Karaşahin
Sarrafiye
Orhan Metin Karaşahin dış
cephesi altın renginde boyalı dükkânın önünde aracından indi. Döviz bürosu ve
sarrafiye olarak düzenlenmiş iş yerine kimseyle konuşmadan girerek asma kat
ofisine çıktı. Ardından elinde bir poğaça ve çayla yardımcısı Soner Çakal küçük
ofise girdi. Çay ve poğaçayı masaya bıraktı. Orhan Metin ’in işaretiyle oturdu.
-Çakal.
-Buyur
ağabey
-Tahsilatları
hallettiniz mi?
-Dün
halletttik ağabey. 70 bin tahsil ettik. 10 bin ceza aldık. Emrettiğin gibi.
Parayı kasaya verdim.
-10
bini sen al. Mızırdandılar mı?
-Mızırdandılar
ağabey. Kayıtları ve Güvencemizi verdik. Bir şantaj durumunda muhataplarının
biz olduğumuzu söyledik. İkna oldular.
Orhan Metin’in ağzından beklenmeyen
bir cümle çıktı.
-Ben
niye evlenmedim biliyor musun Çakal?
-Bilmiyorum
ağabey neden?
Orhan Metin gülümsedi.
-Evli
olsaydım karıma hediye vermekten iflas ederdim Çakal. Orijinal kayıtları ne
yaptınız.
-Sildim
ağabey.
-Magazincilere
güvenme takip ettir. Kayıtlar ortalığa dökülürse skandal olur. Gazetecileri
iyice korkut.
-Tamam
ağabey hallederim.
Soner Çakal bir şey söylemek istiyormuş gibi baktı.
-Ne
var Çakal?
-Hadde
hanenin ustabaşısı bir şeyler dedi.
-Ne dedi?
-Daha
ucuza demir getiren tedarikçiler varmış piyasada. Onlardan ham madde alırsak
daha çok kar ederiz diyor.
Orhan Metin karşılık vermeden birkaç
saniye düşündü.
-Ortak
olduğumuz iş yerleriyle ilgili prensiplerimizi hatırlıyor musun Çakal?
-Hatırlıyorum
ağabey.
-Altın
işi dışında ismimiz geçmeyecek, ya gizli ortak ya da hissedar. İş randımanlıysa
çalışmasına karışmam. Bu adam bunu bilmiyor mu?
-Her
seferinde söylüyorum ağabey.
-O
zaman bu adam ya bizden çalıyor Çakal, veya çalmaya hazırlanıyor. Git konuştur.
Çaldıysa çaldığını al. Göm. Ortağın yanına git yeni adam bulsun.
-Çalmadıysa
ağabey?
-Çalmadığına
ikna olursan son kez ikaz et. Prensiplerimizi unutmasın.
-Bijon’u
ne yaptınız?
-Araştırıyoruz
ağabey. Bildiğim kadarıyla Bijon Suphi’nin itten, kopuktan bir çetesi var. Sanayide iki-üç tamirhaneyle ortak
çalışıyorlar. Gece arabaları çalıp parçalıyorlar. Lüks arabaların jant, far ve
dikizlerini soyup okutuyorlar. Alem’de Bijon’un finansörünün Caner Çaylı olduğu
dedikodusu var. Dedikodular doğruysa Bijon, finansörüne güvenip bize tebelleş
olmaya kalkabilir ağabey.
Orhan Metin 45 yıllık hayatı boyunca
kimseden korkmamıştı. Sadece ağabeyinden çekinirdi o kadar.
-Hele
öyle bir şey denesinler de görelim Çakal. Hele öyle bir şey denesinler.
-Şaka
yapıyorum ağabey. Denesinler mekânlarını kafalarına yıkarım.
-İlhan?
-İlhan
ağabeyle alakası yok gibi. Bizim çocuklar satılan arabaların fotoğrafının çeken
bir iki kişi görmüşler. Biri İlhan ağabeyin çalışanı.
-Ayrıntılı
araştırın Çakal. Eğer İlhan bu işin içindeyse engellemek lazım. Ali Ağabeyimin
kulağına giderse kötü olur. Ben İlhan’la konuşurum.
-Ağabey...
-Söyle
Çakal.
-Helin
Hanıma koruma ayarladınız mı diye soracaktım ağabey.
Orhan Metin aşağılar gibi
baktı.
-Seninkiler
beceremediler değil mi Çakal?
-Beceremediklerinden
değil ağabey. Bizimkiler amatör. Açık veriyorlar. Helin Hanım sürekli azarlayıp
kovuyormuş.
Orhan Metin güldü.
-Helin
yapar, azarlar da kovar da. Bu gün birine bakacağız. Birini bulsak bile Helin’i
takibe devam edin.
Koltuğundan kalktı. Soner de kalktı.
-Seninle
geleyim mi ağabey?
-Sen
dükkanda kal Çakal. Ustabaşıyla ilgilen. İşimiz var Helin’i alacağım. Senden
pek hazzetmiyor.
-Biliyorum
Ağabey. Bu yüzden sordum zaten.