Tartıyorum düşlerimi:
Ah, tarhındayım yıldızların
Ben ki bir yıldızın ötesi
Bazen sezilerim ölüme dair
Bazen ölümü sezinlediğim içilesi
O iksir
Elbet kaçtığım uzaklara
Bir tuzaksa eğer ki aşkın kibri
Ilıman bir iklimim ben
Şüheda dünümde saklı minyon yüreğimden
Uzandığım o yol
Kaydığımsa bir masalın merdivenleri
Mis kokan annemin pamuk teni ve
elleri…
Rengimle alım.
Rakım bildiğimse yürekteki o salınım
Bazen kararan göğün müdavimi
Kamaşan gözlerim
Ah, öykündüğüm aşkın zarafeti
Bir hüzünse çöken üstüme
Bir hazansa gitmesin, dediğim yeter
ki.
Sarmalındayım günün
Gece gözlü kömürün yandığı bir
sobayım ben
Elem tuşunda piyanonun
Sobelendiğim bir oyunsa ömür
Semasında saklıyım ben aşkın
Ah, evrelerim geçimsiz
Ah, simyacı sözcüklerim pervasız
Bir yıldızsam ne ki ya da bir çiçek?
Hükmeden yüce Rabbim ve nice hikmet
Şimdi şair olmamsa nemime gerek?
Şiarım mademki hayat
Şiir gibi arşınlamışken ömrü
aralıksız.
Hazandır kap kaçı mutluluğun
Aşktır aşk, harı yalnızlığın
Çömense acı
Çalansa zaman ve mekân
Çelen aklımı belki de şeytan
Kulağımı çekip dilimde Besmele
Rengimden kaçtı gece
Geceden kaçtı şiirler
Şiirler kaçtı gözüme
Gözümden kaçtı hayatın rengi
güzelliği
Güzelden öte muhteşem olmalıydı hayat
ve aşk
Şiar edindiğimse miski amber kokulu
bir hale
Halden anlayan yüce Mevla’m
Yaşamın kaynağı ve ruhun öz suyu
Elbet salındığımdan fazla…
Varamadığım yaka
Düşemediğim dalın ucu
Uç uç böceği belki de dünde kalan
ukde
Semiren göğün semazeni ise aşk
Aşkın külliyesinde saklı madem özlem ve
telaş
Daha çok zaman versin Rabbim
Sevmeye doyamadığım bir ömür
Hele ki hele ki d/okunmuşken kendime
Kendini sevmek ne güzelmiş Rabbin
rızasıyla
Bahşedilen hayat denen tarhta
Uyuya kaldığım yılların hatırına
Koşmak sadece koşmak özgürce
Ve hararetle severken enginliği de
içmek bir dikişte…