Renklerim var, ar bildiğimdir
sözcüklerim…
Yasımda saklı mealim
Hiçlikle iştigal ömrün depozitosu
Sevgiyi ise faiziyle serdiğim
Varsa yoksa yaşamın bilançosu
Yeşeren yaşaran ümidin
Defansı mı yoksa emsalsiz sevginin
Kemale ermedi gitti içimdeki çocuğun
Çektiği ceremesinden arda kalan
Beşinci mevsim…
Bir de bir de gaipten gelen coşkum
Nasıl ki aşk ve umut ziynetim
Kasveti dağıtan iman gücümden
Doğan günüm ve şiirlerim
Sarmalında bilinmezin
Modern çağın dervişiyim
Zikrime fikrime eş değer hüzün
selinde
Suretinde yerin göğün
Görünmeyen bir eldir sıvazlayan
Sırtımdan akan terin ölçümü
Emeğin her dirhemi
Başım gözüm üstüne
Yaşadığım kadar yasadığım hüznün
tarifesi…
Diri bir telaffuz günü kotardım yine.
Dingin bir mealle de buluştum kendi
tarifimde
Salkım saçak değil artık mevsim
İkiletse de hayat
İkiletmeden sevmektir tek gerçeğim
Önce Allah’ı sonra vatan topraklarını
Tebessümler ektiğim sağımdan solumdan
Sökün eden sözcüklerim
Belki de fıtratımdır fıkra
mahiyetinde
Fitnecileri de ihbarım
Huzur bulduğum Allah katında
Sükûnet dilediğim kadar
Sürmanşet acılar
Kayıtsız kalamadığım kâh rüzgâr kâh efkâr
Hükmedene saygım sevdam taşar da
taşar
Ruhum bedenimden hem yaslı hem
coşkulu hem vakur
Renklerle örülü bir itibar
Nispetinde cihanın
Derli toplu bir ölümdür
Dilediğim evrenden saklı tutulası her
şiir
Deminde kaynarım matemin sevginin
Deştiğim toprak ayağımı bastığım
Daldığım sular
Vatan aşkını kana kana içtiğim
Densiz gölgeler haz etmediğim…
Haiz olduğum bendeki bu aşk da
olmasaydı ya
Ne yer ne içerdim?
Nereye sokardım başımı evim bildiğim
Ve namusum, haysiyetim
Esen rüzgârın müptelası bir nesir bir
resim
Recim edilen duygularım hatırşinas
göğün
Salkımlarında saklı bir giz ki
Bilinmeze duyduğum devasa sevgi ve
saygı
Hicreti günün
Hicvi dünün
Hicap değildir esen
Hür doğduğum hür yaşadığım kadar…
Benim tek hüviyetim var:
Alabildiğine özgür
Vatanına sevdalı nazında saklıyım
yerin göğün
Ve dualarında anne denen iklimin
Asla veryansın etmediğim
Dinmeyen bir teselli ve tecelli
Kaç bin cihan harbi çıksa da
Bu güzel vatanın ön cephesinde
savaşan bir neferim
Nevi şahsına münhasır
Mazisi ve atisi ülkemin
Namı almış yürümüş Türk Milletinin ve
Türk askerinin
Sen çok yaşa çok yaşa, vatanım
Yaşadığım kadar da yaşatacağım
Dinmesin ezan sesi
Dinmesin birliğin dingin serveti
Dirilir de her vatan evladı külünden
Kulluğuma binaen
Yaşadığım yaşattığım özgürlüğümü
ülkemin
Yandığım ateşten
Örülü bir yelektir ruhumu koruyan
Rabbim, her ol, dediğinde çınlar
kulaklarım
Çınlatırım yeri göğü
Allah diyen vatan diyen tekbir
seslerinde
Türk Milletinin coşkusu yazılıdır
Alnımdan akan tere ve bu sevdaya
Kimse de gölge düşüremedi ezelden
Düşmeyecek de asla vatan aşkı
gözümden
Tüten bir duman gibi
Sadık kaldığım ülküme ve ülkeme…