Ulu orta sevmek midir hicranın iki
yakasından da düşmez iken ellerin belki de bodoslama yakardığımdır isyanın
kibirli ellerinde saklı g/izi içime şiir diye ç/ektiğim…
Ve ben azat edilesi bir köle misali
Israrla şerh düştüğüm yalnızlığın bam
teli:
Aşikâr Pişekarım
Aşiyan yollarında seken rüzgârım
Meylettiğim huzur ve aşk
Yüreğin aştığı kıtalar ne ki
Nasıl olsa özlemdir bana en yakın
coğrafya
Öznemi dinlendirdiğim
İki gözün de şaşı baktığı
Yüreğin aralıksız şakıdığı
Hazin rotam…
Meylettim ne yazık ki hazan:
Aşkın kıta sahanlığı
Elbet dokunulmazlığını da saklı
Tuttuğum isyan ötesi varlığın
Oysaki şükre delaletti tüm satırlarım
Nazın niyazın, sevgili bayım
Uzağımda kaldığın
Uzamında çektiğim bu bitimsiz acının
Dümeni kırdık kıralı
İhtimamla diktiğim sökükleri yüreğin
Bir ahraz ise hayat
Bir ikaz ise sözcüklerimde saklı
Kutsal izi sözcüklerin
Kıtlama yaptığım şiirlerim
Ölümün endamına yenik düştüğüm
Hangi mecradır söyle, el açtığım?
Güzün yorgun güftesi
Ve yakınım çok yakın mevsime
Ölünün bile dirildiği acıların
yansıması
Yakardığım da gerçektir halk dilinde:
Devşirdiğim iç sesin
Dalış takımı gözlerim adeta şiirlerin
Göz çukurlarımda yol alır kâğıttan
kayıklarım
Batmam ise mümkün
Bandığım nice sözcük nice hüzün
Dar gelir bedenim ruhuma
Aklımın satırlarında
At koşturan tanrılar misali
Edindiğim mertebe
Varsa yoksa acının yağız atı…
Yağmalanmış şiirlerin dilinde
Pelesenk olmuş madem her kelime
Deştiğim kadar yüreği
Elbet tekelimdedir sevgi
Takalar susar
Takla atar kuşlar
Takriben bin yaşında bir çocuk misali
Efkârın da basıldıkça bam teline
Şatafatlı gölgelerin müzmin hüznü
Gölgemden dahi ayrı düştüm sonunda
Gölgelenmiş sevgim ve mutluluk
Dil yarası yürekte
Katık ettiğim kadar sevgiyi
Direncim saklıdır Allah katında.
İnzivada geçen yıllarım
İtibar görmediğim kadar hayatın
Kıtladığı bir rüzgâr gibi de içime
esen
İçtimada bu yürek içtimada bu ten
Tininde ölümün
Kavurucu bir sıcaklık nefes kesen
Yandığım kadar yakardığım çok mu
belli?
Aşkın sertifikası mıdır yoksa
yazdığım
Şiirlerin de dilemması
Varsa yoksa kalemimdir o dilaltı.
Dilberdudağı imgeler
Bazen ekşiyen yüzüm ve hoyrat esen
rüzgar
Acı ve tatlı ve ekşi
Ah, sözcüklerin bir dili olsa da
konuşsa
Azat edileceğim günü beklerim
Azgın tarifesinde kaderin sözcükleri
kürerim
İsyanı bastırdım bastıralı
İnzivada geçen yılların da hatırına
Yâdım teselli
Yârimse kalemi
En yakın dost bellediğim.
Efkârın izini sürdüğüm
Varsa yoksa yüreğimde saklı o
kördüğüm
Ertelediğimse ölüm
Endamına yenik düştüğüm aşkın hasreti
Hizaladığım kadar duyguları
Hazzında sevginin meşk eylerim şiiri
Düztaban olsa da imgelerim
Yakar geçerim ben hayatı
Yandığı kadar ruhun dinmez dumanı
Sonlanmaya dair bir gün ve bir şiir
daha
Soyut bir alfabede estiğime şahit
Tanrı
Adadığım ve azığım
İç sesimi bastıramadığım kadar
Şiirlerdir ve aşk benim vatanım…