Yıldız...





Sökük bir iklimsin, aciz kalbim: sen ve sana esaretim devrik cümlelerde telaşla yol aldığım kadar gerçektir ve asaletim doğuştan ne de olsa asi bir rüzgâr olmamı öğütledi Tanrı, o baş koyduğum yokuşlarda direndiğim kadar direttiğime tek tanık iken Rahman bir miladi takvimin hicreti olmaya aday bir renktim ben: dilberdudağı sözcüklerin ve dilemması sızımın sızdığım kadar ruhun da sökün eden vaveylası kör kütük uzandığım Samanyolu varsa yoksa evrenin ve annemin en sevdalı Yıldız’ıyım…

 

 

 

 

Çakmağında gözlerimin çakan şimşekler

Bulutlar gam yüklü sevgili bayım

Ruhum gizemli yalnızlığıma ettiğim

Veryansın kadar da gerçektir gizim ve gizemim

Köpüren denizde saklı tek damla

Aşka ve hidayete dönük yüzümde saklı o tanıdık sima

Yabancısı olduğum semtin

Yâdı sevdanın

Bazen bir mozaik

Bazen devrik bir cümle

Müptelası olduğum kadar hayallerin

Miadı dolmuş bir gün daha bahşetti bana Tanrı…

 

Bir mizansen tutuklu olduğum

Sus payı o söylem varsın olsun ırak bana varlığın

Ses etmeden geldim

Saza d/okunmasam bile çaldım ben en sessiz melodiyi

Çağıranım ve çağlayanım ve mihrabım

Dökümlü eteklerinde aşkın

Bir dolup bir boşaldığım

Aşkın kutsadığısın, bayım

İnsanların dışladığı

Tırnağımla yazdığım ve kazdığım mezarım

Varsın olsun bana çok uzak masalların da bam telinde

Saklı iken nazım niyazım…

 

Bir masal kahramanı olmak kadar değerlidir hani

Yüreğimin simi ve siması

Şiarım nasıl ki aşkın iklimi

Şakıyan kalemimle ben de varım:

Yokluğuma müdahil

Acımla muadili olduğum

Açımla büyüdüğüm

Açmadığım yüreğimde kurduğum köprülerim

Varsın olsun çökmeye müsait

Bir esim bir eder

Bir aşk bir de kazandığım zafer

Tecrit edildiğim şu münafık gölgeler…

 

Nasıl ki aşktır

Şiarım ve şair kimliğimde saklı tutulası her şiir

Benim hem çocuğum hem vatanım…

 

Miadı dolmuş değil

Mizacı k/ayıp hiç değil

Makul olan sevgiyle verdiğim emek kadar

Ederim

Ne hımbıl ne hantal bir gölgeyim

Her zerremle sağdıcım bildiğim

Kalemin rüzgârına kapılmış şerefli bir mesleğim var benim

Belki de nicesi

Tutuklu kaldığım şu ömür

Bilmezler de çektiğim nedir…

 

Bir isyan değil asla ne de bir külfet

Sevecen yüreğimde saklı sevgiye esaret

Hacimli bir minval

En güzeli ise kalemle ettiğim hasbıhal

Şiirimin tokası

Yüreğimin de dinmez iken nazı niyazı

Sondan başa saydığım

Elbet şiar edindiğim

Aşkın mizacı…

 

Kırbacı göğün

Kıvancı sevginin

Hem asil hem asi

Bir renk cümbüşü

Ve de s/onsuzluğun cıngılı

Bana ne hem: çıktıysa dünyanın cılkı

Aşka hamt ettiğim

İlahi Adalete meylettiğim

İhbar ettiğim her sözcük ve imge

İmha ettiğim kin dolu nice gölge

İsyan ettiğimse iblise

İbrazım kâh şiir kâh nesir

İndinde umudun hibe ettiğim dünüm ve ufkum

Dayattığım kadar da sevgiyi ve inancı…

 


( Yıldız... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 18.08.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu