Yalnızlığın dibe düşen tortusu ve bir
imge b/ataklığı
Aşkın hicretine yakışan o asi/l mavi
Derinlerin tutkusu bir içimlik değil
bu bitimsiz arzu
Şehla gözlerine yüklediğim anlamı
Gecenin devindiği kıyı köşe
g/izlendiğim
Boyutsuz bir minvalde şakır iç sesim
Sersem sepelek dökerim kelimeleri
Yetemediğim evrene mal ederim sıra
dışılığımı
Tek bir öyküm yok benim bilakis
nicesi
Öykündüğümse dünüm illa ki
Aşkın panzehri mademki
Dikilesi şiirlerle örülü hayallerim
Kutsandığım kadar da kus hadi öfkeni
Dilediğince sövebilirsin de
şiirlerimi
Aşkın kara tahtasına çizdiğim resim
gibi…
Recim edilen gecenin ihanetine
bedeller biçiyorum
Aşkın imha gücünde şiir olup infilak
ediyorum
Yakılası sayfalar bunlar…
Deme, deme asla yâdımsın yarenim ve
bir tanem
Hicrinde ölümün öldüresiye sevmedim
mi ben seni?
Ve ölümsüzlüğün alnına konan o masum
buse
İzahı var ya da yok bu terk
edişlerin…
İddia makamında saklı söylenmedik
sırlar
İcrası günün
İhtilafı ömrün
İnkârı mı yoksa ölümün?
Methiyeler dizdiğim mermerden mezar
başlığım
Lakin gitmek için vakit çok erken
Ertelediğimse gıyabında aşkın
Esen rüzgâra duyduğum kırgınlığın
T/arifi yok yakamozlar derlediğim
Yürek kıpırtılarının…
Şerrine bandım, öfkemin
Şiddeti kaçtıydı da ölümcül oldu bu
sarsıntı?
Serencamı mevsimin
Güfteler esirgediği kadar rahmetin
İlham perimle hemhal bir gecenin daha
demidir
Şerh düşülesi ömür söyle nedir?
Nemalandığım acının eşiğinde
salınırken beşiğim
Namusum üstüne yemin etmenin ertesi
Süngüsü düştü kalemin
O namert esinti
O nahoş tadı ölümün irdelediği bir
dizede saklı
Değil keyfiyeti yaşamın
Sarkacı kırık bir lanet ise mintanım
Saydam bir sehpa ise üstüne
serildiğim
Kırıklarından yüreğimin
Diksem binlerce dizeyi ne ki?
Nemli gözlerinde yorgun ruhların
edindiğim bir makamsa
Şiirin devranı
Şimdilik öykümden kalan bunlar
Öldürdüğüm nefsime yağdırdığım beddua
ne ki?
O ney sesi
Neyden ibaret ise şeceremde saklı
onca çentik
Çağlayan ruhuma armağanım
Yasıma yaşıma sadık bir esir
Ebediyen dürtüklenen iç sesim
Varsın olsun baskın dış sesin
Yazılası o idam fermanı.
Dinmeden zaman
Dinmeden rüzgâr
Dinmeden ilham
Direncimle parmak izimden ibaret
olsaydı keşke sadece
Hayatın idamesinde
Haydan gelip de huya giden nice imge:
Sarı benzinde ölümün
Dilemması şairin ve uzantısı
sözcüklerin
Kıymete binsem ne binmesem ne ki?
Rengine âşık olduğum sarı benizli
mevsim
Ve işte ardına kadar açtım kapısını
gönül hanemin
Beklediğimsin sen ve güz ve gizi
Eylül’ün
Beklentisiz de sevdiğim iken tescilim
Şiirler ise hüviyetime takılı bir
amblem
Başım da asla düşmeden öne
Yarım şiir yarım matem madem
Yarına Allah kerim…