Kar yağardı, tipi ve poyraz
Kasıp kavururken bir zemheri ayazında
Işıl ışıl bir göz titrerdi üzerine.
Hiç hissettirmezdi ki sana
Kışın haşin soğukluğunu.
Titreyen ellerini
Nefesim de ısıtırdım be mehmet.
Biz hiç üşümedik ki.
Yüreğimin sevgi ateşi ısıtırdı seni be oğul.

Üçbeş kuruş helal rızık için 
Sen uyurken düşerdim yollara.
Sen uykunun kollarında
Masum gülücükler atarken
Kıyamazdım uyandırmaya.
Eski yorganı örterken üzerine
Damlardı bir kaç gözyaşı
O masumcuk çehrene.
Ben hiç ağlamadım ki be oğul
Ne olacak biz göz ağrısı işte.

Hep hayal kurardık seninle
Sıcacık bir çorbanın
Yumuşacık bir ekmeğin
Beyaz bir gömleğin
Hasretini çekerdik ....
Hatırlar mısın?
Ağlayarak gelmiştin okuldan
"Fukara çocuğu "demişlerdi sana 
Fukara çocuğu... Ağlamıştın.
Kesik kesik...
Ayakkabıların yırtık
Ve sırtında eski bir işlik.
Karışırken senin yaşlarına gözyaşlarım
Çaresizlikti benim ki
Akan ılık ılık.
Ben hiç ağlamadım ki be Mehmet
Galiba gözümde var bir hastalık.

Bir gece
Ne çok inlemiştin,
Masallarla uyuturtum seni
Oysa o gece dinlememiştin.
Zatürre mi olmuştun ne?
Halbuki ben 
kesik kesin öksürürken
Yıllarca bilmemiştin.
O gece çaresizlikten
Nemli gözlerimi 
Sakladım senden.
Doktor da bakmazdı ki
Parasızlıktan.
Ben hiç ağlamamıştım ki be oğul
Galiba benimki hastalıktan.

Duvardaki bir resme
Bakardık seninle
İç geçirirdik
Hasretiyle.
"İşte annen" 
Demiştim sana
"Kim bu?" diye
Sorduğun da bana.
Sen gözlerini açarken dünyaya
O veda etmişti bana ve sana.
İşte yedi senedir be Mehmet
Hem anayım hem baba.
Ellerim dokunurken 
O cansız resme
Dinle beni dur sözümü kesme.
Ben hiç ağlamadım ki
Benim ki hastalık mı ne?

Yıllar geçti aradan
Bu sefer zemherinin karları
Saçlarıma yağdı be Mehmet.
Artık gözlerim de seçemiyor
Bak ellerim titriyor
Nefes da alamıyorum
Ciğerdeki yaradan
Saydım da tam otuz sene 
Geçmiş aradan.
Otuz sene bekledim
Arayıp sormadın ki be oğul.
Oysa ben 
Hasretinle inlerken.
Seni de ezdi 
Metropollerin beton yığınları.
DUR MEHMET!
Ben hiç ağlamadım ki be oğul
Bu seferki galiba
HASRETİNDEN. 

nuri baş
( Dur Be Mehmet başlıklı yazı Nuri Baş tarafından 18.07.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu