlıklı yazı Sami Biber tarafından 10.11.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu