28 Temmuz 2013 İstanbul Öz Ayhanlar Çay Bahçesi Gece saat 01

Kır saçlı pala bıyıklı adam çay bahçesinin bahçesinden içeri girmeden önce çay bahçesinin etrafında üç tur atmıştı. Takip edilmediğinden iyiden iyiye emin olunca paltosunun yakasını kaldırıp kapalı mekâna doğru yürüdü. Çay bahçesinin sahibi Bekir Öz Ayhan misafirinin gelişini bekliyordu. Aceleyle giriş kapısının üstündeki lambayı söndürdü. Kapıyı açıp misafirini içeri aldı. Saygılı elini uzattı. Kapalı mekânın karanlık köşesini işaret etti. İkili birlikte çekyata oturdular. Sehpanın üzerindeki açık paketten birer sigara yaktılar.

-Hoş geldiniz Ayhan Bey.

-Hoş bulduk Bekir. Nasılsın?

-Teşekkür ederim Ayhan Bey. Siz?

-İyiyim sağ ol. Amcanla konuştun mu Bekir?

-Konuştum. Bir ricanız olduğunu söyledi. Nasıl yardımcı olabilirim?

-Yarın bir hemşerim gelecek Bekir. Bir süre burada kalmasını istiyorum. İş bulana kadar.

-Elbette Ayhan Bey. Sıkıntı olmaz da. Çocuklara bir şey söylemek lazım.

-Ali akrabamdır Bekir. Kimsesiz. Ordudan ayrıldı. Biraz seninle takılsın. Sağlam Delikanlıdır. İş bakacak. Bu arada sana yardımcı olur.

-Nasıl isterseniz Ayhan Bey.

-Ali’yi merak etme meraklıları da konuşturma Bekir.

Bekir merakına yenildi.

-Ali sizin için mi çalışıyor Ayhan Bey?

Bekir oldum olası devlet görevlileriyle özellikle de istihbaratçılarla tedirgin konuşur ve konuşmayı kısa kesmeye çalışırdı. Daha önce birkaç kez gördüğü Ayhan Bey önce tepki vermedi.

-Belki ileride çalışır Bekir. Ali’yi kendi haline bırak. Her konuda güvenebilirsin ama merak etme, sorma. Hem kendi hem de Ali’nin iyiliği için.

Ayhan Bey sigarasını söndürdü, ayağa kalktı. Elini uzattı.

-Teşekkür ederim Bekir. Umarım farklı bir zaman ve yerde görüşebiliriz. Bu iyiliğini unutmayacağım.

-Estağfurullah Ayhan Bey. Ne demek. Görüşürüz iyi geceler.

 

1 Ağustos 2013

 

Sabah saat 9. Genç bir adam elinde iki valizle Özayhanlar Çay Bahçesine geldiğinde Bekir kapalı mekanda bir taraftan çay içiyor bir taraftan da bahçeyi gözlüyordu.  Gelen genç sağa sola bakmadan kapalı mekâna geçti. Elindeki valizleri kapının kenarına koydu. Çay ocağındaki genç irisi çocuk kendisine bakıyordu.

-Selamün Aleyküm kardeş. Bekir Bey’e bakmıştım. Bekir Özayhan.

-Aleyküm Selam ağabey.

İşaret parmağıyla büyük plazma televizyonun altını işaret etti. Genç adam ilerledi. Elini uzattı.

-Selamün Aleyküm Bekir Özayhan?

-Aleyküm Selam benim buyurun

Tokalaştılar. Genç adam Bekir’in karşısındaki kanepeye oturdu.

-Ali Yıldırım ben. Ayhan Bey adresinizi verdi. Görüşmüşsünüz.

-Evet evet görüştük. Buyurun. Aç mısınız? Tost yapsınlar mı?

-Teşekkür ederim. Aç değilim.

Bekir çay ocağındaki genci gence çay getirmesini işaret eder.

-Hoş gelmişsin Ali kardeş. Ayhan Bey’le iki gün önce görüştük. Ben Ayhan Bey’i tanımam. Amcam rica edince...

Bekir konuşurken temiz yüzlü genci baştan ayağa süzdü. Ali Ayhan Bey’in dediği gibi sağlam birine benziyordu. Sportmen olduğu belliydi.

-Ayhan Bey’i şahsen bende tanımam Bekir. Ortak tanıdıklarımız aramışlar.

-Ayhan Bey bir şey anlatmadı sen anlatacak mısın?

-Uzman çavuştum, bazı sıkıntılar olunca istifa ettim. Ayhan Bey gelsin ben yardımcı olurum demiş. Çıktım geldim Bekir. Şimdilik bu kadar yanlış anlamazsan.

-Yanlış anlayacak bir şey yok Ali. Ayhan Bey amcamın eski dostudur. Amcam herkes için ricacı olmaz. Amcam emrettiyse başımız üstüne.

Çayını içen Bekir ayağa kalkınca Ali takip etti. Küçük bir odaya girerler. En lüks döşemesi çekyat olan oda malzeme deposuydu. İçerisi Çay, şeker Bardak, içecek kolileriyle doluydu.

-Yalnız kusura bakmayacaksın Ali kardeş. Elimizdeki tek oda bu. Çocuklar yardım ederler. Bir süre idare edeceksin artık.

-Hiç problem değil Bekir. İlk fırsatta eve bakacağım zaten.

Bekir odanın yanındaki kapıyı açtı.

-Burası da banyo-tuvalet. Dediğim gibi biraz idare edeceksin. Çay demlemeyi biliyor musun?

-Biliyorum.

-Tamam çayımızı demler gecede burada kalırsın.

Bekir sonraki iki gün Ali Yıldırım’ı hissettirmeden takip etti. İkinci gün sabah saat sekiz gibi çay bahçesine geldiğinde cay demlenmişti. Kapalı mekâna girdiğinde poğaça dolabı dikkatini çekti. Yarısı boştu. Ses etmedi. Bahçedeki masalar hazırlanmış kapalı mekân ve bahçe temizlenmişti. Ali kimseyle konuşmadan gün boyu makine gibi çalıştı. Çay demledi, tost yaptı.  Bekir üçüncü gün saat sekiz de çay bahçesine geldiğinde Ali çay bardaklarını yıkıyordu ve poğaça dolabı tamamen boştu.

-Poğaçacı gelmedi mi Ali?

-Geldi Bekir. 50 poğaça bıraktı. Satıldı. Para kasada. Çay vereyim mi?

-Olur diye cevapladı Bekir. Sen dükkânı kaçta açtın Ali?

Ali çayı uzattı.

-5 buçukta açtım çayı demledim. Poğaçacı geldi. Açık olunca gelenler oldu. Biraz satış oldu.

-Gece gittiğimde saat 1 e geliyordu Ali. Sen uyumuyor musun?

-Üç en fazla dört saat yetiyor Bekir.

Bekir aklına gelen düşünceyle gülümsedi.

-Kaldığın odayı bu iş için ayarlamıştım Ali. Sabah erken dükkan açılsın diye. Güzel olmuş sağolasın.

-Sen Sağ ol Bekir.

Üç Ağustos akşamı Bekir hemen çıkmadı. Herkes dağılınca birlikte karanlık köşeye geçtiler.

-Ne yaptın Ali? Alışabildin mi?

-Alıştım Bekir. Dağda daha zor şartlarım da oldu. Kolay alışırım. Yalnız... Çocuklara söylesen de odaya girmeseler.

-Paramı?

-Para önemli değil, valizde ruhsatlı silahlarım ve mühimmat var. İhtiyaç halinde malzemeleri ben çıkarırım.

-Hallederiz Ali. Çocuklarla konuşurum. Bir şey anlatmayacak mısın? Mesela Ayhan Bey’i nereden tanıyorsun? İstihbarata mı çalışıyorsun?

Ali hazırlıklıydı. Sakin cevap verdi.

-Bizim orada, Ben Kırşehirliyim. Ayhan Bey’i herkes tanır Bekir. Şahsen değil ama gıyaben herkes Ayhan Bey’i tanır. Küçük yerlerde doktor gibi, asker gibi görevlerde çalışanları gıyaben herkes bilir. Ayhan Bey’i şahsen tanımıyorum. Ortak tanıdıklar araya girdi diyelim. İki ay öncesine kadar Özel Harekât’ta Uzman çavuştum. Dağda birini yakaladık. Sorgu odasında dayanamadım adama saldırdım. Adam ilçe başkanı çıktı. İş uzadı savcılığa intikal etti. Biz atmayalım sen istifa et dediler. İstifa ettim. Kimlik değiştirme falan. Memlekette duymuşlar. Akrabaları Ayhan Bey’i aramışlar. Buradayım. Kusura bakma olabildiğince az konuşmak zorundayım. Özel Harekât’ta pek çok operasyona katıldım. Ama doğrudan istihbaratta çalışmadım. Orduya girdiğimde emekli olurum diye düşünüyordum, kısmet değilmiş. Bakacağız artık. Mekânında kalıyorum bende senin hakkında bir şey bilmiyorum. Kendinden bahsetsene.

-Babamın dedesi Hacı Hüsrev müderrismiş. Medreseler kapatılınca açıkta kalmış. Arzuhalcilik yapmaya başlamış. Dedem Ahmet Hamdi Efendi yeni harflerle biraz okumuş, babasından öğrendikleriyle hem arzuhalcilik hem imamlık yapmış. Rahmetlik dedem çocuklarını babamı ve amcamı okutmak istemiş ama maalesef. Babam esnaflığa amcam Haydar Ağa kabadayılığa merak sarmış. Haydar Amcam bir ara üniversiteye başlamış, yarım bırakmış. 70’li yıllar. Kabadayılığa devam. Okumam için bana çok ısrar etti. Bende okumadım. Aslını sorarsan amcam benim yüzümden hapiste şu anda. Benim işlediğim bir suçu üstüne aldı. Bende gördüğün gibi mahalle kabadayısı mı dersin mafyacılık oynuyor mu dersin. Ne dersen. Dedemden kalan arsaları, dükkânları takip ediyorum işte. Başka bir iş yapma imkânımız da yok artık, ufak tefek oyalanıyoruz işte.

-Ben senin ortamlarında hiç bulunmadım Bekir. Kabadayılık, racon falan bu işlerden anlamam. Bildiğim tek iş silah kullanmak. Ondan da mahrum kaldık.

10 Ağustos 2013 Saat 24’e doğru ellerinde sopalar bulunan bir gurup Çay bahçesinin etrafını sarar.  Saldırır. Müşteriler telaşla kaçarlar. Sopalı gurubu fark eden Ali valizinden aldığı kurusıkı silahla müdahale eder, guruba karşılık verir. Tabancayla kolundan yaralanır. Polis arabalarının gelmesiyle sopalı gurup kaçar. Polis ekipleri Ali’yi önce hastaneye sonra ifade için Emniyet’e götürürler. İfadenin ardından kullandığı silahın kurusıkı olması sebebiyle serbest bırakılır.

( Bereli 2 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 1.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu