Karanlığın dölü idi gece:
Semt sakinlerine düşkünlüğüm
Ve ölü iris’ inde aşkın saklı hare ve
hece
Dökümlü eteklerimden taşlar
düşürdüğüm
Alıntı bir minvaldi hayat
Bol keseden sevip acı çektiğim
Ender ömürlere biat
Hanemde saklı hüzün hanemde saklı
umut
Yüreğin kıblesi
Zaruri bir esinti benimki
Bir olmanın türküsü
Dün olmanın güdüsü
Heves ettiğim sevginin önlenemez
yükselişi ve dürtüsü
Mayın tarlasında sekerken
Güncemden taşan seli önceden sezerken
Gün aydınlık gece ise t/aşkın hicreti
Sevgi ve özlem ve muhalif gizem
Sanrı ve sancı delişmen rüzgârdan
esen
Ramak kala ölüme
Nameler ektim düş bataklığına
Rengi solgun dünde kalan her ukde
Melankoli değil mentollü bir hüznün
şeceresi
Afaki hecelerden sökün eden
Atıl yüreklerse ilk günden pes eden
Paslaştığım her dize benden bir hücre
Paye verdiğim her duygu
Sancılı ömrün uçuşan tülü
Bir renk iken baskın çıkan
Beyazın çağrısı
Siyahın ağrısı
Peyda olan hece hece
Ölümsüzlüğe nazire etse şair ne ki
Çil yavrusu gibi kaçışıyor saatler
Zaman ve mekân ıssız
Çil basmışken yüzünü güneşin
Kardığım kadar yağan kar
Kandığım kadar eşleştiğim keder
Kaybolmanın ertesi bir ömür
Yüreğin ve hüznün yerleşkesi ayan
beyan şiir
Maliki olduğum bir deste
Hacmi külfet haznesinde saklı servet
Meali ölüm kokan bir çiçek
Ne dağ lalesi ne gelincik
Siyah karın tesellisi
Ceplerim delik yüreğim sökük
Yankım duyulmaz
Sesim hali hazırda neşeli bir iklime
Meylettiğimin ertesi
Semada gezinen bir kuş ertesi
Nasıl ki niyet kader saklı Allah
katında
İstimlak edilse bir şiir daha
Bile bile nur yağar aşkın ferine
Dolanır ay ve yıldız el ele
Göğün fedaisi bir bulut
Yerin içine geçmiş nice acı ve feryat
İsyankâr değil istekli bir hayat
Sunsa bile kader
Ötesiz bir yolculuk bu
Ötenazi yaptığım mutluluğun
tutulmuşken nutku
Ne fevri ne kindar
Ne fettan ne şaibeli
Ölüm öncesi umut
Umut sonrası hayat
Hayat ertesi cennet
Balçıkla sıvanmadığı kadar güneş
sesli şair
Her dem taze iken de acı
Derlediği bir masal gibi
Dağılan ruhun çorak bahçesinde
Duyulur sessizliğin sesi