Hangi düş’ ün örtüsünü geçirdin üstüne, mevsimlerin tutuştuğu aralıksız peşine takılan gölgenle nelere mi yetmedin sen?

 

 

Bir yitimdin adeta kavşağında acıların.

Bir maytap makaraya alınan gülüşün

Ah, acıların sedef haznesi

Çaldığın mı ömründen yaren bildiğim…

Çaldırdığınsa içinde saklı hayallerin

Devasa bir kafeste saklandığın

En çok da gönül koymadan

Yüreğine ektiklerin.

 

Makamı yok günün

Meramı ise aşkın dillenen

Ah, tevazu yüklü gönlün

Neferi sancılandığın

Sanrıların da alfabesi gözün

Açık gördüğün düşlerin

Albenili tantanası.

 

Hazine bildiğin bir avuç sevgi

Nazenin gölgenle serildiğin ağaç dibi

Serzenişlerin koyu gözlerine saklandığın

Aşkın rüzgarı

Çok mu aşina sahi bunca hüznün nazarı

Eğdiğin başını sadece en yüce katta

Eğilip bükülmeden sevdiğin

Sevecen bir söylemse aşkın külfeti

Gözünün nuru bir bilinmez belki de

Semada saklı iç sesin.

 

Dilberi yerin göğün

Dilemması günün

Direncin direttiğin

Dibi görmekse elde olmadan

Derinlerde saklı bir taş gibi kıymetlisi evrenin

Kristal yerküre

Mavi mintanı göğün elbet meleklere

Öykündüğün hazanı hasretin

Sedası sözcüklerin

Semiren yüreğin

Kamaşan gözlerin

Tüyden hafif bedenin

Semazen imgeler başının duvağı

Aşkınsa bitimsiz sağanağı

Rahmeti kuşandığın.

 

Karesini aldığın mı dünün?

Kök hücresi ölümün

Karekökü bilinmezin

Binlerce kare eşlik eden

Film şeridi gibi serildiğin

O aynanın sırları

Azade varlığın hazanı

Azımsanan varlığının kutsalı

Elbet vazgeçemediğin vazgeçilmezliği

Sevginin bozguna uğrasa da defalarca

Defansı mazinin

Bir seferlik de olsa sevilmeliydin oysa.

 

Oynak cihanın açmazı

Oturttuğun mizacının varsın duyulmasın yankısı

Tek perdeli ömrün sahne arkası

Elbet ayrı düştüğün bunca süzgün anının hatırına

Konuşlu olduğun en yüce rakım

Aşkın balta girmemiş ormanlarında

Sen olsan da nazenin bir gelincik

Duvağı ömrün defalarca maruz kaldığın sağanak

Rahmeti varsa yoksa bilinmezin

Bilindik ne kaldı ki yalnızlıktan geriye?

 

Bir sihir bir lahza

Bir sınır çizdiğin

Dilemması yüreğinin

Varsın kırılsın defalarca

Varsa yansın tutuşsun özlemle

Vaden dolana kadar ömrün tevazu yüklü koşusu

Sevip sevip yeniden açtığın o gelincik tarlası

Varsın kusurlu addedilsin yüreğin tarhı

Nöbeti bitimsiz bir serenat

Kanat açtığın yıldızlardan düşen payına

Mehtaba duyduğun aşkla

Serildiğin, sarıldığın

Konduğun koruduğun kadar haysiyetini.

 

Yüreğin yükü olamaz üstelik sevgi

Varsa yoksa hayatın meali

Vazgeçemediğin kadar da vazgeçilmesi mümkün olmayan

Bir rüzgârla seviştiğin her vakit

Nasıl ki altına attığın imzan saklı

Aşk denen o uhrevi akit ve lahit

Gönül penceren nasıl ki ardına kadar açık…


( Bilindik Ne Kaldı Ki Yalnızlıktan Geriye... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 8.11.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu