Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 14.03.2023
Okunma Sayısı : 553
Yorum Sayısı : 12
Deliden Milletvekili Olur Mu?


6 Mayıs 1935 Tarihli TBMM Zabıt Ceridesinde ilginç bir konunun TBMM Genel Kuruluna geldiği görülmektedir. Peki nedir bu konu?

Zabıt Ceridesinden aynen yazıyorum:

BÎRİNCÎ CELSE

Açılma saati: 15

BAŞKAN — Nuri Conker

KÂTÎBLER — Naşid Uluğ (Kütahya), Ali Zırh (Çoruh)

4 — RİYASET DİVANININ(Başkanlık divanının ) HEYETİ UMUMİYEYE( Genel Kurula ) MARUZATI (Arzı )

1 — Fatma Medine’yi öldürmekten suçlu olan Zonguldak saylavı(Millet vekili ) Recep Zühtü Soyak’ın muhakemesinin menine ( yasaklanmasına ) karar verildiğine dair Başvekâlet tezkeresi

Başkan-

‘’Bundan bir ay evvel Zonguldak mebusu Receb Zühtü Soyak hakkında takibat-ı adliye yapılacağına dair Hükümetin bir tezkeresi okunmuştu. Tahkikat neticesinin alındığına dair Başvekâletten gelen tezkereler vardır, okunacaktır.’’

Büyük Millet Meclisi Yüksek Reisliğine

18 - II -1935 tarih ve 6/316 sayılı tezkereye ektir:

Fatma Medeniyeyi öldürmekten suçlu olan Zonguldak Saylavı Receb Zühtünün muhakemesinin menine karar verildiğine dair Üsküdar ve İstanbul Cumhuriyet müddeiumumiliklerinden ( Savcılıklarından ) yazılıp Adliye vekilliğinden tevdi olunan yazıların tasdikli suretleri bilece sunulmuştur.

22 - IV -1935 Başvekil 1. İnönü


İstanbul Cumhuriyet Müddeiumumiliğinin 16 - IV -1935 günlemeçli( tarihli ) ve 935/2058 sayılı yazısı örneğidir:

Yüksek Adliye Bakanlığına

Aralarında evlenme akti olmadığı halde birlikte yaşadıkları Sabri kızı Fatma Medine’yi tabanca kurşunile yaralayıp binnetice ölmesine sebebiyet verdiği iddiasile suçlu sanılan ve halen Zonguldak saylavı bulunan Receb Zühtü’nün Üsküdar birinci sorgu hâkimliğince yapılan ilk tahkikat sonunda muhakemesinin menine 28 - III -1935 gününde karar verildiğine dair Üsküdar C. M. U. Liginden(Cumhuriyet Müddeiumumiliği) alınan 7 - IV -1935 günlü ve 1782 sayılı yazı, görülmek üzere yüksek katınıza bağlı olarak sunulur.

İstanbul C. M. ü. si namına Başmuavin


Üsküdar müddeiumumiliğinin 7 - IV - 1935 günlemeçli 1782 sayılı yazısı örneğidir:

İstanbul Cumhuriyet müddeiumumiliğine 10 senedenberi aralarında evlenme akti olmaksızın birlikte yaşadığı Çengelköyünde lekeci Nuri sokağında eski 13 numaralı evde Sabri kızı Fatma Medeniyeyi 9/10 şubat 1935 gecesi saat 3 raddelerinde tabanca kurşunu ile yaralayıb öldürmekten suçlu Taksimde Cumhuriyet âbidesi karşısında Kalmis apartımanmın 1 numaralı dairesinde mukim eski Sinob yeni Zonguldak saylavı Receb Zühtü hakkında vakayı müteakib başlanan hazırlık tahkikatı 14 - II - 1935 tarihinde ikmal edilerek aynı tarihte memuriyetimizin 935/446 sayılı talebnamesile Üsküdar birinci sorgu hâkimliğinde ilk tahkikat açılmış ve ilk tahkikat da 28-II-1935 tarihinde biterek suçlunun suçu işlediği anda tabibi müdavileri ( Daimi doktoru) Dr. Fahrettin Kerim, Rüştü Çapcı ve Receb Ferdi’nin müşahedeye müstenid( Gözleme dayalı olarak ) verdikleri raporlarla İstanbul tabibi adlisi( Adli tabibi ) ve Adlî tıb işleri müşahedehane müdürünün mahallinde yaptıkları ‘’muayeneyi natık( Sözlü muayene) ‘’ raporlar ve adlî tıb işleri meclisi raporları mündericatı( içeriği ) ve dinlenen amme( kamu) ve müdafaa şahidlerinin vaki olan tarzı şahadetlerine nazaran Türk ceza kanununun 48 nci maddesinin birinci fıkrası delâletile 46 nci maddede zikredilen aklî halette bulunduğu( Akli yetersizliği yani deli oduğu ) ve bu itibarla cezaî ehliyeti olmadığı tahakkuk ve tebeyyün eylemiş olduğundan bu sebeble ceza M. U. K. 197 nci maddesine tevfikan 28 - III - 1935 tarihinde muhakemesinin menine karar verilmiş ve kararı mezkûrun iktisabı katiyet eylemiş bulunduğu arz ve keyfiyetin Yüksek Adliye Bakanlığına bildirilmesini dilerim.

********

Yukarıda okuduklarınızı kısaca özetleyecek olursak:

1935 Yılının 9 Şubat Gecesi, Recep Zühtü Soyak adlı bir Milletvekili, on senedir nikahsız olarak yaşadığı Fatma Medine adlı bir kadını öldürmüş ancak yapılan tıbbi incelemeler sonucunda katilin akli dengesinin yerinde olmadığı anlaşıldığından mahkemeye çıkarılmasına bile gerek görülmemiştir.

Daha da özetleyecek olursak: Bir milletvekili bir kadını öldürmüş ama deli raporu alarak cezadan yırtmıştır.

Amma velakin?

Ammavelakin deli raporu ile cezadan yırtan bu milletvekili, deli raporu sahibi olmasına yani resmi olarak deli olmasına rağmen milletvekilliği görevine devam etmiş ve hiç bir Allah’ın kulu çıkıp da ‘’ Yahu adam madem deli, madem deli olduğu için işlediği cinayetten sorumlu değil peki böyle biri milletvekilliği yapabilir mi ?’’ Diye sormamış, Meclise bu yönde bir önerge sunmamıştır.

Peki bu cinayet nasıl oldu? Neden oldu? Recep Zühtü Soyak kimdi?

Son sorudan başlayalım.

Recep Zühtü, 1893 Manastır doğumludur. 1912’den itibaren yedek teğmen olarak pek çok cephede savaştı. Millî Mücadele’nin hayli erken bir döneminde daha Amasya’dan itibaren Atatürk’e katıldı ve sonra da onun yanından hiç ayrılmadı. Erzurum ve Sivas kongrelerinde ona yardım etti. Meşhur Ali Galip olayında özel görevli olarak çalıştı. Sonra “Hâkimiyeti Milliye” gazetesinin sorumlu müdürü oldu. Nutuk’ta da kendisinden söz edilir. Müthiş bir keskin nişancı olduğu için Atatürk’ün korumaları arasındaydı.

Atatürk’e son derece bağlı ve sadık bir insandı. Bu sadakatının karşılığını da gördü.

Meclis’in ikinci döneminde 1924 yılının son günlerinde yapılan ara seçimde Sinop milletvekili oldu. 1927 ve 1931 seçimlerinde de Meclise Sinop’tan katıldı.

1933 yılında Kâzım Karabekir’in anılarına ve evrakına el konulmasında ve bunların yakılmasında üstün bir hizmet(!) arz etmişti.

8 Şubat 1935’de yani Fatma Medine’yi öldürmesinden bir gün önce yapılan genel seçimlerde Zonguldak Milletvekili seçilmişti.

Fatma Medine Hanım, Hattat Mehmet Sabri Bey'in kızıydı. Daha önce başından iki evlilik geçmiş genç ve güzel bir kadındı. İlk evliliğini Hintli bir prensle yapıp dört ay sonra boşanan Fatma Medine ikinci evliliğini dedesi yaşında bir ihtiyarla yapmış, bu ikinci kocanın da ölmesi üzerine kendisini İstanbul gecelerine atmıştı. İstanbul sosyetesinin en tanınmış simalarındandı.

Recep Zühtü Soyak’la İstanbul’un zevk ve eğlence kokan gecelerinden birinde Beyoğlu’nda tanıştılar ve kısa sürede sevgili oldular.

Fatma Medine Hanım yıllarca bekledi Recep Zühtü’nün kendisine ‘’ Dest-i İzdivacınıza talibim.’’ Demesini. Ancak Recep Zühtü’nün hiç de öyle bir niyeti yoktu. Senede bir iki kez geldiği İstanbul’da Fatma Medine Hanım’a uğruyor, onunla ateşli geceler geçiriyor sonra Ankara’ya dönüyordu.

Fatma Medine Hanım yaklaşık on sene bekledi Recep Zühtü’nün kendisine evlenme teklifi yapmasını ama sonunda anladı ki böyle bir teklif asla yapılmayacaktı. Recep Zühtü onu aldatıyordu. Madem o aldatıyordu kendisi de aldatabilirdi.

Recep Zühtü’den çok daha genç ve yakışıklı yeni bir sevgili buldu. Artık günlerini onunla geçiriyordu.

Derken, Fatma Medine’nin yeni bir yasak aşka yelken açtığı İstanbul’da katıldığı bir yemek esnasında Recep Zühtü’nün kulağına fısıldandı. Bir tanıdığı ona ‘’ Seninki seni boynuzluyor azizim. Hatta senin kol düğmelerini adamın kolunda senin kravatını adamın boynunda gördüm.’’ Diye ispiyonladı. Yalnız bu ispiyonla da kalmadı ekledi: ‘’ Seni boynuzladığı herif Yahudiymiş üstelik.’’

Boynuzlanmak o kadar koymasa da Fatma Medine’nin kendisini bir Yahudi ile boynuzlaması çok fena koymuştu Recep Zühtü’ye. Doğruca Çengelköy’deki Fatma Medine Hanımın yaşadığı yalıya gitti ve ‘’ Ulan Namussuz karı ! Bari bir Türk’le aldatsaydın. Müslüman bir adam bir Yahudi ile aldatılır mı lannnn’’ Diyerek tabancasındaki beş kurşunun beşini de Fatma Medine’ye sıktı.

Mermilerden ikisi Fatma Medine’nin başına, üçü bacaklarına saplanmıştı ama Fatma Medine Hanım hemen o anda ölmedi. İstanbul Pasteur Fransız hastanesine kaldırıldı lakin tüm müdahalelere rağmen 12 Şubat 1935’de öldü.

Bu büyük skandal tabii ki hemen duyuldu ama zamanın fikri , vicdanı, irfanı hür savcıları Atatürk’ün çok yakını olduğu için Recep Zühtü Soyak aleyhinde dava açıp soruşturma yapmaktan çekiniyorlardı. Ama böyle beklemek de olmazdı.

Bir başka Soyak devreye girdi: Hasan Rıza Soyak... Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri yani...

Durumu Atatürk’e bildirdi. Atatürk’ün ‘’ Adamıma dokunanı yakarım.’’ Demesini bekliyordu ama beklediği gibi olmadı.

Atatürk: ‘’Kesinlikle müsamaha gösterilmesin. Kanunlar neyi emrediyorsa mutlaka yerine getirilisin.’’ Dedi ve ekledi ‘’ Kadın vurmak da ne yahu? Erkeklik bu mudur?’’

Hasan Rıza Soyak, soyadaşı Recep Zühtü Soyak’ı kurtarayım derken işler sarpa sarmıştı. Bu cinayeti Atatürk’e rağmen sümen altı yapmak mümkün değildi ama yine de bir çıkış yolu vardı: Recep Zühtü için bir deli raporu alınırsa işlem tamamdı. Mevcut kanunlara göre delinin cezai ehliyeti olmadığı için bu cinayetten yırtardı Recep Zühtü.

Bu düşünceyle öncelikle Bakırköy Ruh ve Sinir hastalıkları Hastanesi Başhekimi Mazhar Osman’a gittiler. Mazhar Osman ‘’ Adamınız sizden benden akıllı. Ben ona deli raporu filan veremem.’’ Deyince hayalleri bir an için suya düşse de tam o sıralarda Mazhar Osman’ın kısa bir izine çıkması ve yerine Fahrettin Kerim Gökay’ın vekalet etmesi ekmeklerine yağ sürdü.

Yukarıda da görüldüğü üzere Fahrettin Kerim Gökay, Rüştü Çapcı ve Receb Ferdi adlı doktorlar Recep Zühtü’nün deli olduğuna dair raporu verdiler ve Recep Zühtü cinayet davasından yırttı.

Efendim, şimdi denilebilir ki deliden katil olmuyorsa milletvekili de olmaması lazım.

Doğrudur. Öyle olması lazım ama o zamanın kanunlarında ‘’ Deli işlediği suçtan sorumlu değildir.’’ Diye bir madde olduğu halde ‘’ Milletvekili seçilecek kişilerin akli dengeleri yerinde olmalıdır.’’ Diye bir madde yoktu herhalde. Ya da ne bileyim böyle bir madde vardı ama görünmez bir yazıyla yazılı olduğu için hiç kimse okuyamıyordu. Öyle ki Atatürk bile deli raporu olan bu milletvekili ile 1935 yılında iki kez, 1936’da iki kez, 1937 Yılında ise yirmi üç kez görüşmüştü ( Kaynak: Atatürk’ün Nöbet Defteri – Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayınları )

Atatürk ile arası çok iyi olan Recep Zühtü Soyak’ın, İsmet İnönü ile yıldızı hiç barışmadı. Zaman zaman ‘’ Onu öldüreceğim.’’ Diyordu. Hatta 1938 Yılında İsmet İnönü’ye düzenlenen bir suikast girişiminin içinde yer aldığı iddia edildi ama yeterli kanıt bulunamadı.

Atatürk öldüğünde cenazesini Ankara’ya getiren trende olduğu haber alınınca İsmet İnönü’nün emriyle Eskişehir’de trenden indirildi.

1939’da yapılan genel seçimlerde İsmet İnönü Recep Zühtü Soyak’ı milletvekili aday listesine dahil etmedi. Böylece siyasi hayatı sona ermiş oluyordu. 1966 Yılında ise bu dünya üzerindeki hayatı sona erdi. 
Yorum yaz...
( Deliden Milletvekili Olur Mu? başlıklı yazı Sami Biber tarafından 14.03.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.