Renkleri azat etsin Tanrı ve çaputlar
bağlayayım ben en ulu ağaca derken mabedimden sökün etsin hayaller ve delişmen
fıtratımla çalkalansın yüreğim.
Miğferim kayıp miladım belirsiz
Aşkı ikaz eden şu yürekte saklı özlem
Nasıl da pervasızım severken
İkaz etmeden kalbi
İbraz ettiğim her gün her sözcük
Aşkın akışkan yüzünde saklı bilinmez
Manen t/aşkın
Manen zengin
Ulu ağaca öykündüğüm
En ulvi sevgi olmalıdır sığınağım
Aşkın kükrediği ve kürediği
Başa almaksa ömrü
Sona gelmediğim ne malum, hafız?
Hızmam yok
Hızım sustu
Hızır koştu ve işte dimdik ayakta
Uluyan kurda kuşa yem olmadım
Gecenin g/izinde yanan feri
sözcüklerin
Kalemin dik başlı yazgısı eşlik eder
Kaderime ve kederimle dahi barıştım
Ölüm olsa da ucunda
Sevmekten nasıl vazgeçerim, hafız?
Havsalam almaz dünyayı
Hatıralarımsa asla solmaz
Hizaya getirdim ben yüreği
Ve hibe ettiğim her sözcüktür ruhumun
eşkâli
Haiz olduğum o tek zerre ve
yarınların ikbali
İmha etmeliyim maziyi
İhbar ettiğim anbean
İtiraz hakkımı kullanmadım henüz
kadere
İstifli duygular ve bedeller
Elden gelen ne ise:
Başım gözüm üstüne, hafız
Elimden kayan zamana dönüp bakıyorum
da…
Rahmetin yağdığı bir gün
Rivayetmiş ve de mutluluk
Sirayet edense gizem
Rabbim yeter ki razı olsun benden
İfa ettiğim her günüm her görevim
Sevgiden yana yok da vazgeçişim
Bir suretse dünde saklı
Bir sure ise yüreği huzura sevk eden
İtibar ettiğim kadar hayata
İtibar görmek ne kelime?
Sökün eden rüzgâr nasıl da nüfuzlu
Harcı âlem dünya ve bunca insan ve
bitimsiz gözyaşı
Hasretin ulağıdır şiirlerim
Öznem ve nesnem ve kayıp yüklemim
Emir kipine riayet eden
Asılı kaldığım göğün her katresi
İçim sızlar
Manen sırtımı sıvazlar Yaratan
Yandığım kadar yakardığım değil yalan