1 EYLÜL 2013 

 

                  Galerici İlhan Murat Karaşahin stüdyo dairesindeki yatak odasında baş ağrısıyla uyandı. Yüzünü yıkayıp salona geçti. Salon dağınıktı. İçki şişeleri yerlerde, koltuklarda uyuyan iki kadın. Yüzünü buruşturarak kadınlara baktı. Mutfakta ağrı kesici aradı. Dolaplarda bulduğu bir paket kekle ağrı kesiciyi içer. Dolaptan maden suyu çıkardı. Şişeyi açarken telefonu çaldı. “Müdür arıyor.”

-Aloo

-Günaydın İlhan Bey.

-Günaydın müdürüm. Günaydın, hayırdır sabah sabah.

-İki gün önce sattığımız arabanın sahibi geldi İlhan Bey. Hasarlı araba sattığımızı iddia ediyor.

-Hangi araba?

-İki gün önce sattığımız siyah cip İlhan Bey. 400 bin lira olan.

-Servise ve kaskoya haber verin. Adam orada mı?

-Adam değil İlhan Bey. Aracı genç bir kadın getirdi.

-Tamam çıkıyorum. Satış sırasında çektiğimiz fotoğrafların çıktısını alın.

                  Salonda uyuyan kadınlardan biri sese uyanıp mutfağa gelmişti bu sırada. Sırnaştı. İlhan Murat kadını itekledi.

-Yavaş gel. Çıkarken evi temizleyip çıkın.

-Ayıp oluyor İlhan. Akşam gelecek misin?

-Belli olmaz.

                  Anahtarlarını, cüzdanını alıp hızla çıktı.

 

1 EYLÜL                                                                                                                             

 

                   Orhan Metin Karaşahin bahçe içindeki dublex evinin yatak odasında uyandı. Altın kaplama saatine baktı.  Aceleyle banyoya girdi. Mutfakta sarışın bir kadın gürültüden ’in ’in uyandığını anlamıştı. Isıtıcıyı çalıştırdı. Kapıdan giren Orhan Metin’e gülümsedi.

-Günaydın kocacığım. Kahvaltıya ne istersin?

                   Orhan Metin’in yıllardır mustarip olduğu rahatsızlığı-Mutlu olamamak, her ortamda agresifliği korumak- anında nüksetti.

-Ne kocası lan. Yatağıma girdin diye hemen yavşama.

                  Kadının yüzü bozuldu ama bozuntuya vermemeye çalıştı.  Orhan Metin dolaptan çıkardığı sürahiden bardağa limonata doldurdu. Bir nefeste hepsini içti.

-Kahvaltı yapmayacak mısın?

-Yapmayacağım.

-Hep böyle mi olacak Orhan?

-Anlamadım?

-Ben 20 yıldır kendi kazancımla geçiniyorum, sigortamı yatırıyorum. Para için önüne gelen zenginin altına yatan biri değilim. İki aydır çalışmıyorum. Masraflarımı karşılıyorsun sağ ol ama ben kendi paramı kazanıp harcamak isterim. Böyle mi devam edeceğiz?

-Sıkılana kadar böyle Sevcan. Sıkılana kadar böyle. Sorun mu var?

                  Genç kadın diklendi.

-O zaman bir an önce sıkıl Orhan.  Çalışmam lazım.

                  Orhan Metin sinirlendi ama tepki vermedi. Bir an düşündü.

-İşe evimden gidip geleceksin. Müşterilerin masasına oturmak yok. Çağırırsam sadece benim masama oturacaksın. En fazla haftada üç gün. Bu şartlarla iş bulabilirsen çalış.  Akşama yemek falan hazırlama. İşim bitince seni aldırırım.

Sevcan hiç beklemediği bu duruma çok sevindi. Orhan Metin’i kucakladı, yanağından öptü. Orhan Metin kapıdan çıkarken geri döndü. Kadını yanağından öpüp çıktı. Yıllardır beklediği ama gerçekleşeceğini asla ummadığı bu öpücükle o kadar çok sevindi ki sevinç çığlıkları atarak içeri geçti.

( Bereli 8 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 3.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu