İlahi sağdıcım: aşkın merhalesi bir
özleme meyleden…
Yıkık ömrün idamesi yüreği kemiren
Aş erdiğim
Aşka erdiğim
Yas bildiğim
Yasa mahiyetinde devinen yüreğim
Bir milat iken devrilen
Tapılası İlahi Aşk kaidesi evrenin
Tecrit edildiğim gezegen
Maşuk ruhların derdest olmuş güncesi
Seken bir bir
Sarkan ikircikli hezeyan
Aşka parmak basan bir ebabil
Hazan göğün güftesi
Ağustos bellediğim günün kürediği
Rahmet ve sağanak bir arada
İrsaliyesi mevsimin bulutlara asılı
her yaprak
Asası yağmurun yüreğe atılan her
çentik
Müspet menfi söylemler ne ki
Ant içtiğim üzerine
Yalnızlığın her katresi
Diktiğim söküklerim şiirle
Bin bir eda vazgeçilmezim
Bir sema ki serili yürek iklimim
Dağıstan ve sarkacı coğrafyaların
Saklı tutulası sırlar sürgün
edildiğim bir gizin
Damgası
D/ağlandıkça mevsim
Şerh düşer yüreğim
Dengim yok dingin hiç değilim
Dağınık bir masada saklı boş kadehim:
İçinde saklı saf suyun
Her zerresi…
Rüzgâr ki
Amblemi özlemin
Bilip bilmeden zikredilen
Fikrine sevdalandığım muallim
Göğün tefrikası
Issızlık hâkim
İndinde mevsimin
Bir bulut döşediğim.
Miladi firarım
Mizacı yitik güzergâhım
Gidip geldiğim bizatihi
Gönül koyduğum nice insan ki:
Ruh fakiri…
Devrik iken öncem
Dağınık işte tüm güncem
Delik ceplerim firarda akçe
Dibi boyladığım bir husumet ki
Sevdiğim kadar tarafınca sevildiğim
nicesi
Ölümdür ırak bildiğim
Hüzündür askıntı ruhuma
Bir gonca iken güle döndüğüm
Bir gül iken küle döndüğüm
Külliyen yalan hasretim kendime
Uzağına gittikçe benlikten
Acımın uzadığı yaralı eksen.
Evrelerde saklıyım
Evhamlı varlığım
Bir ince ucu vardır ki kalemin
Yazgıma razı kalemin endamı
Yazabildiğim kadar şunca saf hayatı
Saf tuttuğum aşk
Sarhoşu olduğum umut
Öncem ve güncem
Varsın saklı olsun içimde nice sarkıt
nice dikit
İlhamın perde arkası
Sanmasın ki hiç kimse
Yazdığımdan da öte karmaşık ve girift
Bir buhran bir bülten
Alt yazı geçtiğim savruk ömre…