1
Bu Fahiş Fiyatlara Nasıl Son
Vereceğiz? 1
-Evet, sayın seyircilerimiz, buna
nasıl son vereceğiz programımızla (her şeyi seyir ettiğimizden bu hitapla
başladım!),bugün fahiş fiyatlarla ilgili bir araştırma programı ile
karşınızdayız. Fahiş fiyatla ürünleri piyasaya sürenlerle, bunu alarak zorlanan
vatandaşlarımızla yapılan röportajları sizlerle gazetecilik televizyonculuk anlayışımızla
sizin her zaman olmasa da bazen seyir ettiğiniz gibi seyir edeceksiniz. İlk
önce toptancımız Sayın Lütfü hep saklar ile beraberiz. Sayın Lütfü heptoplar
pardon hepsaklar, bize neden gıda mamullerini stoklayarak sakladığınızı
anlatabilir misiniz? Bunun size ve vatandaşa yaptırımı artısı ve
vatandaşlarımıza zararı nedir acaba?
-Ben öyle cümleleri renklere
boyayarak konuşmayacağım. Hayat uyumaktan ve uykuda kalmaktan ve bazen de
uyanmakla devam eden bir süreçtir. Herkes kendi bağı ile hayata bağlanır, bu
bağlanmadan hiç kimsenin neden benim ipimle bağlanmadın diye söz söylemeye,
yetkisi zaten yoktur. Her ne kadar gün gelir çektirdiğin acının hesabı sorulur
denilse de bizlerinde gerçekleşmeyen zaafları arzularının gerçekleşmeme acısı var,
bundan kim hesap soracak? İnsanların açlıkla kaldığı arka sokaklarda mahallelerde
kalmasının bizimle alakası hiç yoktur, onları arka sokakta bırakanların suçu
var ön mahallede yer kalmadı diyerek, arka mahalleye çekerek hizmet götüremeyen
yardımcı olmayanların suçu da mı yok hesap bizden soruluyor? Söyler misiniz
nerede kusursuz hayat var? Dolar Euro yükselirken, bizim kazançlarımız erirken
bizim arzu heves ve yapacağımız atılımlarla kendimize birkaç villa almamız mı
suç, yeni araba almamız mı suç? Bakın galerilerdeki kuyruğu, herkes açım derken
nasıl araba almaya koşuyor! İnsan
hangi zamanda yaşarsa yaşasın, kaç kez uyuyup uyanırsa uyansın hep kendi
kazancına doğru yürüyor, bu yürüyüşüyle hayatta var olmaya çalışıyor. Haliyle
kazanmak zorundayız kaybetmemek için.
-Efendim siz çok uzattınız. Siz başka
bir yönüyle de bunalım ve çaresizlikleri anlatacağınıza, kendi kazancınıza dair
aşma ve aşamama alanına girerek konudan çok uzaklaştınız, insan bu acizliğinden
öte, bu acizliklere maruz kalarak bunu hak ediyor mu? Bu hak edilmeyeni sizler
kendi kazancımız diyerek, bireylerin hayatına kazancına davranış ve düşünsel
anlam katmanlarını bir anda yıkarak, vatandaşın kendisine ait sizin
olumsuzluklarınızla baş başa kalan sizlerin bu olgudan çok kasa doldurma
merakınız yüzünden, bunu kendi bünyenizde mutlulukla karşılamanız, onların
kendi bünyesinde mutsuzluğa sevk etmesindeki çıplaklığı feryadı anlatmaktan
kaçıyorsunuz. Mesela 40 lira olan yağ nasıl 150 lira oldu?15 Liralık peynir 40
TL,12 Liralık yumurta 50 TL oldu..? Yükseldi ise kur düştü neden fiyatlar eski
seyrine dönmedi?
-Ben oraya gelecektim arz ve talep
başlığı altında, bu anlatacaklarım uzun bir sürecin ayak sesleridir ki, her
ayağın sesi değişik olur bende gerçek bir ayak sesini anlatmak için dikkatli
dinlemek zorundasınız uzun bir süre diyorum, görüyorsunuz dinlerken ben
kıvranıyorum farkındaysanız, herkes halay çektiğimi sansa da bu bir kıvranış
modelidir efendim!. Burada insanların onur zedelenmesinden söz etmek doğru
değildir, herkes kazancının peşinde iken, yan kur düz kur aşamalı kurun panik
atağında paniklememiz normal! Vatandaşa da hak vermiyor değilim lakin benim almam
lazım ki stoklayarak sunmam için toplamam gerekli, özenle sunma için bu aşamada
stoklayarak en güzelini içindeki çürükleri ayıklayarak sunmam gerekli ki bu
olsun. Yoksam stokçuluğumuzla diğer stokçuluğu lütfen karıştırmayın. Çok derin
düşüncelerle biz düşünsek te vatandaşın bunu derin düşüncelerle düşünmesine hiç
gerek yok. Bu organik dayanışma bizden onlara hizmet kalitesini arttır ak sürdürmek
içindir. Yoksa toplumsal bağların incelerek kopması için değildir, bilmem
anlata bildim mi, acılarımızı sancılarımızı.
-Siz bireysel olarak kendinizi
anlattınız. Değerlerimizin bu stokçulukla fahiş fiyatla üst seviyelere çıkarak,
ortaya çıkan ruhsal tepkilerin aşılmazlarıyla açılmazlarıyla kapalı kalan açık
yollarının kapalı olarak kalmasına sebebiyet verir çıkmaza sokar, sizlerin
vicdan denilen merkeze uğrayarak hareket etmeniz gerekmez mi?
-Vicdanın merkezinde ticaret
yapıldığını ilk defa sizden duyuyorum! Yeni bir ticaret mi bu? Genel bir
değinme ile kime neden nasıl değiyor? Parası çok olana mı olmayana mı
yanaşıyor? Arka, yan ön, planında neleri var? Sizinle bu diyalogun karakterize
ettiği ana temanın teması tematik rengi ne yönde, alıma mı satıma mı yönelik?
Bu yaklaşımlar böyle bir çelişkilerin işlenişiyle örülmesi herkesi saracaksa,
örenler buyursun bu ticareti yapsın paraları varsa yoksa bu işi biz yapalım
sıcacık paralarımızla.
-Anlaşıldı size bunu anlatmak
sizden olumlu cevaplar almak çok zor bu nedenle bunu vatandaşa sormakta
gereksiz oluyor, sizler vicdanınızı tartarak ortaya koyamadıktan sonra bu iş
uzayacak lakin vatandaş hesap soracak olursa bu size pahalıya patlayacak.
-Patlasın efendim, kasalarımızda
var paramız, sıkıntı değil, onlar çekecekleri sıkıntıyı düşünsünler daha fazla
sıkıntıya sebebiyet vermeden, olanlara razı olsunlar.
-Evet, sayın seyirciler bizlerde
sizler gibi ancak seyirci kalabildik anlatamadık, anlaşılamadık sizler gibi
neyse zaman her şeye çaredir, zaman değilse adımlar çaredir, diyerek burada
yayınımıza son veriyoruz, başka GÜZEL programlar da görüşmek üzere.
Mehmet Aluç