Aşağıda okuyacaklarınız Vallahi de Billahi de Tallahi de tamamen doğrudur…
***********
Değerli halkımızı pek çok konuda uyaran aydın bir vatandaş olarak (!) hadi
sizlere bir kıyak daha yapayım ve ‘’Tecavüze uğramak üzere olduğunuzu nasıl
anlayabilirsiniz?’’ konusunda da bilgi ve tecrübelerimi sizlere aktarayım
tecavüze uğramış bir ER kişi olarak…
Evet efendim bendeniz 2007 senesinde tam dört kişinin fena halde tecavüzüne
uğradım. Bu elbette utanç verici bir durum lakin bunu paylaşmam lazım ki bu
vatanın başka evlatları da aynı şekillerde tecavüzlere uğramasınlar.
Bizim milletimizin aklına tecavüz denince hemen ‘’ Tecavüzcü Coşkun ‘’ ya da
Nuri Alço gelir…En büyük yanlışlık burada işte…Bir kere Coşkun olsun Nuri Alço
olsun tecavüzcü asla ve asla olamazlar. Çünkü tecavüzcü , bir insana öyle ‘’
Seni yiyeceğim ‘’ nazarlarıyla bakmaz. Tam tersine aynen Kurtlar Vadisi
dizisindeki Polat Alemdar’ın babası Ömer Baba gibi müşfik ve sıcak bakar. Yani
size tecavüz ederken bile farkında olmazsınız tecavüze uğradığınızın.
Öyle hayvan gibi saldırmazlar. İşlerini aheste aheste, usuletle ve suhuletle
hallederler. Hatta öyle ki siz adeta gönüllü olarak tecavüz edilmeyi ister
hale gelirsiniz. Bu durumda yönetmeliğimizin ilk
maddesini yazalım:
MADDE 1- Niyeti tecavüz etmek olan birisi size asla Coşkun ya da Nuri Alço
nazarlarıyla bakmaz…
Anlamadınız…Eminim…En iyisi lafı uzatmadan sizlere nasıl tecavüze uğradığımın
hikayesini anlatayım.
2007 Yılı…Eşimden ayrılmışım…Üç oğlumla birlikte bir gecekonduda yaşamaya
başlamışız. Büyük oğlumu İstanbul’a göndermiştim…Onun bir küçüğü, hallerde
hamallık yapıyor, zihinsel özürlü olan en küçük oğlumla birlikte ben de
gündüzleri fırın, geceleri buzdolabı olan o kiralık gecekonduda lağım
fareleriyle haşır neşir bir hayat yaşıyoruz. Anlayacağınız ‘’ Dibe
vurmak’’ deyiminin mücessem
örneği vaziyetindeyim.
Günlerden bir gün dışarıdan bir çığırtı duydum…Birileri bir şeyler
satıyor…Genelde karpuzcular öyle bağırırdı bizim sokakta..’’Bir karpuz alayım
‘’ diyerek evin dışına çıktım. Özürlü oğlum Yunus da evin önüne attığım çul
üzerinde uzanıyordu zaten. Neyse…Bağırıp çığıranlar ( Yani tecevüzcülerim )
odun satıyorlarmış meğer.
Dışarı çıktığımı görür görmez hemen bana doğru yöneldiler. Belli ki benden
elektrik almışlardı.
MADDE 2- Usta tecavüzcü asla hap , alkol, gazozuna ilaç filan gibi yöntemlere
baş vurmaz…Tecavüzcü, tecavüz edeceği MAL’ı gözünden tanır zaten.
Kamyoneti bizim evin kapısına doğru yanaştırdılar ve sordu birisi.
-Abi odun lazım mı?
Lazım olmaz mı? O sıralar Ağustos ayındayız…Fethiye gibi bir yerde sıcaktan
imanımız bile gevriyor ama bunun kışı da var. Cevap verdim:
-Lazım olmaz mı? Kaç para bunun kilosu?
-Abicim sen merak etme sana bir güzellik yaparız.
MADDE 3- Bir insan size ‘’ Sana bir güzellik yaparız ‘’ derse bilin ki %100
tecavüz edecektir. Güzellik = Tecavüzdür mütecavizin lügatinde.
-Ya tamam da kardeşim kaç para? Hele siz onu söyleyin önce.
-Tonu 180 lira.
-Çokmuş…
-Çok olur mu abim? İstersen tüm odunculara sor…Bizden daha ucuzunu bulabilirsen
tamam alma bizden. Hem bunlar bak kupkuru.
Gerçekten de odunlar kupkuru…Üstelik de halis muhlis meşe odunu. ( Sanki
odundan çok anlıyorum da…Yok yok anlıyorum..Benden âlası mı var odunun? )
-İyi madem şuradan bir ton tartın bakalım…
-Ama abim olmadı ki? Bir ton olur mu hiç? Gel sen bu odunu kaçırma…Bak
böylesini bulamazsın.
-Yav varım yoğum 350 lira param var bir ton alıp 180 ini size verince bana
kalacak 170 lira…Onunla bile ay sonunu bulmam çok zor..Yok yok siz bana bir ton
tartın yeter.
Baş tecavüzcü yamaklarına seslendi: ‘’ Oğlum kantarı indirin’’
Kantar arabadan indi…Küfeler tartıldı..Her bir küfe beş kilo…Sonra küfeler
doldurulmaya başlandı…Vatandaş her küfeyi ağzına kadar doldurup bana
gösteriyor. ‘’ Bak abi 125 kilo…Hatta fazlası var eksiği yok...Tamam mı.?’’
Bakıyorum : Evet kantarın gösterdiği rakam 125 hatta daha fazla...Küfeler dolup
dolup boşalıyor…
MADDE 4- Tecavüzcüler , tecavüz etmeden önce mutlaka gösterirler…Eğer bir
vatandaş size göstermiyorsa korkmayın. Onun tecavüz etmek gibi bir niyeti
yoktur.
Velhasılı kelam benim tüm ‘’Ya yeter ‘’ lerime rağmen tecavüzcülerim 300
liralık odun tartarak evin önüne yığdılar…Yani mevcut 350 liramın 300 lirasını
onlara vereceğim. Eh ben de böyle kupkuru odunları görünce gaza gelmişim tabii
ki. Aylardan Ağustos ve de Ramazan… Sususuzluk ve nikotinsizlik tam anlamıyla
beynime beynime vuruyor …
Aklıma bir fıkra geldi:
Temel, uzun zamandır göz diktiği Fadime’yi bir gün ormanda tek başına
dolaşırken yakalar ve hemen oracıkta tecavüz eder ...Olay bittikten sonra da ‘’
Bak kız bu olayı kimselere anlatma sakın ‘’ der. Fadime ise ‘’Anlatacağım, köye
iner inmez Temel bana ormanda iki defa tecavüz etti diyeceğim ‘’ der . Temel
şaşırarak sorar: ‘’ Yahu iki defayı da nereden çıkartıyorsun. Ben sana bir kez
tecavüz ettim ‘’ Cevap verir Fadime ‘’ Ne yani bir daha yapmayacak mısın ? ‘’
İşte o hesap benim durum da…Adamlar bir kereyle yetinecek gibi değiller…Ben de
tabii ki…Hem de mübarek Ramazan ayında…
Baş tecavüzcü cebinden bir hap çıkartıp benden bir bardak soğuk su istedi. Suyu
getirdiğimde gözü yerde yuvarlanan Yunus’a ilişti.
-Abi çocuk rahatsız galiba?
-Evet o zihinsel ve bedensel özürlüdür.
-Bak abim ben seni çok sevdim. Şu çocuğun hatırına sana bir kıyak daha yapayım.
Sen o elli lirayı da ver bize, kamyonette kalan diğer odunların hepsini sana
verelim.
‘’Ne kadar merhametli ve müşfik bir adam…Ya Rabbim böyle merhamet sahibi
kullarını başımızdan eksik eyleme ‘’ diye içimden dualar ederek cebimde kalan
son elli liramı da tecavüzcülerime verdim. Çünkü kamyonette kalan odunlar
neredeyse satın aldıklarım kadar vardı.
MADDE 5- Bir kereden bir şey çıkmaz…’’Tecavüze uğramış olmanız için bunun bir
kaç kez ve birkaç kişi tarafından aynı anda gerçekleşmiş olması gerekir.
MADDE 6- Tecavüze uğramış olmanız için tecavüzcülerinize üste para vermiş
olmanız gerekir.
MADDE 7- ‘’Seni sevdim, sana bir kıyak yapayım’’ gibi sözleri duyduğunuz anda
bilin ki tecavüz kaçınılmazdır.
Neyse efendim…Bir aylık nafakayı oduna yatırdım ama yine de karlı bir iş
yaptım…Aşağı yukarı 4 ton odun satın aldım ki bundan sonra en az sekiz sene
odun filan almam. Yok yok gerçekten de çok iyi bir alışveriş oldu…Her ne kadar
o ay geçinmek için bankadan yine kredi çekmek zorunda kalacak olsam da artık
sekiz sene ‘’ Bu sene odunu nereden alayım? ‘’ diye düşünmeyeceğim….Fethiye gibi
bir yerde bir kış sezonunda yarım ton odun yettiğine göre demek ki sekiz sene
kadar yetecek odunum var…Hatta belki odun ticaretine bile başlayabilirim.
Dört tecavüzcüm işlerini bitirdikten sonra çekip gittiler. Dağ dibi (!)
yığılmış odunla başbaşa kaldım. Bunları içeriye kömürlüğe taşımak gerekiyor…Tek
başına dört ton odunu taşıyabilir miyim? Taşırım anasını satayım. Daha ölmedik…
Başladım odunları taşımaya…Bir taraftan taşıyor, bir taraftan da kömürlüğe
istif ediyorum…Diğer taraftan da sayıyorum kaç seferde taşıyacağım bu dört ton
odunu diye. 45-46-47-Allah Allah bitirdim yahuuuu…48- 49- 50 oh be bitti valla…
Vay anasını be 50 seferde bitirdim odunun tamamını…İyi de bir gariplik var...(
Jeton yavaş yavaş düşmeye başlıyor ) Odun dört ton değil mi? Yani 4000
kilo…Elli seferde bitirdiğime göre…Demek ki 4000: 50 = 80 …Her seferde 80 kilo
odun taşımışım…Çüüüşşşş…Benim etim ne
budum ne? Bir kucak odun 80 kilo olur mu yav?
Her kucak en fazla on kilo olsa 50x10= 500 kilo….Ne yani ben şimdi 500 kilo
odunu 4 ton niyetine mi satın aldım?
Aynen öyle olmuş…Çoook sonraları öğrendiğime göre bu tipler başka insanlara da
tecavüz etmişler böyle…Kantarın rakamlarının solunu kazıyarak 5i 15, 25 i 125
kilo yapıyorlarmış. Yani her küfede tam yüz kilo ( Evet yanlış okumuyorsunuz
yüz kilo ) takıyorlar…
Bir fıkra daha:
Rahibin biri kilisede vaaz vermiş…Vaazın konusu zina…Demiş ki: ‘’ zina çok
büyük bir günahtır. Bir erkek ve bir kadın zina yapınca yedi kat yer, yedi kat
gök zangır zangır sallanır ‘’ İş bu vaazdan sonra kilise cemaatı gözyaşları
içinde muhterem pederin ellerini öperek kiliseden ayrılmışlar. Lakin gece
olunca muhterem peder bir rahibeyi yatağa atmış…Yatakta rahibe fingirdemiş: ‘’
Hani zina yapılınca yedi kat gök, yedi kat yer zangır zangır sallanırdı?’’ cevap
vermiş aziz peder ‘’ Sen hiç merak etme…O işi erbabı yaparsa yorgan bile
kımıldamaz ‘’
MADDE 8- Geçek bir tecavüz olayında acıyı hemen o an hissetmezsiniz…Yani Nuri
Alço ya da Coşkun’un yaptığı tecavüzlerde olduğu gibi tecavüze uğrar uğramaz ‘’
Alçak adam beni kirlettin ‘’ demeniz mümkün değildir. Ehl-i Tecavüz, işini
sesiz, bağırtısız - çığırtısız ve acısız halleder. Acı çok sonra ortaya çıkar.
MADDE 9 – Benim uğradığım tecvüzle ilgili değil ama bu tip tecevüze de çok
uğradığım için yazıyorum. Herhangi bir kişiye borç verdiğinizde ya da kefil
olduğunuzda eğer size sadece ‘’ Allah razı olsun ‘’ derse korkmayın. Ama
‘’Abi/Abla sen hiç merak etme ben bu borcu vadesi dolmadan en kısa zamanda sana
ödeyeceğim’’ diyorsa bilin ki tecavüze uğrayacağınız kesindir…Hele de imza
atmışsanız zaten tecavüze uğramışsınız da haberiniz bile yoktur.
MADDE 10- Tecavüzcülerin en çok kullandıkları sözlerden birisi de ‘’ Beni herkes
tanır…Kime istersen sor ‘’ dur. Bu sözü duyduğunuz andan itibaren nefis bir
tecavüze hazır olun.
Gelelim tecavüzün altın kuralına:
MADDE 11- SIKILMIŞ KOTUN DAVASI OLMAZ…UNUTUN GİTSİN.
Desem de malesef üzerinden 14 sene
geçmiş olmasına rağmen
unutamadım. Hâlâ içimdedir o acı.
******
Diğer tecavüz çeşitlerini ve yönetmeliğin diğer maddelerini de öğrenmek ister misiniz?