Hayatın içinde yaşarken, günlük
meşguliyetlerin kaygıların bizi sarmasıyla etrafımızı kaplamasıyla içimizdeki
arzuların, amaçlarımızın gerçekleşmesi yönünde adım atarken, bunun
gerçekleşmesi yönünde umutlarımız hep tazedir. Bir karşılaşma ile
gerçekleşeceğini umduklarımız, umurumuzda olmasıyla bize dönüş yaparak kapımızı
çalacağı umudu, hep onlarla içimizde bizimledir. Bizi yarına taşıyan geleceğe
doğru atılan adımlarımızdır. Geride bıraktıklarımız olmuş bitmiş haliyle artık
geri döndürülmez haliyle onarmamız mümkün değilken, geleceğe uzanan ve yarın
olacak olan bugünümüzü, geçmişin sayfalarına hatalarımıza bakarak hataları bir
daha yapmama gayreti içinde ancak bundan sonraki geçmişi, tertemiz geride
bırakabiliriz, işte bu mümkündür. Bugünün zamanı bize sunduğu geniş
yelpazesiyle limitiyle, yarını geride bırakırken hataları içinde barındırmadan
geçmişten geleceğe yıkılmaz köprüler kurabiliriz, onu da bugün yapabiliriz.
Şimdi şu anda geçmişe ait kapılar açıktır bizi beklemektedir bugün
yapacaklarımızı saklamak için, bugün bizim için akan bugün geçmişi belirlemiş
olduğumuz kriterlerle akan zamanın içinde, bugün güzel olanla doldurabiliriz
çünkü yarın kapısı kapanacak ve yeni bir kapı açılacak.
Açılıp kapanan geçmişin kapısı bugün
taze iken yarın solmuş olacak. Gelecek ve geçmiş bugünün kalan yansımasıdır. Var
olmayı sürdürdüğümüz bu dünyanın içinde, bugünle geçmişimizi içinde fırlayan
gülümsemelerle sarmasını ya da içinde doldurduğumuz dikenlerin batmasını
sağlayan yine biziz. İşte bugün ve bugünün sonunda bizim olacak olan, geçmiş
zaman… Aslında kapıların açılıp kapanması bir çelişkiyi barındırmaz içinde,
günlük kaygılarımızın yansıması olan bugün, kesintisiz bir zaman içinde yarına
doğru akarken bunun bizim bir parçamız olduğunu bilmemiz gerek, bizden bir
parça, bizden bir yaşanmışlık…
İşte bu geçmişe bıraktıklarımızla
kendimiz fark etmektir aslında bu geriye dönüşler, vesselam, selamlarımla.
Mehmet Aluç
Mübarek Kurban Bayramınız Mübarek Olsun.