‘’Bakmayın çevremi kuşatanlara
Hüznün, yalnızlığın şairiyim ben
Issız ovaların nehriyim ben
İçimde işliyor derin bir yara
Aşkın öldürmeyen zehriyim ben
Bakmayın çevremi kuşatanlara
Hüznün, yalnızlığın şairiyim ben.’’(Alıntı)
Tutuşan etekleri yeryüzünün
Üzgün olmanın yanı sıra ölümün…
Ah, ölümsüzlüğün çırpınışıdır
içimdeki teyakkuzda
Saklı bir sır gibi belki resim
Recim edildiğim mevsimin
Solgun neferiyim
Yüreğimde kâh hazan kâh hüzün kâh
sevda
Kanaviçeler örülü hece hece
Sektiğim yürekten seken bir kurşun
misali.
Yalnız uçan bir kartalım ben
Belki de saka kuşu
Titrek kanatlarında saklı doğanın
duası
Duvarlar ördüğüm ne ki?
Duayeni olduğum sevginin ta kendisi
İşte dizelerimle diz dize
Dizdiğim binlerce cümleden arda
kalansa.
Maviden mintanım
Pembe yüzlü sakar bir seyyahım ben
Karanlığı dahi deler geçer gözlerim
İçimi kurutanlara tek hediyem
Sevgiyle makbulüm ben
Muktedir olduğumsa sadece sevdiğim
Münasip bir dille söylediğim
söylemediğin
Nice beyit ve asılı kaldığım
O izlek
Aşkın şadırvanı işte yerleşkem.
Göğün rotası
Gönlümün tam ortası
Gözlerimde ışıltılar
İbaresi mevsimin
Yaz kış en çok yağmuru sevdiğim
Hazanda saklı minvalim
Hüzün ise sadık sevgilim
En sevdiğim koştuğum Rabbim
Ve sessizce yaşarken
Yasımla yasa bildiğim göğün da sayacı
İçimde devinen bir yelkovan ve akrep
Zehirsizdir lakin d/okunuşu…
D/okuduğum her hecede
Rüyalarımla örtüşen
O gaipten gelen coşkum
Saydam varlığımla
Bazense katık yaptığım gizem
Şeklen insan
Manen devinen bir yel değirmeni
misali:
Duygularım öğüttüğüm
Aşkı övdüğüm
Yalnızlığımsa kıymete binen.
Cennetim iç dünyam
Cehenneme dönen kimi zaman
Hangi hikmetse kordan heceler
Kör noktası yalnızlığın
Ve aşk körü nice insan
Bir nazım bir beyit bir niyet
İçime yerleşik İlahi düzen
İlla ki İlahi Sırdaşım beni bana
sevdiren…