Rengim hüsran: miladi takvimin yakın
tanığı aşkla erdiğim kemale taşlanan yüreğimi taçlandırandır sevgi müdavimi
olduğum yalnızlığın selamını tek alandır Rabbim…
Yâd ellerde teselli buldum yarenimle
hemhal
Bir varlığa olan değildi tutkum
İştigal olduğum cihan değil asla
Cihat bildiğim yönüm, rotam ve yolum
Ufkuma b/andığım hazin kasideler
Hazzı ölümün nakşeden
Hayat törpüsü sihirli kaide
Mevsimlerden çapkın rüzgâr
Başımdaki saçı yolan hisler
Yârim yarenim ve tek tesellim
Ne rubaide saklı ne şiirde tecellimden
de öte
Tekbir getiren yüreğin bulamadığı
dengi.
Mevsimlerden içimde kalan ukde
Sözcüklerse semiren hüzne dikilesi
bir asa gibi
Asi yüreğimden firar eden
Aşina olduğum hüzne biat eden
Asil yalnızlığım ve bir çift lafın
belini kırdığım ne ki?
Başıma atılan taşları yok sayıp
uzattığım ekmeğin
Her kırıntısı nasıl ki nimeti
Yok sayanlardan değilim
Kurusıkı bir tebessümden sökün eder
düşlerim
Bayat ekmeğe talibim talimim
Tasası düşer insanlara
Ne yiyip içtiğimin ötesinde
Sarılı ruhum bir metre beze
Vücut denense önem arz etmeyen bir
nesne
Ne hicivdir yazdığım ne isyan ne
temaşa
Ettiğim yalnızlığın sür git
heyecanında saklıdır terane
Esen rüzgâr hem cebbar hem çapkın
Ruhumda fink atan nice hazin soru
olmasa da cevabı
Elbet vardır Allah katında bir
karşılığı
Sürmanşet sevgi
Sürrealist imgelerden arda kalan
teselli
Sübyan gölgeler
Sırra kadem basan dostlar ve yalan
nameler
Aşkın ekmeğini yediğim doğrudur
Hayal ya da gerçek sanrılasın infazı
Gecikse de yaşadığım kadar
Sığındığım kalemin tükenmez nazı
Elbet rotam sabit ve tevekkül yüklü
Mizacı sonlandıramaz nefret dolu
hurafeler
Ne şiirim ne şehir
Yangınımsa büyük tez elden
Kıvılcımın doğasında saklı
Nasıl ki müridiyim sonsuzluğun ve
aşkın
Bahara selam versem de kapıyı çalan
Şaşkın hazanın sadık hüsranı
Katık ettiğim şiirde saklı olsa ne ki
yüreğin isyanı?