Azade bir renksin düşümün kovuğunda
saklı bir gerçekten de öte gerekçelerimi sunduğum şiirin hikâyesinde saklı
aslında söyleyemediklerim en çok da yaşarken haykırdığım değil nazenin iç
sesimle şerh düştüğüm şiir mektebinin asi/l öğrencisiyim bazen dilimin
tutulduğu bazen kalemin yorulduğu bir kıyamda kıyılan içimde dilimlenen hüznüme
reşit bir kimlik vermek adına konduğum tepesine göğün: mahzun bir kuştan ötesi
değilim hem ötekileştirildiğim hayat denen iklimin yüreği yaralı bedevisi…
Bir gülüşe tav oldum esrik bir öyküde
saklı miladım
Ölüşüne çocukluğumun tek ve de ilk
şahit
Renklere düşkünlüğüm kadar
Kör vaktinde gecenin
Sunumu Azrail’in
Nöbetleşe beklediğim döngünün
Hali hazırda gelmedi sırası kendime
Bir iç dökümse şiir
Sesten öte sessizlik saklı kabrimde
Telaşla sevdiğim telaşla yazdığım ne
hikmetse
Yaralı manzumeler tek sırdaşım
Cepkeni solgun
Cüssesi yorgun
Cümleleri hali hazırda suskun
Elbet kalem ve şiir konuşurken benim
yerime
Maktulü yok henüz şiirin
Bir vedayı dahi çok gördü insanlar
Endamlı hasretin çekirdeği
Elle tutulur ne kaldı ki geride?
Elimden kaçan ipin ucunda
Yüreğimden sökün eden korun indinde
Özlemle devirdiğim cümleler
meylettiğim kendime
Men edildiğim hayattan ve mutluluktan
Kopuk bir rota
Azık bildiğim sözcüklerin
tembihlediği
Gönül gözüme sadık bir vefa
İrdelenesi ömrün iğreti haznesi
Öykündüğümse sadece kendime
Dünde kalan mutluluğun tarifesi
Tayin edildiğim en ücra mevkide
Ölümle restleşen bir tesellinin
abidesi
Hızır’dır yetişecek olan
Hazır ol da saklı
Hazana göç eden
Hızması sözcüğün kemale ermiş bir
iklim
Göçebe imgelerden çıkıp da yol
Göçmen kuşlara verip veriştirdiğim
bir teselli babında
Hayta ve hoyrat rüzgâra ettiğim dua
En çok da içime esen bir denk
İçtimada mademki yürek
İtiraz hakkımı kullanıyorum, hâkim
bey
Nemalandığım hüzünle
Namusum şerefim üstüne ettiğim
yeminle
Yaşadığım arbededen arda kalan
Bir mihenk taşı ki kalem
Gövde gösterisi değil asla şiir
Yaşadığım kadar yaşattığıma tembihli
Öyküm ise şiirin hikâyesinde saklı