Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 9/27/2023
Okunma Sayısı : 1957
Yorum Sayısı : 9
Mevlana Eşcinsel Miydi? --- Mevlana, Nasrettin  Hoca, Namık Kemal... Bu  Millett
MEVLANA EŞCİNSEL MİYDİ? --- MEVLANA, NASRETTİN HOCA, NAMIK KEMAL... BU MİLLETTEN ÇEKTİKLERİNİ GAVURDAN ÇEKMEDİLER.---2. BÖLÜM---
Bizim tarihçilerinden biri Hindistan'da verdiği bir konferanstan sonra '' Sorusu olan var mı?'' Diye sorar İngilizce olarak. Bir gencin ısrarla soru sormak istediğini görünce ona söz verir. Genç sorar: '' Osmanlı Devletinde eşcinsellik var mıydı?'' Bu soru üzerine hoca da o gence sorar: '' Sen Türk müsün?'' Genç şaşırır '' Evet ama bunu nasıl anladınız?'' Hoca cevap verir: '' Osmanlı ile ilgili merak edilecek onca şey varken eşcinsellik var mıydı? Bunu ancak bir Türk merak eder. ''
Evet, aslında bugün, ağırlıklı olarak Mevlana Celaeddin Rumî ile Ahi Evran arasında bir husumet var mıydı, dahası Ahi Evran'ı ( Nasuriddin Tûsî veya Nasuriddin Hoyî veya Nasrettin Hoca) Mevlana mı öldürttü sorusuna cevap arayacaktık lakin böyle konular bizim millette merak uyandırmadığı için işe isterseniz Mevlana eşcinsel miydi sorusunun cevabı ile başlayalım, sonra Ahi Evran'ı ( ya da Nasrettin Hocayı ) öldürttü mü öldürtmedi mi, ikisi arasında düşmanlık var mıydı- yok muydu sorusuna cevap ararız.
Efendim, aslında Mevlana'nın ve en büyük dostu Şems-i Tebrizî'nin eş cinsel oldukları iddiası yeni ortaya atılan bir iddia değildir. Hatta yaşadıkları dönemde bile böyle söylentiler olduğunu görüyoruz.
Nasıl mı? Hemen anlatayım.
Bir gün Sultan Veled ( Mevlana’nın oğlu) ile Şems konuşuyorlardı. Sultan Veled ‘’ Sen ve babam hakkında ileri geri bir sürü laf ediyorlar. Hatta iki erkek bu kadar yakın dost olamaz, olursa ortada ağza alınmayacak bir düşkünlük vardır diyenler bile çıkıyor. Öyle kızıyorum ki böyle art niyetli, bu kadar fesat dolu olmalarına..
Şems derin bir ah çekti ve şu hikayeyi anlattı:
‘’İki seyyah bir şehirden diğerine gidiyormuş, derken yollarının üstüne taşkın bir dere çıkmış. Tam suyu geçecekler, az ötede korkudan tir tir titreyen yapayalnız ve gencecik bir kadın görmüşler. Adamlardan biri hemen kadının yardımına koşmuş, onu sırtına almış, suyu öylece aşmış; sonra kadını derenin öte yakasında yere bırakıp iyi günler dilemiş, böylece yollarına devam etmişler. Ancak yolun kalan kısmında öteki seyyahın ağzını bıçak açmamış, suratından düşen bin parça, somurttukça somurtmuş. Birkaç saat böyle surat astıktan sonra suskunluğunu bozup şöyle demiş:
- Ne demeye o kadına yardım ettin? Bir de üstelik ona dokundun. Seni ayartabilirdi, baştan çıkarabilirdi! Erkekle kadın böyle temas etsin, olacak iş mi! Ayıp yahu! Olmaz, bize yakışmaz!"
Kadını sırtında taşıyan seyyah sabırla gülümsemiş:
-İyi de dostum, ben o genç kadını derenin karşısına geçirip orada bıraktım; sen ne demeye hâlâ taşırsın?’’
Bu hikayeyi anlattıktan sonra devam etti: "Kimi insan böyledir. Kendi korkularını, önyargılarını başkalarına yansıtır ve onlarda gördüğünü sanır. İşte asıl yük budur. Zihinlerini zanlarla doldurur, sonra da bunca ağırlığın altında eziliverirler. Babanla aramızdaki bağın derinliğini anlayamayanlara söyle, önce kendi zihinlerindeki kiri pası temizlesinler.’’
Peki '' İnsanlar kendi zihinlerindeki pası silsinler önce.'' diyerek bu iddiaları kapatabilir miyiz?
Hayır kapatamayız. Hele hele bu iddialar çok ünlü ve tanıdık kişilerden geliyorsa, iddialarına dayanak olacak materyaller varsa ellerinde (!) '' Bu iddiaları ortaya atanların kendi sapıklıklarıdır. Aldırış etmeyin.'' Deyip nokta koymak pek mümkün değildir.
Mesela bu iddiayı dillendiren kişilerden birisi de Nihal Atsız ise nasıl '' Hastir lan? Asıl eşcinsel sensin.'' Diyebilirsin?
Diyemezsin... Ama böyle bir iddiayı Nihal Atsız da ileri sürdü diye '' Eyvallah.. Aldım kabul eyledim. O söylüyorsa doğrudur.'' Diye olduğu gibi kabul edersen büyük bir vebale girmiş olursun ki öte alemde hesabı çok ağır olur. Yani? Yani araştırman lazım. Mantık yürütmen lazım.
'' Hocam tamam da neyi araştıracağım?'' Dediğinizi duyar gibiyim. Hemen açıklayayım:
Nihal Atsız, bir makalesinde Mevlana'nın Moğol ajanı, Türk düşmanı ve dahası eşcinsel olduğunu yazmış. ( Bu tabii ki sadece Nihal Atsız ile sınırlı bir iddia değildir. )
İlk iki iddiaya da cevap vereceğiz ama önce eşcinsel olduğu iddialarına dayanak nedir ona bakalım.
Evet, bunun dayanağı Mevlana'nın Şems-i Tebrizî'ye yazdığı(!) Türkçe bir dörtlüktür.
Bu dörtlükte Mevlana şöyle diyor(!) Şems'e(!)
Kiçkinen oğlan hey bize gelgil
Dağdanan dağnan hey geze gelgil!
Ay bigi sensin, gün bigi sensin!
Bi-maze gelme, ba maza gelgil…
İşte bu dörtlüktür Mevlana'nın eşcinsel olduğunun delili (!)
Yahu be mübarekler insan bir kere düşünür. Mevlana kendisi gibi Farsça konuşan, Farsça yazan Şems'e neden Türkçe şiir yazsın ki?
İkincisi : 1207 Yılında doğan Mevlana, 1185 Yılında doğan yani kendisinden 22 yaş büyük olan Şems-i Tebrizî'ye nasıl '' Kiçkinen Oğlan'' Yani '' Küçücük erkek çocuk'' diyor? Akıl var, mantık var.
Üçüncüsü: Yukarıdaki dörtlüğün manası şu:
Küçücük oğlan bize gel
Dağdan, dağdan gezerek gel
Ay gibisin, gün gibisin
Tatsız ( neşesiz-istemeyerek) değil tatlı ( neşeli- isteyerek) bize gel.
'' Biz'' ne?
Mevlana Celaleddin Rumi Dergahı tabii ki. Hani '' Gel, kim olursan gel.....Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir.'' Dediği dergah.
Dördüncüsü:
Mevlana'nın eşcinsel olduğuna delil olarak gösterilen dörtlüğü yayınlayanlar bir önceki dizeleri neden yayınlamazlar? Tüm açıklama o dizelerdedir halbuki.
Bakın yine Türkçe olarak daha önce ne diyor Mevlana?
'' Gele sen bunda, sana men garazım yok, işidür sen! Kala sen anda yavuzdur, Kanda kalur sen?
Çelebîdir kamu dirlik, Çeleb'e gel ne gezersen? Çeleb kulların ister, Çelebîyi ne sanur sen?
Ne oğurdur, ne oğurdur Çeleb ağzında kığırmak! Kulağun aç , kulağun aç ! Bola kim anda dolar sen.
Günümüz Türkçesi ile:
Buraya( Bizim dergahımıza) gelmelisin. Sana kötü bir niyetim yoktur, işitiyor musun? Orada kalman fenadır. Yalnız nedere kalırsın.
Bütün dirlik düzenlik tarikat şeyhindendir. Allah'a gel, ne gezersin? Allah kullarını ister. Sen tarikat şeyhini ne sanırsın?
Ne uğurdur ne uğurdur, Allah'ın ağzından çağırmak. Kulağını aç, kulağını aç ! Olur ki ondan dolarsın.
Şimdi söyleyin bakalım bu çağrının neresinde eşcinsellik var?
Ama ne demişti Şems?
"Kimi insan böyledir. Kendi korkularını, önyargılarını başkalarına yansıtır ve onlarda gördüğünü sanır. İşte asıl yük budur. Zihinlerini zanlarla doldurur, sonra da bunca ağırlığın altında eziliverirler. ''
Evet, kendi korkularını, ön yargılarını ve kendilerinde olanı başkalarına yansıtanlar çoğu kez '' Ben eşcinselim.'' diyemedikleri için başkalarına derler. Onlara göre iki erkek bir odada kırk gün baş başa kalırsa yapacakları tek şey vardır: Cinsel ilişkiye girmek.
Niçin böyle düşünürler? Çünkü kendilerinin yapacağı şey budur eğer bir başka erkekle kırk gün bir odada başbaşa kalırlarsa.
Bugün çok şükür artık Topkapı Sarayı Harem dairesi Valide Sultan Dairesi girişindeki yazının padişahın cariyesine yazdığı aşk şiiri değil, Yusuf Suresinin 64. Ayeti olduğunu ( ''Allah en iyi koruyandır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir”) tüm beyinsizlerin kafasına çaktık. İnşallah Mevlana ile Şems-i Tebrizî arasındaki dostluğun da o mankafaların düşündükleri gibi olmadığını kafalarına çakacağız.
Peki bu Mevlana düşmanlığının sebebi ne?
Çok kısa izah etmeye çalışayım:
1- Ateistlerin b.k yemesi... ( Ateist forumlarına girin bakın, sadece Mevlana'ya değil, Yunus Emre'ye, Hacı Bektaş-ı Veli'ye, Hacı Bayram- Veli'ye, Ahi Evran'a, Şeyh Edebali'ye hepsine düşman olduklarını görürsünüz.
2- '' Bir Tengirici '' Türklerin b.k yemeleri... Onlar da Türkçe konuşup Türkçe yazmadığı ve Müslüman olduğu için Mevlana'ya düşmandırlar. Diğer evliyaların pek çoğuna düşman oldukları gibi...
3- Ülkede Sünni- Alevi çatışmasını hep canlı tutmak isteyenlerin b.k yemeleri.
Peki tüm bu yazdıklarıma rağmen Mevlana ile Ahi Evran ( Ya da Nasrettin Hoca veya Nasuriddin Tûsî veyahut Nasuriddin Hoyî ) arasında hiç bir anlaşmazlık yok mudur? Dahası Mevlana, kendi öz oğlunun cenazesine bile katılmamış mıdır sırf Ahi Evran'ın Müridi olduğu için?
Haa bir de Mevlana Celaleddin Rûmî, Moğol ajanı mıdır?
Gelecek bölümde de bu sorulara cevap verip noktalayalım.
( Mevlana Eşcinsel Miydi? --- Mevlana, Nasrettin Hoca, Namık Kemal... Bu Millett başlıklı yazı Sami Biber tarafından 9/27/2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.