Rahmân ve Rahîm olan Allâh’u Teâlâ’nın Adıyla…
Hamd, Allâh’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. O’nun hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki, Allâh’tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed aleyhisselâm O’nun kulu ve Rasûlü’dür…
Bundan sonra:
Sevgili okuyucular; Allah-u Teâlâ’nın sakındırdığı büyük günahlar çoktur. Kur’an ve Sahih Sünnet o günahları işlemekten sakındırmak ve o günahları işleyen kimselere verilecek ceza hakkında birçok nas gelmiştir.
(49) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَلاَ تَقْرَبُوا مَالَ الْيَتِيمِ إِلاَّ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ
“Yetimin malına yaklaşmayın! Ancak erginlik
çağına erişinceye kadar en güzel yolla ilgilenme hali müstesnadır.” (En’âm: 6/152)
(50) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Helak edici yedi şeyden uzak durup sakınınız!”
Sahabeler:
−Ya Rasulallah! Onlar nelerdir? dediler. Rasulullah(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
1) “Allah’a şirk koşmak,
2) Sihir yapmak,
3) Allah’ın haram kıldığı bir canı öldürmek, ancak haklı olarak öldürülürse bu müstesnadır,
4) Faiz yemek,
5) Yetimin malını yemek,
6) Düşmanla karşı karşıya iken hücum esnasında savaştan kaçmak ve
7) Zinadan korunmuş saf mü’min kadınlara zina iftirasında bulunmaktır!”
(Buhari 2615, Müslim 89/145, Ebu Davud 2874, Nesei 3673, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 1335)
(51) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
“İslam beş esas üzerine bina olunmuştur:
1) Allah’dan başka ilah olmadığına,
2) Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Allah’ın Rasulü olduğuna şahidlik etmek,
3) Namaz kılmak,
4) Zekât vermek,
5) Ramazan orucu tutmak ve Kâbe’yi haccetmek.”
(Buhari 169)
(52) İbni Müseyyeb (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
Bir adam, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldi ve:
−Ben orucumu bozdum! dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de ona şöyle buyurdu:
−“Sadaka ver, Allah’a istiğfar et ve onun yerine bir gün oruç tut!”
(İbni Ebi Şeybe 2/515/1, Albanî İrvâu'l-Ğalîl Fî Tahrîci Ehâdîsi Menari's-Sebîl 4/92)
(53) Bir adam, Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma)’ya gelerek:
–Ben, Ramazan’da bir gün oruç yedim! Bunun için bana bir çare bulur musun? diye sordu. Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma)’da o adama şöyle dedi:
−Ramazan’da boş bir gün bulmaya güç yetirebilirsen onun yerine Ramazan’da bir gün oruç tut! dedi. Adam da, Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma)’ya:
−Ramazan’da boş bir gün bulabilecek miyim? dedi. Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma)’da şöyle dedi:
−Ben sana bundan başka hangi fetvayı bulayım!?
(İbni Hazm Muhalla 6/181, 198)
(54) Ebu Umame el-Bâhilî (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ben uyuyorken, iki adam gelip iki koltuğumdan tutarak beni çıkması zor bir dağa götürdüler ve:
−‘Buraya çık!’ dediler. Bunun üzerine ben dağa çıkmaya başladım. Dağın ortasına gelince şiddetli sesler duydum! Ben:
−Bu sesler nedir? dedim. Onlar da bana:
−‘Cehennem halkının feryadıdır!’ dediler. Tekrar gitmeye başladık. Bir de gördük ki, avurtları yarılmış ve bu yarıklardan kanlar akan, ayakları da bağlanmış bir topluluk var! Ben:
−Bunlar kimdir? dedim. Onlar da bana:
−‘Bunlar (Ramazan’da) oruçlarını vaktinden önce yiyenlerdir!’ dediler.”
