Kavram


  -Bazen, insanlar, şöyle bir tezatla karşı karşıya kalabiliyorlar hayatta. Yokluğu paylaşıyorlar, çok derin dostluklar kurabiliyorlar...Derin sevgiler aşklar yaşayabiliyorlar, ama varlığı paylaşamıyorlar. Varlık üzerinden kavga etmeğe başlayınca da her şey dağılıyor. Allah katında sabredenler mi ,yani yoklukla imtihan edenler mi üstündür?.. Yoksa varlık ve nimetle imtihan edilenler, şükredenler mi üstündür?..
İnsan ara, ara kendine bunu sormalı ,çünkü hepimizin hayatında sabır dönemi de olmuştur, şükür dönemi de. Hayat tek düze gitmiyor, bazen bir nimet gelir ona şükrederiz. Bazen bir imtihan gelir, zorluk gelir ,bir sıkıntı gelir ona da sabrederiz. İnsan içinde kendini yoklamalı, sabrederken bende değişen ne şükrederken bende değişen ne?..
Sabrederken isyana mı savruluyorum ,şükrederken acaba haşa Allah korusun şımarıyor muyum?.. Kibre mi kapılıyorum kendimi kaybediyor muyum?..
Aslında sabreden de, şükreden de, iki halde de, her şeyin yaratıcısı ile bağını muhafaza edebiliyorsa o halin hakkını verebiliyorsa doğru yoldadır.
Dolayısıyla insan, sabırda da, şükürde de ,varlıkta da ,yoklukta da  nimette de, külfette de. İnşirah döneminde de, dağılma  kabus döneminde de kendisi kalabiliyorsa. Kendi değerlerinden taviz vermeden yoluna yolculuğuna devam edebiliyorsa o imtihanı da nispeten daha başarılıdır diyebiliriz.
İnsan bu öz eleştiriyi her zaman yapmalı, varlıkta da yapmalı ,yoklukta da yapmalıdır.
Varlıkla imtihan olduğumuz zaman ,güç para mevkii ve zenginlik vs. Bunlarla imtihan olduğumuzda, sorumluluğumuz daha da artıyor tabi ki. Yoldan çıkacak mı?.. Sapıtacak mı elindeki gücü kötüye kullanacak mı?.. Diye. Bu muhasebeyi insan hayatında her safhasında yapmalı nerede olursa olsun. İster bir şirket yöneticisi ol ,ister devlette görevli ol, ister meşhur bir kişi ol. O şöhreti taşıyabilecek misin?..
Varlık rahmettir, var olmanın kendisi bir rahmettir. Var olduğumuzdan bağımsız olarak nefes alabiliyorsak, konuşabiliyorsak, birbirini anlayan insanlar olarak bir araya gelebiliyorsak. Bir ağaç ,bir çiçek ,bize bir şeyler söyleyebiliyorsa ve biz onu görüp anlayabiliyorsak.  Sabah güneş her gün yeniden doğabiliyorsa, bütün bunların bir kere ,kendi başına çok büyük bir nimet olduğunu. Şükre vesile olduğunu, düşünmemiz lazım tefekkür etmemiz lazım.
Bu manada, bu derin tefekkür, insanı şükre götürür, tefekkür teşekkür eden. Gerçek tefekkür insanı şükre hamda götürür. İnsan hayatımda ne var, ne yok, ne fazla, ne eksik diye şöyle  bir muhasebesini yapmalı ,kendine bunu sorduğunda, şükre vesile çok şeyin olduğunu görecektir. Sorunları görmezden gelelim yok sayalım değil. Tam tersine ,o sorunlarla mücadele edebilmek içinde böyle bir şuura ihtiyacımız  var. Neye sahip olduğumuzu bilmeliyiz ki, neye ihtiyacımız olduğunu da tespit edebilelim.
Biz bazen tersini yapıyoruz, bize arzular istekler ihtiyaç diye tanıtılıyor taktim ediliyor. 
Zihnimizle oynanan en büyük oyunlardan biri de budur. İhtiyaçlar sınırsızdır, imkanlar sınırlıdır. İhtiyaçlar sonsuz değildir, istekler sonsuzdur, arzular sonsuzdur. İnsanın ihtiyaçları da sınırlıdır, biz arzularımızı ihtiyaç diye görmeye başladığımızda ,ihtiyaçlarımızın sonsuz olduğunu zannederiz. Nasıl yaşayacağına dair ,nasıl bir hayat süreceğine dair yapmak istediklerine dair, ihtiyaçlarımız aslında az çok bellidir.
Kişi, tercihine göre bunları çok minimum düzeyde tutabilir, biraz daha bolluk içinde de tutabilir. Bu birazda insanın imkanlarına  bağlıdır birazda ,şahsi tercihlerine bağlıdır.
Fakat neticede, ihtiyaçlar sonsuz değildir ,istekler ve arzular sonsuzdur. Onları yönetmektir esas olan. İnsan, kısır döngünün içerisinde dönüyor, kendi ihtiyaçları ile ilgili. İnsan ne ile yaşar ,gerçek ihtiyacımız olan ne, sahte ihtiyaçlar arzular güdüler değil.
Asıl mesele bunu kavrayabilmektir. Kavramakta bir nevi şükürdür.  İşte bizler bunu kavrayabiliyorsak. Elhamdülillah. Hamdolsun.

Semra EROĞLU Şiirleri sevdiren kadın 
16/06/2023
 
 
 
 
 
 
 
 

( Kavram başlıklı yazı Semra EROĞLU tarafından 16.06.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.