Nutku tutulmuş olsa ne ki insanın ne
ki zehrini içre akıtsa?
Bir ilahinin sırdaş esintisi
En çok da aşkın rütbesi
Ve işte o İlahi Dokunuş:
Rabbin rahmeti doğar haneye doğar
doğmaz güneş
Hakka koştuğumun da resmidir
yüzümdeki içten gülüş.
Zemherilerde yıkadım ben ruhumu
Elim kirli ise ne ki yüzümün akı ile
Kıblemde dönendiğim ömrün her huzmesi
Sırra kadem bassa da vefasız dostlar
Ve işte küpeştesi ömrün
Sandık dolusu kayıp anı
Sanmadığım ne varsa katık ettiğim
yalnızlığa
Göçebe ruhum, delişmen kalbim.
Haydi, bir kerevite çıkalım bakalım
Şimal Yıldızıyım ben sözcüklerimin ve
eksik etmediğim
Dualarım
Dinmez de nazım
Askıntı olan hüzne kefilim
Kefil olduğum kadar sözcüklerime
Asla ertelemedim ben hüznümü
Belki mutluluğu belki yaşamayı
erteledim lakin
En çok ben sökülen dikişlerini sevdim
benliğimin.
Kıblemde saklı duaların gücünde
saklıyım
Akça pakça bir sayfaya güneş gibi
doğduğum
En çok da karabatak gibi
kayıplardayım
Gerçek ve sahici olduğum kadar
Elbet sevgili kaderim ve kederim
başım gözüm üstüne
Rabbin rızasın eksik olmasın yeter ki
Emsalsiz sevgimle kat çıktığım
Emsalsiz öfkemle kendimi yerlere
yıktığım
Devasa bir ateşi de sür git büyüyen
sevgiyi
Katledilmiş ömrümden kalan son bakiye
Hazzı yaşamanın
Narı yazmanın
Nazenin varlığım ve gönül kubbem
Gönülsüz yaşasam da zaman zaman
Gönülsüz sevmedim ben hep de
insanları
Ve işte şekil değiştiren o rahmet
Aşkın Çağrısı ile ket vurulası ne çok
şeyi aştım ben
Aşkın kaçıncı kuvveti ve kudreti ise
bahşedilen
Ve işte delişmen mizacım
Rotamsa hep Hakka giden
Not aldığım bir günü geceyle
eşleştiren
Varsın teğet geçsin mutluluk
O mutlak yorgunluk ki
Nelere kadir Rabbim
Esefle söylenen insanların ve iblisin
gücü yeter mi hiç?
Güç bela değil yaşadığım
Gücüme güç katan Mevla’m.