Bir hüznün buharı adeta çöküşümü
imgeleyen sefasını sürerken yıldızlar darmadağın bir günce yalıtılmış
sözcüklerin öyküsünde saklı binlerce hece ve imge…
Sarıdan sırma saçları cihanın
Bir tortu olsa ne ki çöken dibe
Kamaşan gözlerimde seken bir kurşun gibi
Kümelenmiş çığlıkların yediği
Vurgun gibi
Azat edilesi ruhum
Tahliye edilesi ufkum
Tutulan nutkuma erişen yerli yersiz
zümre
Çemkiren iblisin isyanı
Na’şı masumiyetin çıngar çıkaran
zalimin ihbarı
Bir kilit ise vurulan yüreğe
S/üzgün bir rengim, anne
İsyanın buğusunda saklı bir meal gibi
Hikmeti Rabbin, içimde büyüyen bir
hüzün defteri
İrsaliyesi sözcüklerin
Varsa yoksa bir düş mektebi yüreğin
cemali…
Aşkın hadım ettiği buhran
Körükleyen her duygu varsa yoksa
mutluluğun ihlali
Sürülen her tutku
Aşkın da asası bir merhale
Bıçkın rüzgâra verip veriştirdiğim
Tüten dumanı şehrin
Yoksa ıskartaya çıkmış bir gemi
miyim?
Hani, hani, amblemi sevginin
Derdest edilmiş yokluğuma binaen
Özlemin de güncesi tutuklu bir imla
Tutuşan doğa
Tutturduğum illa ki hayallerim ve
emsalsiz nice hülya
Sertifikam asaletten
Bunca sevgim cehaletten
Önergesi evrenin
Şah damarımla iştigal bir esinti
Mehtabın belgelediği
Nicedir gözlerimde yaşayan bir yıldız
kümesi
Evreleri ölümün
Endamlı bir esinti iken ömrün
Sağdıcı ve soldaki gamzesi
Semiren bir ruh
Semada saklı nice sır
Hülasası bilinmezin…