Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 17.10.2022
Okunma Sayısı : 691
Yorum Sayısı : 2

Yazının başlığını gördüğünüzde şaşırmış olabilirsiniz çünkü Bizans İmparatorları arasında Osman oğlu Muhammed diye birini tanımıyoruz. Bugüne kadar bir sürü Bizans İmparatoru adı duyduk ama adı Muhammed olan bir Bizans İmparatoru duymadık. Zaten adı Muhammed olduğuna göre Müslüman olduğu aşikar olan bir insan nasıl Hıristiyan Bizans’ın imparatoru olabilir ki? Üstelik bu Muhammed’in babasının adı da Osman’mış...
Evet... Bu aslında çok da karışık bir mesele değildir.
Bizans İmparatoru Osman oğlu Muhammed, hepimizin çok iyi bildiği İstanbul Fatihi, Sultan II.Mehmet’in ta kendisidir. Yani Fatih Sultan Mehmet...
II. Mehmet, İstanbul’u feth ettikten sonra 1458’de Roma’da papalık tahtına oturan II.Pius önceleri Türklere karşı bir haçlı seferi düzenlemek için bayağı bir uğraştı, bunda başarılı olamayınca ve Fatih fetihlerini genişlettikçe Hıristiyan dünyası için bir baş belası olan bu adamdan kurtulmanın çarelerini aramaya başladı ve sonunda kendince bu çareyi buldu.
Evet...II. Mehmet, İstanbul’u feth ettikten sonra patriklik tahtına oturttuğu Gennadios’tan, İncil’in tamamının tercümesini istemiş ve bu durum genç padişahın Hıristiyanlığa ilgi duyduğu dedikodularına yol açmıştı. Dahası Fatih’in annesinin Hıristiyan olduğu ve oğlunu Hıristiyan terbiyesiyle yetiştirdiği, hatta Fatih’in Paster Noster’i (‘’Babamız’’ anlamına gelen bir Hıristiyan duası) ezbere bildiği söyleniyordu. Yani Müslümanlar hani kalbi İslama yatkın gayrimüslimlere ‘’ Müellefe-i Kulub’’ diyorlardı ya, Fatih de Hıristiyanlığa karşı müellefe-i kulub’tu Papa II. Pius’a göre.
II. Pius, işte bu umutla Fatih Sultan Mehmet’e bir mektup yazarak ‘’ Şayet takdis olup Hıristiyanlığa geçersen seni Doğu Roma ( Bizans ) İmparatoru olarak tanır ve kutsarım’’ Dedi.
Efendim,bazı rivayetlere göre Fatih Sultan Mehmet bu mektuba ‘’ Asıl sen gel kelime-i şahadet getir. Sünnet ol, ben seni şeyhülislam yapayım.’’ Diye cevap vermiştir. Evet...Rivayet tabii ki. Gerçekle ilgisi yok. Zira Fatih döneminde henüz Şeyhülislam diye bir tabir yok. O dönemde Müftü deniliyor daha...İşin aslı Fatih bu mektubu açıp okumadı bile.
Evet...Fatih, Papa II. Pius’un mektubunu okumadı bile ama bu mektup ona bir ilham verdi ve 1465’de Trabzon Rum İmparatorluğunu da yerle yeksan ettikten sonra artık kendisini ‘’ Kayzer-i Rûm’’ olarak da tanımladı. [ ‘’Rûm’’ Kelimesi aslında hem Roma hem de Anadolu anlamına gelir. ] Yani Fatih Sultan Mehmet ‘’ Devlet-i Âliye’’ nin sultanı olduğu gibi Bizans’ın da İmparatoruydu ve bunun için papanın onaylamasına ihtiyacı olmadığını tüm dünyaya duyurmuştu.
Bundan sonra yapılacak bir iş daha kalmıştı: Kendisinin Bizans İmparatoru da olduğunun simgesi olarak madalyonlar yaptırmak.
Kim yapacaktı bu madalyonları peki?
Nasıl ki portresini bir İtalyan ressam olan Gentile Bellini yapmışsa aynı şekilde madalyonları da bir İtalyan hakkak ( oyma sanatçısı ) olan Constanza da Ferrara yapacaktı.
Bu madalyonlardan kaç tane yaptırdı bilemiyoruz ama iki tanesinin varlığından haberdarız.
İlk madalyon 1465 veya 1467 Tarihli olmalı. Olmalı diyoruz zira madalyon üzerinde herhangi bir tarih yok.
Peki ne var bu madalyonda?
