MUSKA VE NAZARLIKLAR
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’u Teâlâ’nın Adıyla…
Hamd, Allâh’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. O’nun hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki, Allâh’tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed aleyhisselâm O’nun kulu ve Rasûlü’dür…
Bundan sonra:
Araplar göz değmesinden korunmak için hayvanlarına halka takarlardı. Bu, bozuk bir inançtır. Zira bu, gerçekten sebep olmayan bir şeye bağlanmaktır.
Her kim şer’i veya hissi olmayan bir sebebe bağlanır ve bunun sebep olduğuna inanırsa, işte o kimsenin bu yaptığı şirktir. Çünkü böyle yapmakla Allah’ın sebep kılmadığı bir şeyi sebep olarak görmüştür. İşte bundan dolayı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem halkaların, hayvanların boynundan çıkarılıp kopartılmasını emretmiştir.
Hayvanlara takılan bu halkanın, sadece boynuna takılması değil, ayağına takılması da aynı hükümdedir. Fakat nazardan korunmak için değil de hayvanı tutmak için takılırsa bunda bir mahsur yoktur.
Ebu Beşir el-Ensari radıyallahu anh şöyle rivayet etti:
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir yolculuğunda beraberdim. Gördüğü her devenin boynunda bulunan halka, boncuk veya bunun gibi ne bulunursa koparması için bir elçi gönderdi.” (Buhari – Müslim)
İbn-i Mes’ud radıyallahu anh şöyle rivayet etti: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle dediğini duydum:
“Ruk’a, Temaim ve Tevle şirklerdendir.” (Ahmed, Ebu Davud)
Ruk'a: (Çoğulu: Rıka'-Ruka'), Kısa mektub, Üzerine yazı yazılan kâğıt veya deri parçası.
Temâim; nazar değmesine karşı çocukların üzerine takılan muskaya denir.
Tevle: Sihir, efsun.
Ruk’a (muska) haram veya meşru olabilir. Eğer Kuran’ı Kerim veya meşru dualardan oluşuyorsa şirk değildir, caizdir.
Aişe radıyallahu anha şöyle dedi:
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem göz değmesi için bana (Ruk’a yapmamı) okumamı emretti.” (Buhari-Müslim)
Yani Kur’an okumasını emretti.
Ruk’a (muska)’nın Caiz Olmasının Şartları:
Muskanın caiz olması için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir:
1 – Ruk’anın bizatihi, yani; Allah’ın izni olmadan fayda vereceğine inanmamak.
Şayet bizatihi, yani; Allah’ın izni olmadan fayda vereceğine inanılırsa büyük şirk olur.
Caiz olabilmesi için, yapılan ruk’anın bir sebep olduğuna ve ancak Allah’ın izniyle fayda verebileceğine inanmak gerekir.
2 – Ruk’a (muska) şeriata muhalif şeylerden olmamalıdır.
Eğer muska, Allah’tan başkalarına duayı veya cinleri yardıma çağırmayı ihtiva ediyorsa haram ve şirk olur.
3 – Muska anlaşılır sözlerle yazılmış olmalıdır.
Eğer muska anlaşılmayan, saçma sapan sözlerle yazılırsa caiz olmaz.
Temaim: Nazardan korunmak için takılan boncuk ve nazarlıklardır.
Bu konudaki hüküm de, aynen halka konusundaki gibidir.
Fakat kişinin, çocuklarını göz değmesinden korumak için onlara yırtık veya eski elbise giydirmesi caizdir.
İbni Kayyım, Zadü’l Mead’de şöyle bir rivayet zikretmiştir:
“Osman radıyallahu anh güzel bir çocuk gördü ve ailesine:
“Gamzesinin üzerine siyah boya sürün, böylece güzel görünmesin “dedi.
Tevle: Karı koca arasındaki muhabbeti artırmak için yapılan şeylerdir.
Kâfirlerin âdeti olan nişan ve evlenme yüzüğü tevledendir.
Evlenme yüzüğü, evlilik sırasında satın alınır ve takılır. Koca, eğer bu yüzüğü çıkarıp atarsa, hanımı bunu kendisini sevmediğinden dolayı atmış sayar.
Cahil insanlar bu yüzükte fayda ve zararın var olduğuna inanırlar. Yüzük kocanın parmağında devamlı kaldıkça hanımıyla ilişkisinin iyi olacağına, eğer atarsa kötü olacağına inanılır. Evlilik yüzüğünü bu niyetle takanlar küçük şirk işlemişlerdir. Böyle bir niyet yoksa (ki bu durum çok azdır) Hıristiyanlara benzemektir. Çünkü bu âdet onlardan alınmıştır.
Eğer evlilik yüzüğü altından olursa, erkek için başka bir haram söz konusu olur. Dolayısıyla evlilik yüzüğü takmak ya küçük şirk ya da Hıristiyanlara benzemek noktasında küfür olur. Fakat evlenmek için değil de sadece süs için takılırsa veya Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem taktığı için takılırsa caizdir.
Abdullah İbn-i Akim radıyallahu anh Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Kim kendisini zarardan koruması veya kendisine fayda sağlaması için bir şey takarsa Allah'u Teâlâ o kimsenin korunmasını ona bırakır.” (Ebu Davud, Ahmed, Tirmizi)
Hamd âlemlerin rabbi olan Allâh’a mahsustur. Salât ve selâm yaratılmışların en hayırlısı Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in, âlinin ve ashabının üzerine olsun.
Yardım ve başarı, izzet ve şeref Allâh’tandır.
O, her şeyin en iyisini bilendir.
KAYNAK :
KUTUBİ SİTTE