Hukuk Müşaviri ve Noter’in ardından ortaklar dağıldı. Ali ve Hatice koridorun başındaki Caner Çaylı’nın odasına doğru konuşmadan yürüdüler.  Odaya girince Hatice Ali’ye babasının masasını işaret ettiyse de Ali oturmadı.

-Koltuk senin hakkın Hatice. Madem ki yetkili benim o zaman Genel Müdür yardımcısı olarak Caner Bey zamanındaki gibi devam etmeni istiyorum. Benim yerime imza yetkili olarak işleri idare etmeni istiyorum. Bildiğin gibi bu geçici bir durum. Yılbaşından sonra her şeyin eski haline dönmesini umuyorum. Baban yaşadığı travmayı atlatıp işinin başına dönecektir. Bu süreçte camiayla bağlantılı üst düzey görevlilerin sözleşmelerinin iptal edilmesini istiyorum.

-Babamla görüştün mü Ali?

-En son ben taburcu olunca görüştüm, o gün bana bir şey söylemedi. Aynı akşam benden isteği üzerine bulabildiğim eski model telefon ve sim kartları kendisine getirdim. Başka bir görüşmemiz olmadı. Öyle sanıyorum ki en kısa sürede ya bana veya sana ulaşacaktır. Kimse hayatını verdiği işini bir anda boş bırakmaz öyle değil mi?

-Haklısın. Çok zor bir sürece girdiğimizin farkındasındır Ali. Dün gece sıkıntıdan uyuyamadım.

-Sıkıntılanacak bir şey yok Hatice. Su akar yolunu bulur derler ya.

-Hiçbir şey tahmin ettiğin gibi değil Ali. Hem holding hem aile olarak camiayla olan bağımızı az çok biliyorsun. Ortaklarımız camia bağlısı. Tahmin edersin ki üstümüzde büyük bir baskı olacak. Katılacağımız ulusal ve uluslararası fuarlar var. 2014 turizm sezonu rezervasyonları yapıldı. Gurup içindeki iş ortaklarımız babamın durumundan haberi olursa ki en geç hafta sonuna haberleri olur. Olacakları tahmin edemiyorum. Üstüne bir de annem.

-Kontrolünü kaybetme Hatice. Ortaklarınıza hatır koyacak kimse yok mu?

            Hatice kısa bir an düşündü.

-Vardır, daha doğrusu olmalı ama ben bilmiyorum. Babama da ulaşamıyorum.

-Babanın seninle mutlaka iletişime geçeceğini düşünüyorum Hatice. Sabırlı ol. O zaman şimdilik fincancı katırlarını ürkütmeyelim. Babanla konuşana kadar kimseyi işten çıkarmıyoruz. İşler baban zamanındaki gibi devam etsin. Bu arada beklenmedik bir şey olursa haberim olsun.

            Hatice gerçekten sıkıntılıydı. Masadan kalkıp diğer odada kahve hazırladı.

-Aklıma gelen asıl sıkıntı farklı Ali. İşler bir şekilde halledilir. Rezervasyonlar bir şekilde halledilir. Ama ortaklar hisselerini satmaya kalkarlarsa asıl ciddi sıkıntı o zaman başlar. Tanımadığımız birilerinin hisseleri alması büyük sıkıntı. Biz alsam nakit sıkıntısı. Bankalar bu durumda kredi için isteksiz davranacaklardır.

            Ali kahvesi ağır ağır yudumladı.

-Anlattıklarına göre bize camia karşıtı itibarlı ve zengin bir ortak lazım. Yanılıyor muyum?

-Yanılmıyorsun Ali. En büyük sorunumuz böyle birini nereden bulacağız?

-Karaşahinlerle ortak olmayı düşünür müsün Hatice?

            Hatice şaşkınlıktan ağzındaki kahveyi masanın üstüne püskürttü. Gözleri iri iri açılmış halde peçeteyle masanın üstünü temizledi. Eliyle bir şeyler arandı. Ali’nin uzattığı paketten aldığı sigarayı yaktı. İki nefes çektikten sonra fincanın içinde söndürüp izmariti çöp kutusuna attı.

-Sen ciddi misin Ali?

-Aklıma ilk gelen bu oldu Hatice. Abdullah Bey’le görüşmemi ister misin?

-Ben isterim de Ali, asıl sorun Abdullah Bey bizimle ortak olmak ister mi? 

-Bilmiyorum Hatice. İçinde bulunduğumuz durumu düşünürsek böyle bir ortaklık dedikodusu bile bizi rahatlatmaz mı? Abdullah Bey’in itibarına Orhan Bey faktörünü de eklersek.

-Orhan Bey cezaevinde değil mi? Cezaevinde iken bize nasıl bir yardımı olabilir ki?

-Orhan Bey cezaevine suçlu olduğu için değil Abdullah Bey’i savunmasız bırakmak için alındı Hatice. En fazla 15 gün içinde serbest bırakılacağını düşünüyorum.

            Ali iç cebinden çıkardığı yatıştırıcıyı kahvesinin son yudumuyla içti.

-Konuşmalarımı seni bir şeylere mecbur etme çabası olarak algılama lütfen Hatice. Çok zor bir sürece girmek üzere olduğumuzun farkındayım. Ekonomik sorunlar bir şekilde halledilebilir. Caner Bey’in olmaması durumumuzu çok riskli hale getiriyor. Anlattığın şeyler büyük bir krizin habercisi. Bu krizden üç şekilde kurtulabiliriz diye düşünüyorum. Birincisi olası bir krizden kurtulmak için bankalardan kredi kullanmak. Şu an itibarıyla bana göre mümkün değil. İkinci yol artık babanın kesinlikle onay vermeyeceği camiaya yakınlaşmak. Bu saatten sonra kesinlikle düşünülemeyecek bir alternatif. Bana göre üçüncü ve en rahat yol iş dünyasında itibarlı ve camia muhalifi bir iş ortağı bulmak olabilir. İş dünyasından tanıdığım tek kişi Ali Abdullah Karaşahin. Karaşahinlerle bir ortaklık dedikodusu bile başka bir çözüm bulana kadar bizi rahatlatabilir.

-Söylediklerin son derece mantıklı Ali. Babama ulaşabilseydim.

-İlk fırsatta baban seninle iletişime geçecektir Hatice. Bu kadar yıllık meslek yaşamından sonra işlerini birden bire boş bırakmaz öyle değil mi?

-Bende öyle umuyorum Ali. İnşallah umduğum gibi olur.

( Bereli 69 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 25.05.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu