Ülkemizde
her yıl aralık ayında asgari ücretle çalışanlara bir sonraki yıl için ne kadar
asgari ücret ödenmesinin tespiti için toplantılar yapılır. Da…:
“Asgari kelimesinin TDK sözlüğüne göre anlamı, en az, en düşük,
en aşağı, minimum, minimal, en alt anlamına gelir.” İyi hoş! İşlerine alın
terlerini akıtarak emek veren çalışanlarımıza TDK’nin anlamını net bir biçimde
açıkladığı ; “en az, en düşük, en aşağı…” anlam içeren sözle ücret belirlenmeye
çalışılıyor. Asgari ücret demek yerine normal ücret ya da en iyisi hak edilen
ücret dense daha uygun olmaz mı?
Asgari
ücretle çalışan emekçilerin diğer çalışanlardan farkları ne! Kırmızı değil mi
kanları?! Bu konuda İnsan Hakları Evrensel Bildirisi daha I. Maddesinde
insanların eşit… Doğduğunu söylüyor.
“İNSAN
HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 10 Aralık 1948 Madde 1 Bütün insanlar özgür, onur
ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır,
birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar. “
Peygamberimiz de bir hadisinde; “… Beyazın
siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur” diyerek insanların
eşit olduğunu belirtir..
“Resûlullah (sav) buyurdu ki, “Ey
insanlar! Şunu iyi bilin ki Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arap"ın
Arap olmayana, Arap olmayanın Arap"a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva
dışında bir üstünlüğü yoktur...”
(HM23885 İbn Hanbel V, 411)
Öncelikle çalışıp üreten emekçi
yurttaşlarımız; üstte örneklediğim yadsınamaz görüşler ışığında diğer
çalışanlarımızla eşit görülmeli. Onlara ücret takdirleri asgari kelimesiyle
nitelenmemeli. Ücret kelimesi yeterli… Bir ad vermek illaki gerekliyse normal
ücret demek yeterli…
Gelelim asgari (!) ücret tespit etme
çalışmalarına: Bu çalışmaların bileşenleri toplanır dedik yılın son ayında. Öncelikle
bileşenleri erkekler teşkil eder. Hepsi ensesi kalın, Kırkpınar güreşlerine
hazırlanmış gibi iyi beslenmiş kişidirler... Genelde yaşları kemale ermiş,
şakakları aklaşmaya başlamış işlerinin cambazıdırlar.
En şık elbiseleri giyerler, kılık
kıyafetlerini pahalı kravat tamamlar. Belirli süreler toplanır, yer içerler
belirlemesi zor olan asgari ücreti belirlemek için ter döküp mesai harcarlar.
Bir takım giysilerini haklarını savundukları (!) emekçilerin giymesi olanaklı
değildir. Mutat toplantılarda bir öğün yedikleri yemekler, içilen içeceklere
ödenen para üzerinde anlaşacakları bir asgari ücretlinin birkaç aylığından
fazla olmadığını kimse iddia edemez. Yedikleri, içtikleri afiyet olsun.
Kıyafetlerine de bir diyeceğimiz olamaz. Sendika temsilcileri dudak uçuklatacak
ölçüde ücret alırlar…
Konuşmacılarının savlarının içeriğini
renklerle anlatalım. Büyük çoğunluğu temsil kurul üyesinin rengi sarıdır. Bu
rengin sendika için içerdiği anlamın gereğini savunulur. Hayli çoğunluğunun temsilcisinin
rengi yeşildir. Ülkemizdeki cennet yeşilinin içeriğinin temsilcileridir. Kırmızı
da bir görüşü temsil eder. Kırmızı rengin temsil edenler tehlikelidir. Onlar
temsil ettikleri işçi sayıları diğerlerine göre daha azdır. Uzun görüşmeler
sonunda karara varılır. Renkler bir rakam üzerinde anlaşır.
Daha sonra toplantıya daha bir şık
kıyafetli işveren temsilcisi mor renk girer. Sarı, yeşil renkler mor rengi ve
savını büyük hoş görüyle karşılar. Kırmızını sözleri havada kalır. Ortaya çıkan
resimde bazı rötuşlar yapılır. Karar üst makamlara sunulma aşamasına gelmiştir.
“Bir varmış bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş. Allah nefesi sayı ile vermiş. Çok
söz söylemek günahmış.”
Belirlenen rakam resmiyet kazanma
aşamasına yaklaşmıştır. Oluşan tablo bakana sunulur. İlgili bakanla kısa süreli
görüşmeler yapılır. Renklerin tablodaki uyumu göz kamaştıracak düzeydedir
artık. Üzerinde anlaşma sağlanan tabloda belirlenen tablo rakam olarak Sayın
Cumhurbaşkanına sunulur. Komisyondan gelen rakam-tablo cumhurbaşkanınca imza edilip
onaylanarak merak ve heyecanla bekleyen kamuoyuna duyurulur.
Asgari ücret tespit etme prosedürü
böylece tamamlanmış olur ülkemizde. Açıklanan rakamı yeşil ve sarı renk
temsilcileri ihtiyatla karşılar. Kırmızılar memnun olmaz. Son karar veren bakan
ve Cumhurbaşkanı, olanaklar zorlanarak tespit edilen asgari ücretle çalışanları
enflasyona ezdirmediklerini söylerler.
Asgari ücret tespit etmek ne uzun ve
yorucu(!) çalışmalar sonunda tespit edildiğini aşama aşama izledik. O kadar
zaman ve emek(!) harcamaya hiç gerek yok aslında. Asgari ücretle çalışanların
ana kalem giderlerinden örnek alınarak kısa ve öz bir çalışmayla sonuca varıla
bilinir. Örneğin, ekmek, yağ, süt, sebze, meyve, aydınlanma, ısınma…
kalemlerinin bir yıl içindeki artış oranına göre asgari ücret hesabı yapmak
olası.
Böylece asgari ücret tespiti için mesai
harcayan beylerin enerji ve zaman harcamalarına gerek kalmaz. Komisyon
toplantılarında harcanan giderlerden de tasarruf sağlanmış olur.