Sen ile başlayan bir cümleyi küremeliyim siz olmanın da bir mahsuru yok iken ve en önemlisi biz olmanın da mümkünatı yok, bencileyin bir hüzünde bir tufana esir düşmüş yalnızlığımın mealinde sıramı savmayı beklerken…

 

 

Aşkın karekökü asılı olduğum tavanın da yüksekliği

Sevgi bellediğim hayatın meali

Ve tutuşan kelimelerim

Harında yaşamın

Közünde aşkın

Ve kulvarımda tek nasıl ki yalnızlıktır

Mahlasım.

 

Yerin göğün kudreti

İki âlemin de Efendisi

Aşkın münazara edildiği bir beyitten bir şiirden öte

Merkezinde İlahi Ateşin

Gönlümle kucak açtığım semazen lehçesi varlığımın.

 

Gün mizaçlı bir şiir dilemişken ilham perimden

Ve işte umudun ve sevginin kesişme noktasında saklı

Bir hare

Bin bir hale düştüğüm

Hali hazırda sabrı ruhuma diktiğim

Şükre vesile her anım her andığımda kalan

Yarım

Mealim bildiğim yarınlarım…

 

Kudreti inancın

Kusursuz bir kul olmaya meylettiğim

Varsın olsun efkârın bam teli

Nasıl ki içimde saklı o hâletiruhiyesi

Yaşadığım hüznün de karesinin karesi

Ve bir üçgene inşa etmişken ömrü:

Umuda dair bir tefrika

İnancın verdiği hazla

Sevgiyle de eşleşti mi insanın yolu…

 

Mevsim ve ölgün sözcükler

Diri yüreğim dinmeyen temenniler

Hatırına kaderin

Heder olmuş bir mizanda saklı sönmeyen ferim

Neferiyim nasıl ki sonsuzluk denen kudretin

Ve işte ahvalim

Ve işte demlendiğim bir bardak çay gibi

İçime çektiğim nefesin her katresi

Asılı kaldığım o darağacı

İdam mangası çoktan hazır

İpe götürecekken beni hüzün

Umudun sekmelerinde varsa yoksa açan bir gül’ üm

 

Ah, azizim ah…

Bakma endamına kalemin

Bakma hani nasıl ki yok bir mahlasım

Gel gör ki: bakabilirsin gözlerimin ta içine

Titreyen değildir sesim

Tinimde saklıdır hem asaletim

Yol yordam bilirim

Lakin küskünlüğüm ve müşkülüm

Çeperinde evrenin

Kat izi sevdiğim kadar insanları

Gel geç aşklardan medet umanları

Umursamadığım kadar

Efkârı yitik türkülerden çıktığım yolda

Güftesi unutulmuş notalarda

Kat çıktığım hidayetin basamakları

Bazen ölüm çağırırken beni tam da yanı başına

 

Kilitli bir çekmeceyim ben oysa:

Şifresi saklı Allah katında

İçtimada geçen hayatın solgun nazı

İltimas geçen kederin soğuk nefesi

Hederi yalnızlığın

Ederi şiirin

Elham’ın gücü

Rabbin kudreti

Niyazımda saklı kutsal rütbemi

Bana sunmuşken Tanrı:

İnsan olmanın meali

Elbet yolu illa ki sevgiden geçmeli…

 

İnsanın ve iman gücünde açan her çiçek

Yağan sağanak

Yağmalansa ne ki yürek?

Yâd edilesi dünüm

S/üzgün gönlüm

Faturasını ödediğim diyetlerim

Direncimle sınandığım kadar dirayetim

Meftunu olduğum şiirlerin

Ve kısaca kat izinde yaşarken yaşatırken insan

Ruhunda saklı nazı sonlandırıp

Raks eden bir notada saklı kalıp

En çok da fa anahtarı ile sazımı çaldığım

Kırık mızrabın ucunda saklandığım

Kadarım…

 

Ederim,

Kaderim,

Kısmetim

Meali hüzün kokan bir neferim

Ve işte tek sığınağım yüce Rabbim

Kefareti sözcüklerin

Kefil olduğumdur yüreğim

Tebaası kayıp bir minval

Temas edemediğim bir hilal

Körüklenen duygularla hemhal

Közümden sökün eden firari bir kuş misali

Kurduğum kadar da saati ölüme

Neşrinde doğanın

Nezdinde ettiğim duaların

Acının duayeni sabıkalı yüreğim…

 

Sancılı bir kelam

Sanrıdan uzak hayallerle dolup taşan

Gerçek olmanın ikbali ve ihbarı

Yandığım kadar da kefilim içimdeki sonsuz aşka

Rabbime koştuğum kadar telaşla

Yeter ki razı olsun benden

Razı geldiğim her yeni özlem

Sabrıma delalet bir metanet

Gecenin közünde

Zifirine denk düştüğüm karanlığın ve gölgelerin değil

Bilfiil beyazla ve umutla aydınlandığım alametifarikası

Kâinatın…

 

İzini sürdüğüm kadar inancın

Hali hazırda beklemeye aldığım iç sesim

Varsın suskular saklansın ikbalimde

Aşkı devşirdiğim kadar yanık teninde

Kalemin nazarında

Sıfatların nezdinde

Kürediğimdir İlahi Adalet

Kaybolduğum kadar da doğduğum ansızın

Külümde yanan bir gülün alamadığım nabzı

Evreleri hayatın

Ne de olsa devri âlemi duyguların

Bir renkten diğerine konan kelebek gibi

Kısa ömürlü de addedilmesin hani

Şiir kazanında kepçeme gelen ilhamın

Yandığı kadar da bağrımı yaktığı saklı iken

Kalemin dinmeyen rüzgârında…

 


( Yalnızlıktır Mahlasım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 1.07.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu