Hangi rengin çığlığısın, Lavinia
hangi tendir tininde saklı masumiyetinin ve yılgılar durağında indim bu gece ve
öykündüm şüheda düne nasıl ki aşkla aşikardır aşka sunulası ithamım körebe
gecelerden sektim ve kondum yüreğine sevdalı semazenim, aşkım, iki gözüm
yüreğimde saklı tuttuğum közüm…
Hissikablelvuku, sevgili Lavinia…
Aşkın mezarını kazdığımdır şiirlerim
Yeltendiğim aşkadır diktiğim yüreğim
Melun mahzun kor bakışların, Lavinia…
Ah, cehaletime ver, sevdiğim
Yediğim vurgundur atladığım her
öğünde saklı ruhun
Nükteleri ilham perimin
Ben ki şiirlere ve aşka tutkun.
İbraz ettiğim çetelem
Kanıksadığım hüzün mertebem
İtirafım ve isyanım ve inkârım
Elden ele dolaşan bir mektup gibi
Iskalanmış varlığım ve muradım
Döşümde yatan közün ihya edesi
yüreğin
Tek maruzatıdır, sevgi.
Laldir satırlarım
Nazenin ve ifrata kaçan bir sevdanın
Ta kendisi iken mealim
Hırpani gönlümün merdanesi
Aralıksız sıktığım gözlerim ve yaşım
Sınandığıma vakıf haiz olduğum
sırlarım
Eskici arabası gibidir de yüreğim
Eskiyen eskimeyen ne varsa
didiklenmiş yürek iklimim
Hallacım ben
Aslında devasa bir de ayraç
İthal ettiğim hüzne katık meramım
İhracı bunca efkârın
Adeta Sırp Sındığı Savaşında
unutulmuş bir mızrağım
Erişilesi en ulvi Rakım ve merakım ve
soluduğum havanın
Enkazı adeta yaprak döktüğümün de
ihbarı sökün eden
Bir hece bir gizi bir de vaveyla
yüklü genzimi
Yakandır nefessiz kaldığım kadar
ihbar ettiğim
Suçlarım ve sevgiye düşkünlüğüm,
Lavinia…
Sen ki aşkın meddücezri
Sen ki yalnızlığıma kanat açan yoktan
var eden nasıl ki
Boca ettim özlemi ve rahmeti
Açılmaz kilitli bir çekmece olsa
kalbim ne ki?
Rüzgârına vurulduğum
Yankısına duyduğum özlem sesinin
Küf kokan geceler değil
Kof yürekler hiç değil
Aşk nasıl ki mealim
Hınca hınç bir duygu silsilesi
benimki
Göğün ardıç kuşu
Kuyruğu kopuk yıldızın simli yolu
Simamda saklı hüznü ve neşeyi
İç edilmiş sevgimden yana iken
iblisin nefreti
Ve o hain kurşun yediğim
Bilemediler de her kuşun etinin
yenmeyeceğini.
Bergüzar’ımsın Lavinia
Mis kokan tenin varsın olsun çok
uzağımda
Hem bilmez misin, ben seni görmeden bilmeden
sevdim
Şuh kadınların hayattaki ruj izi
Oysaki aşktır aşk, şahikanın gizli
hazinesi
Nasıl ki ulaşılmazsın ve mantık dışı
Nasıl ki şerh düştüm yılmazlığın
peşinde
Zafer kazanmış bir komutan edasıyla
düşüp de ardına
Yol bilmem yordam bilmem
El yordamı ile sevdim yazdım aniden
Gönlün bohçası yamalı, Lavinia
Bu kalp ki nasıl da yaralı
Aşkı ibraz eden her dizi her dizem
Diz dize yaşadığım onlarla nasıl da
elzem
Tutuklusu olduğum yağmurun sesi
Varsın olsun sadece ıslatsın beni
Manidar iklim maruz kaldığım şunca
acı yüklü yeisi
Kim ki bana döndüren çarkı
Ne de yandan çarklı bir sandal ve de
gemi
Gemlediğim kadar tüm içgüdüleri
Gülümsediğin kadar sadığım mutluluğa
Çalınan yaşama sevincimin yanında
nasıl da büyüdü
Sana duyduğum sevgi
Ben ki aşkın ambarında…
Yüklenmiş olduğum bunca elektrik
bunca acı
Bilmesinler varsın bu aşkın ilacı
Derinde saklı amberi
Aşk ile andığım ambarı
Hazıra konduğum kadar görmeyi
sevdiğim bunca rüyayı
Tek postada adresime ulaşası
Ucu yanık mektubu sana yazandır
içimdeki mecazi mizacımı
Saklı tuttuğum kadar da acımı ve
yasımı
Demlenmiş ufkun mutunda
Çıktığım sefere eşlik edensin Lavinia
Ve d/işlediğim her kelime
Evrenin bahşettiği bir armağan ki
Kelebek kanatlarında şiirin bil ki:
Konduğum en masum yapraksın
Düşkünlüğüm nasıl ki hüzne ve aşka…