Ön yüzünde Fatih’in bir kabartma portresi ve portrenin etrafında Latince ‘’ ASİA ACTRAPESVNZIS AGNA OVE CRETİE İMPERET MAUMbET’’Yani Asya, Trabzon ve Büyük Yunanistan İmparatoru Muhammed’’ Yazıyor. Herhangi bir tarih yok ama Trabzon Rum İmparatorluğuna son verildikten sonra yapıldığı belli.
Bu madalyonun arka yüzü daha ilginçtir. Zira bu yüzde Fatih Sultan Mehmet bir Bizans savaş arabasının üstünde ayakta durur vaziyette tasvir edilmiştir. Sol tarafında Asya, Trabzon ve Yunanistan’ı temsil eden ve bir çember içinde olan üç çıplak insan figürü bulunurken sağ tarafta arabayı çeken iki at ve atların yularını tutan bir Romalı vardır. Madalyonun bu yüzünde alt tarafta ise çıplak iki kişi vardır ( Sanırım iki Yunan Tanrısı tasvir edilmiş.) Onların altına ise Constanza da Ferrara kendi adını yazmıştır.
İkinci madalyona gelince:
Bu madalyon da yine Constanza da Ferrera tarafından yapılmıştır. İlkine nazaran daha sadedir ve yapıldığı tarih bilinir zira madalyona işlenmiştir.
Bu ikinci madalyonun ön yüzünde yine Fatih Sultan Mehmet’in bir portresi vardır ama portrenin etrafında yazan yazı farklıdır. Aynen şöyle yazar: ‘’ SULTANI MOHAMMETH OCTHOMANI VGVLI BIZANTII INPERATORIS. 1481’’ Yani Sultan Muhammed- Osman oğlu- Bizans İmparatoru- 1481.
İlginçtir ki burada ‘’Osman’’ kelimesi Latince olarak ‘’Ochtomanı’’ şeklinde yazılmıştır ama daha ilginci ‘’ OĞLU ‘’ Kelimesi Türkçede olduğu gibi ‘’Oğlu’’ olarak yazılmıştır ama U Harfi Latincede bulunmadığı için ‘’Oğlu’’ kelimesi ‘’ ‘’VGVLI’’ şeklinde yazılmıştır.
Madalyonun arka yüzü dediğim gibi sadedir. Bu yüzde at üzerinde bir Fatih Sultan Mehmet vardır ve çerçeve olan yazıda da ‘’ “MOHAMETH ASIE ETERTIE INPERATORIS YMAGO EQVESTRIS IN EXERCITUS” Yani ‘’ Asya’nın ve Yunanistan’ın Hükümdarı Muhammed’in Seferde At Üzerindeki Portresi.’’ Yazmaktadır.
Şimdi gelelim en önemli soruya:
Gerek Fatih Sultan Mehmet’in Gentile Bellini’ye yaptırdığı portresi gerekse bahsini ettiğim bu madalyonlar niçin bizim müzelerimizde değil de yabancı ülkelerde sergilenir?
Sadece bu portre ve madalyonlar için konuşuyorum:
Fatih Sultan Mehmet, padişahlığı döneminde oğlu Bayezıd’ı Amasya Sancağına göndermişti yetişmesi için. Ancak Bayezıd burada yanlış arkadaşlara uyarak kötü alışkanlıklar edinmişti ki en kötüsü afyon kullanmasıydı.
Durumu öğrenen Fatih, hem Bayezıd’ın Lalasını hem de direkt oğlunu öylesine bir uyardı ki babasının mektubundan sonra Bayezıd kendini tamamen dine verdi. Kısa sürede ona artık herkes ‘’Sofu’’ diyordu. Hatta daha da ileri giderek ‘’Bayezıd-ı Veli’’ diyenler vardı. Beyazıd-ı Bestami gibi çok büyük bir evliya olduğunu düşünenler ise bir hayli fazlaydı.
İşte bu çok çok sofu Bayazıd, padişah olunca babasına ait bu portreyi ve onun başka resimlerini, madalyonlarını dini gerekçelerle ‘’ Alın bunları atın, satın ne yaparsanız yapın.’’ Diyerek saraydan attırdı. Bugün paha biçilemeyen bu eserler, önce İstanbul’daki Venedikli tüccarların eline geçti, daha sonra mesela o meşhur tablo hiç alakası olmayan bir yere İngiltere’ye gitti.
( Bizans İmparatoru Osman Oğlu Muhammed başlıklı yazı Sami Biber tarafından 17.10.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.