Yorgun bir düş olduğumu yeni fark
ettim bir o kadar gerçek olduğumu da saklamadım kimseden.
Bünyemde saklı meddücezri ufkun bazen
dalgaların yaladığı kıyılar bazen suların çekildiği.
Yaşamın tadı ve renkleri ve ihbar
etmek duyguları öyle bir iklime denk düşüyor ki ve insan ikileme düştüğünü dahi
fark edemezken hayat sönüp geçiyor.
Alametifarikası sözcüklerin: yaktığım
farlar ve siren sesleri ne de olsa kendi peşimdeyim bir o kadar kendimi
kendimden iteklediğim.
Paspal gölgeler saklı izbelerde
oysaki ben ömrü ve insanları hep aydınlık bildim hep de sevdim öyle ki gecenin
karanlığını kolaylıkla delebilirken ışığım sönmesin diye aralıksız besledim
ruhumu yüreğimi sevgiyle.
Irkı yok sevginin.
İman gücünde saklı bir o kadar.
Umudun kanatlarına asılıyım ve uykulu
gözlerimi dinlendiriyorum gözüm açık gördüğüm rüyalarda nasıl da tavaf ediyorum
âlemi.
Halis munis mi?
Ve de hatırşinas?
Kıblemde saklı doğrularla hemhal ve
de hemfikirim: fikrimin ince gülünde saklı beni aralıksız çağıran evrenin sevgi
dili.
Ümmeti sözcüklerin ve de ruhumu
katlayıp severek de kırışıklıkları giderdiğim ne de olsa doğaçlama yaşayıp
sevdi mi insan asla geriye ne kir kalıyor ne de kırışıklık ve albenisi umudun
kavradığım kadar hayatı bazense görevlerimden kaytardığım.
Muhteris olan kimse uzağındayım yine
de yanılma payı ile defalarca yanlışa düşüyorum ama asla duruşumdan ödün
vermiyorum.
Hem asiyim hem asil.
Belki de yürekteki sebildir bu
coşkunun hammaddesi ve de öz suyu.
Göğün kanatlarına dokunmaksa ayrı bir
tutku ve işte ansızın nakşeden yüreğin kanatları ve de yeşeren gözlerim:
sevginin ulemasıyım aşkın ulağı ve işte kalemimle yaşadığım bir derviş gibi bir
ileri bir geri salındığım.
Hâsıl olan mucizelere yürekten
inanmışken bir ömür ve günbegün ispatlarken bunu evren.
Muktedir olan yüce Mevla her şeye
herkese her duyguya vakıf ve yüreğin katmanlarında saklı duygular bir o kadar
bilinmedik ne varsa ve kürüyorum hayatı mütemadiyen bazen kendime küsüyorum
bazen insanlara ama suçu kendimde arayıp yeniden başlıyorum hayatı dokumaya.
Kırılmayan nerem kaldıysa artık ve
hicap yüklüyüm çok da korkuyorum insanları kırmamak adına elbet efkârım
taşkınlara sebebiyet veriyor bazen yüreğin dere yatağı kuruyor ve ben yaşlarımı
kuruyorum saat başına ve tetikliyorum ruhumu yaşarmak adına ve bunu bir şekilde
ifa ediyorum çünkü:
Çünkü ben insanım duyguların ve
düşüncelerin şekillendirdiği ve Allah rızası için baş koyduğum bir hayat var
mütemadiyen yüreği tetikleyen ve ben ihbar ediyorum beni bana: O zaten benimle
ve de kader saat tutarken soluksuz sevip göçüyorum bir coğrafyadan diğerine
bazen içimi açıyorum bazen gecesefası gibi kapanıyorum içime…
Ah, öyle bir doğam var ki ve de öyle
bir duam var ki ve beni benden iyi bilene teslimiyetim ve tüm yüreğimle hayatın
nabzını tutarken ansızın kendi nabzımı alamıyorum ve sadece yakarıyorum yüce
Rabbime elbet yandığım kadar da pişiyorum aşkla ve İlahi Sırdaşımla hasbıhal
ettiğim her an’ımda ve de dünde kalan her anı’mda aralıksız hamt ediyorum ve
gizin izinde bir o kadar huzurun nezdinde iyi bir kul olarak addedilecek ne
varsa peşindeyim de sonsuzluğun kıblemde saklı olduğum ve saklı tuttuğum her ne
varsa kaybetmemek ve korumak adına…