Düş topla benim için…
Ey, yüce gönüllü bayım:
Aşikâr müptelasıyım bu aşkın ve iç
sesin
Melun gölgelerin de t/uzağındayım
Meali kâh hayat kâh ölüm
Kuru bir dere yatağında içtimadayım
Belirsizlik bir imleçtir
Aşk ise devasa bir ayraç
Göğü müdavimi yerin dibine serili
yürek iklimi
Manidar bir tahayyüldür benimki
Hırpalanmış varlığın dem vuran
tekbiri
İzahı da yok imiş meğer sevdanın
Bazen pembe bir bulut
Bazense tutulan nutkuma eşlik eden
ufuk
Elbet sessizlikle iştigal
Nasıl olsa benim yerime konuşan biri
var
Temsil ettiğim bir zümre değil asla
Zuhur eden bir teselli mi yoksa?
Ruhun girift bölmelerinde saklı bir
v/eda
Mukayese edemediğim günüm
Derinlerde yüzen iç sesim
Var olmanın da ta kendisi
Yeter ki lokmamı huzura katayım
Yeter ki ruhumu göğe takayım
Yeter ki: azat edilesi bedenimden
Çıkan ateşler ve duman
Dimağımdan taşan bir figan
Ansızın bastıran
Yağmura zimmetli
Kalemin mağdur sesi
Yaşamın külfeti
Doğurgan duygulardan umut ve sevgi
Baş veren her fidansa hayatın bir
hikmeti
Rampalar aştım aşalı
İçinden taştım taşalı düştüğüm
denizin
Yürümekle ne mümkün tavaf etmekse
evreni?
Yâd edilesi dünümden de tek iz yok
belli ki
Bir yaranın şiir olduğu
Şiirin tutkuya meylettiği
Tutku ise izafi
Tutumlu varlığımla delice sevdiğim
çok mu belli?
Efkârı öğüttüğüm
Şiirler dizininde bir mısraının
tekabül ettiği
Şadırvanı içine sığındığım
Şekli şemaili olmayan duyguları
Şiir niyetine içip biçtiğim kefareti
Önsezim ve ön sözü şiirin
Sondan bir evvel yaşamın tesiri
Nasıl ki muktedir yüce Mevla
Ol, dedi mi durmayacak mı dünya?
Ol, dediğinde…
Olmazın oluru nice mucize
Tevafuk yüklü güzergâhı
Bu dik yokuşun
Elbet kolay olacaktır inişi
İbadet dolu bir yaşamın tek g/izi
Saklı tutulası
Yüreğin mahzeninde
Yonttuğum kalemin dergâhında
Yol gösteren meleklerim
Şiar edindiğim illa ki umut ve sevgi