Düşlerime kon, hafız ve alabildiğine
fırçala beni ve bil ki ben falçatasıyım sözcüklerin: bazen kardığım bazense
kandığım ve aralıksız yağdığım…
Bir şarapnel parçası içre dönük
sevdanın
Na’şına serili düşlerim ve öykülerim
Misafiri olduğum ömrün de şadırvanı
İçimde seken o kör kurşun
Aşka sadık içimdeki kördüğüm
Gönlün rotası ve rabıtası
Çöpsüz üzüm misali sevdiğim
Zanlara konan bir kuş gibi ayağımın
altından
Kayan zemin
Bense eminim içimdeki rüzgârdan.
Korunaklıdır benim dünyam ve hülyam
Aşkın konduğu penceredir içimdeki
heyelan
Göğün muhtevası
Acının muhtırası
Öykülerim ve ben
Şiirlerimde saklı tevazu bazense
sitem
Hangi mevsim miyim?
Ne değişti ki ezelden?
Hangi renk miyim?
Bazen pembe bazen gri bir semazen
Eteklerimde saklı tevazu döktüğüm
gözyaşı
Aşkın mertebesi
İlahi sarkaç yürekse kesilen
O haraç
Merdiven altı şiirler değil özlemim
Metanet yüklendiğim
Meylettiğim dostane bir tebessüm
Elimi uzattığım yerli yersiz hangi
iklim hangi insan?
Handikap dolu cihan
Sezilerimde cereyan
Eden o ferman
Ve işte dokunulmazlığım var Rabbin
katında
Kat izi mi aşkın yanaşan
Rüzgârdan aşırdığım bir çalım
Bir rakım
Belki de hacmi yoksunluk olan
Derbeder bir hüzün
Manifestosu mu ölümün?
Ölüm dediğin ne ki hafız?
Bayım bayım bayılmadığım insan ırkı
Baygın bakan gözler asla değil
muhatabım
Sonsuzluğun esaretinde
Cahil cesaretidir benim sevgim
Ve sezilerim
Asla ezik değilim asla
Sadece hüzün yüklü ruhum
O da Rabbin sunumu
Başım gözüm üstüne kaderin ve kederin
Yükü altında ezildiğim
Yine de başım dik arşınladığım
O dik yokuş
Kulvarımda tek geçerim acıları
Hemcinslerim ve hamt ettiğim
Öykünmediğim kadar en asi/l iklimim
Devingen mahiyette bir seferi
Aşkın külüstür motoru ve atisi
Varsın hazan olsun ömrüm
Kozamda saklı bir hece
Her kat izinde saklı asaletim
Bir zemheride daha ölebilirim
Doğmaksa yeniden arz ettiğim
Matemin ırksız yolculuğunda
Mevkiim olmadı asla kaçak yolcu
Gönlümden kopandır
Her sözcük her mersiye
Her methiye
Dizdiğim tek tek o ipe
Aşkın ambarı rotam
Hazanın matemi intibaım
Serildiğim ve sarıldığım
Sökün eden her hücrem
Hüznüme sadık bir neferim ben
Koştuğum Hak kapısı
Geri çevrilmediğim dünden belli
Daha da beterini yaşamıştım illa ki…