Okyanustaki Dalgalar Gibiyim
Evde oturuyorum can sıkıntısında
okyanustaki dalgalar gibiyim bir o yana dalgamla sıkıntımla dalgalanıyor sonra
duruluyorum. Rengim bir siyaha bir denizin mavisine dönüyor. Bu can
sıkıntımdaki dalgalanmalarla, sallanmanın bir yere yükselerek çarpmanın sonra
durulmanın elbette bir nedeni var. İçimde derinlerde birbirimizi karşılıklı
olmasa da sevmenin, kimimiz çok kimimiz az hatta hiç sevmeyenimiz olmasa da içimizde
kuruyan çiçekleri sulayan iç denizimizin berrak sularıyla sulayarak, yeşertmenin
bahçesi var. Dışımdaki sıkıntının dış yüzeyinde anlık stresi, içimdeki yüzeyde
ötelere dalgalarımızla ulaşmanın varmanın güzelliği var. Her anda her oluşumda
yatan gerçek, gerçek olanı görmek insan varmanın güzelliğini görmenin kapısını
açmanın güzelliğine varmanın güzelliğine şahit olurken, Rabbime şükürler
ediyorum.
Hava alışılmışın dışında serin
içimi serinletirken, bende ve havadaki tazelikle yazmaya çalışıyorum. Güneşin
doğuşundan batışına kadar içimde doğan batmaya yüz tutan olumsuzlukları hemen
güneşe çıkararak havalanmasını sağlayarak, olumlu bakış açısıyla bakmasın sağlıyorum.
Tıpkı İstanbul’a ilk defa gelmiş hayran kalmış birisi gibi yazarken aynı duygu
ve hislerle yazıyorum, bir anda sıkıntı ve sıkıntının sebebi ve sonucunda
Rabbimin mutlak güç kudretiyle verdiği iç huzur, acizliğimle Rabbime varmama
vesile olan iç sıkıntım ve sonucunda ki huzur, sebepsiz hiçbir şeyi Rabbim
yaratmamıştır bilirim ve şükür ederim.
Derler sıkıntılar insanı insan
olduğunu belirleyen vasıflar olarak insan yapan, Rabbine bir adım yaklaştıran
bir davet olarak biliyorum ve bu davete her zaman icabet etmemi sağlayan
Rabbime şükürler ediyorum. Sadece insan bu eylemde bulunmaz kendini de gözden
geçirir, gönül hissimle bana sunulan alternatif yolların bu şekilde olması ve
bana bu sıkıntılarımın ertesinde Rabbime sabırla varmanın neticesinde ruhumun
kontrolünü el altında tutmamada yardımcısı olduğunu anlıyorum. Sadece biliyorum
demekle bilinmiyor anlıyorsun ki hiçbir şey bilmiyorsun! Düşünmek gönülle yola
çıkmak hakikate varmak keşif etmek için bu sıkıntıya ihtiyacım varmış
anlıyorum. Bu hakikat ve keşifle binlerce alternatif yollar açılıyor sevmekle…
Hayatımızın bir parçası olan
yaşamak yaşarken içini hoşlukla doldurmak olduğunu düşünüyorum. Yani insan
sadece kendisi için yaşamak için dünyaya gelmedi, yollar sadece kendine değil
insanlara varmak sevmek için açıldığını bilse, cenneti dünyada yaşarız, zaten
cenneti ötelerde değil gönlünde ara cehennemle birlikte. Akıldışı olan bunları
fark etmeden sıkıntılı halde yanlış düşüncelerin içinde bir seçim yaparak bahş
edilen güzellikleri ezerek görmeyerek bir anda silmek ki Rabbim uzak eylesin,
âmin.
İşte o anda ben tefekkür ve
temaşa içinde gezinmeseydim insanın elde edebileceği en büyük mutluluğu
bilemeyecektim. Bazen dünyanın verdiği geçici hevesleri birikimle güç dediğimiz
geçici imtihan için olan gücü erdem bilirken aslın erdem olmayanların bizi
gerçek erdemlerden uzaklaştırdığına çok şahit oldum kendimden bilirim. Dünyanın
erdem dediği istek ve iştahımı doyuran acıktıkça tekrarını isteyen nefsimin
beni ruhumdan içindeki özü görmeme engel olan yalancı erdemlerle saklamaya çalışması hatta kontrol altına
alması, hayvani bir çılgınlıkla iştahla beni pohpohlarken erdem denilen, sevmek,
kucaklamak varmak ,sarmak eylemlerinden uzaklaştırarak hayvana dönüştürmesine
izin vermemek için çok çaba sarf ettiğimi de söylemek isterim bu tefekkürler ve
temaşa ile…Pratik olan yavaş severek gönül alarak yürümek yerine, hemen tümü
benim olsun saçmalığıyla dünya bunu erdem diye gösterirken, Rabbim bunun böyle
olmadığını bildirdiği nur Kur’an ve gül kokulu Peygamberimin yaşantısıyla
nurdan emirlerle yap deyince ,var sar , onar, yaklaş, derdine derman ara bul…Buna
vakıf olmak adına yine binlerce şükürler ediyorum. İşte erdem işte onur,
Rabbimiz bu emirlerle, aklımızı doymaz iştahın bitmez tükenmez iştahıyla esir
eden dünyanın kontrol altına alınması için uyarıyor kulunu, şükürler olsun…
Bazı Felsefeciler yani batılı
olanlar bu felsefeye nefsi sokarak Alemlerin Rabbinin varlığını katmadan
soyutlayarak sadece dünyanın söylemleriyle” İnsan, doğasını tam olarak
gerçekleştirebilmek için hayvanî doğasını yok saymak ya da terk etmek yerine,
onu akıl yoluyla kontrolü altına almalı” Zaten dünya aklını kontrol altına
almış. Duygu ve hisleri harekete geçirecek tek şey akıldan önce imanıdır, Rabbine
olan bağlılığı samimiyeti acizliğini bilerek Rabbine koşmasıdır, dünyanın onu
esir ederek etki ederek yanlışlara düşürerek başarılısın diyerek, son anda
uçurumlara düşerek, parçalanmak kurtaracak olan, bin şükür Rabbime ,kulunu çok
seviyor, yolu güzelleştirmenin yolunu gösteriyor imanla onun şubeleriyle…Sanki
baştaki sıkıntım bana gelen bir tercümandı olamaz mı acaba, bunları anlamam
yardımcı olduğunu düşünürsek ne dersiniz?
Mehmet Aluç