(İbni Huzeyme, İbni Hibban 1800, Nesei Tuhfetu’l-Eşraf 4/166, Hakim 1/430, Tergib ve Terhib 2/453)
(55) Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
مِنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنْ النَّارِ
“Kim bilerek benim üzerime yalan uydurursa,
ateşten oturma yerine hazırlansın!” (İbni Mace 30)
(56) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Benim adıma bilerek yalan uyduran veya emrettiğim bir hususu reddeden kimse, cehennemde kalacağı yere hazırlansın!” (Mervezi Müsnedi Ebu Bekir 69, İbni Adiy Kamil 1/21)
(57) Ebu Katade (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i bu minder üzerinde iken işittim şöyle buyurdu:
“Benden çok hadis rivayet etmekten kaçının! Herkim benim üzerimde bir şey söylemek isterse hak veya doğru söylesin! Kim benim söylemediğim sözü bana isnad edip söylerse, cehennemdeki oturma yerine hazırlansın!” (İbni Mace 35, Müslim 14, Tirmizi 2796, Darimi 244)
(58) Semure bin Cündüb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim yalan olduğunu bilerek bir hadisi benden rivayet ederse iki yalancıdan birisi de odur!” (İbni Mace 39, Tirmizi 2799)
(59) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَلاَ تَقْرَبُوا الزِّنَى إِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَسَآءَ سَبِيلاً
“Zinaya yaklaşmayın! Kuşkusuz ki, o çirkin bir
hayâsızlık ve kötü bir yoldur!” (İsrâ: 17/32)
(60) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Zina eden bir kimse, zina ettiğinde mü’min olduğu halde zina etmez!” (Nesei 5675)
(61) Semure bin Cundeb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), sabah namazını kıldıktan sonra yüzünü ashabına döner ve sık sık şöyle sorardı:
−“Sizden rüya gören biri var mı?”
Rüya gören biri varsa, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Allah’ın dilediği kadar tabir ederdi. Yine bir sabah, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize şöyle dedi:
−“Sizden rüya gören biri var mı?”
Biz de:
−Rüya gören yoktur, dedik. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:
−“Kuşkusuz ki, ben bu gece bir rüya gördüm. Bu gece bana iki kişi geldi ve elimden tutup beni Mukaddes Toprağa çıkardılar ve haydi yürü! dediler. Yürüdüm. Tandır gibi bir yere geldik. Üstü dar altı geniş, içinden birtakım gürültüler ve sesler geliyordu! Gördük ki, içinde bir kısım çıplak kadınlar ve çıplak erkekler var. Aşağı taraflarından bir alev yükselip onları yakıyordu! Bu alev onlara ulaşınca, onlarda çığlık koparıyorlardı! Beni getiren o iki kişiye:
−‘Subhanallah! Bu nedir? dedim. O iki kişi de bana:
− Bu tandır gibi üstü dar altı geniş yerin içinde gördüğün kadınlı erkekli çıplak kimseler, zina yapan erkekler ve kadınlardır! dediler.” (Buhari 3/1307, 15/6915, Müslim 2275/23, İmam Munziri et-Terğîb ve’t-Terhîb 1/535)
(62) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
“Hangi lider halkını aldatırsa, o ateştedir!” (Ahmed bin Hanbel Müsned 20311)
(63) Ebu’d-Derda (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Halilim Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana şöyle vasiyette bulundu:
“İçki içme! Şüphesiz ki, içki her şerrin anahtarıdır!” (İbni Mace 3371, Albânî Sahihu’l-Cami’ 7211)
(64) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“İçki içen bir kimse içki içtiğinde mü’min olduğu halde içki içmez!” (Nesei 5675)
(65) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Devamlı içki içen kimse, puta tapan kimse gibidir!” (İbni Mace 3375, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 677)
(66) Abdullah bin Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Herkim içki içerse, o kimsenin kırk sabah namazını Allah kabul etmez! Eğer o halde ölürse, ateşe girer! Eğer tevbe ederse, Allah onun tevbesini kabul eder. Bundan sonra tekrar içki içerse, o kimsenin kırk sabah Allah namazını kabul etmez! Eğer o halde ölürse, ateşe girer! Eğer tevbe ederse, Allah onun tevbesini kabul eder. Bundan sonra tekrar içki içerse, Allah o kimsenin kırk sabah namazını kabul etmez! Eğer o halde ölürse, ateşe girer! Eğer tevbe ederse, Allah onun tevbesini kabul eder. Bundan sonra tekrar dördüncü kez içerse, Allah o kimsenin kırk sabah namazını kabul etmez! Eğer tevbe ederse, Allah onun tevbesini kabul etmez ve kıyamet gününde ona Redgati’l Habâl nehrinden içirir! Bu Allah’ın kendi üzerine aldığı bir haktır!”
Sahabeler:
−Ya Rasulallah! Redgati’l-Habâl nedir? dediler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Ateş ehlinin usaresidir!”
Usare: İrin, ter ve benzeri şeylerdir.
(Tirmizi 1924, Nesei 8/314, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/35, İbni Mace 3377, İbni Hibban 5357, Bezzar Keşf 3936)
(67) Abdullah bin Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Herkim içki içer ve sarhoş olmazsa, içkiden bir şey onun içinde veya damarlarında bulunduğu müddetçe o adamın namazı asla kabul edilmez! Eğer içki üzere ölürse kâfir olarak ölür! Herkim de içki içer ve sarhoş olursa, o kimsenin kırk sabah namazı kabul edilmez! Eğer içki üzere ölürse kâfir olarak ölür!” (Nesei 5684)
(68) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مَنْ كَانَ فِي قَلْبِهِ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ مِنْ كِبْرٍ
“Kalbinde zerre ağırlığınca kibir bulunan
kimse cennet giremez!” (Müslim 149)
(69) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
“Size büyük günahların en büyüklerini haber vereyim mi? Allah’a şirk koşmak, babaya ve anneye asi olmak, yalan söylemek! Dikkat! ve birde yalancı şahidlik yapmaktır!” (Buhari 6219)
(70) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
“Allah, Lut’un kavminin işini yapana lanet etsin!” (Hâkim)
(71) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَمَا كَانَ لِنَبِيٍّ أَنْ يَغُلَّ وَمَنْ يَغْلُلْ يَأْتِ بِمَا غَلَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ثُمَّ تُوَفَّى كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لاَ
يُظْلَمُونَ
“Hiçbir
Nebinin emanete hainlik etmesi söz konusu değildir! Kim hainlik ederse, kıyamet
günü onunla gelir. Sonra herkese kazandığı tastamam verilir ve hiç haksızlığa
uğratılmazlar.” (Âli
İmrân: 3/161)
(72) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
إِنَّمَا السَّبِيلُ عَلَى الَّذِينَ يَظْلِمُونَ النَّاسَ وَيَبْغُونَ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ أُوْلَئِكَ لَهُم عَذَابٌ أَلِيمٌ
“Sorumluluk ancak insanlara zulmedenlere,
yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere yönelir. İşte öylelerine acı bir azap
vardır.” (Şûra:
42/42)
(73) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Yağmacılık yapan kişi, insanlar kendisine gözlerini dikmişken mü’min olarak yağmacılık yapmaz!” (Buhari 2475, Müslim 100/57)
(74) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُوا أَيْدِيَهُمَا جَزَاءً بِمَا كَسَبَا نَكَالاً مِنَ اللهِ وَاللهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
“Hırsızlık yapan erkek ve hırsızlık yapan
kadının ellerini kazandıkları şeye karşılık Allah’tan bir ceza olarak kesin!
Allah azizdir, hâkimdir.” (Mâide: 5/38)
(75) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Hırsızlık eden de çaldığı vakit mü’min olarak çalmaz!” (Buhari 2475, Müslim 100/57)
Hamd âlemlerin rabbi olan Allâh’a mahsustur. Salât ve selâm
yaratılmışların en hayırlısı Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in, âlinin ve
ashabının üzerine olsun.
Yardım ve başarı, izzet ve şeref Allâh’tandır.
O, her şeyin en iyisini bilendir.
Muvahhid Kullara Selâm Olsun.
Polat Akyol
KAYNAK :
SAHİH HADİSLER
KUR'AN VE SAHİH SÜNNET