Japonların 7 Aralık 1941'de Pearl Harbour'a saldırması ve bu ABD üssüne ağır zayiatlar verdirmesi üzerine ABD Başkanı Roosevelt 1939'dan beri başlatılmış ama çok yavaş seyreden atom bombası yapımı işine hız verilmesi gerektiğine ikna oldu ve '' Manhattan Projesi '' adı verilen bu proje için 2 Milyar dolarlık bir bütçe ayrılmasını da ABD senatosuna kabul ettirdi.
Manhattan Projesinin başına Albert Einstein'i getirmek istiyordu başkan Roosevelt ama Einstein böyle bir enerjinin silaha dönüşmesine razı değildi. O sebeple projenin başına Oppenheimer getirildi.
Oppenheimer, ırkdaşları Almanya'daki kamplarda kitlesel halde öldürülürken dünyanın bir başka köşesindeki insanları topluca, kitlesel olarak öldürecek bir silahı üretmek için kolları sıvadı.
Bu arada hemen belirtelim: Oppenheimer elbette ki atom bombasını tek başına üretmiyordu. Bu iş için mühendisinden ayakçı-çöpçüsüne kadar 130.000 kişi farklı merkezlerde çalışmalar yapıyorlardı.
Atom bombası üretimi için en önemli sıkıntı Uranyum idi. Lakin o sıkıntıyı da aştı ABD. Zira çok yakın kankası Kanada'da bolca vardı. Var olmasına vardı da bu maden radyoaktif özelliklere sahipti. Çıkarılması ve taşınması oldukça tehlikeliydi. O konu da halledildi. Sahtu Kızılderililerin Deline Köyü ne güne duruyordu? Onları bu işte kullandılar ve 1942-1960 yılları arasında bu cevheri bez çuvallarla taşıttıkları Sahtu erkeklerinin tamamı öldü. O sebeple de Deline köyüne dalga geçer gibi '' Dullar Köyü'' Adını verdiler
Bu arada Einstein 25 Mart 1945'de Başkan Roosevelt'e dördüncü kez bir mektup yazdı. Bu mektubunda Uranyum atmonun parçalanmasından doğacak olan zincirleme reaksiyonun çok tehlikeli olabileceği konusunda kendisinin de katıldığı Leo Szilard'ın görüşlerini iletiyordu başkana. Ama bu mektup Başkan Roosevelt'e ulaşamadı zira başkan 12 Nisan 1945'de ani bir beyin kanaması neticesinde öldü. Onun ölümü üzerine de yerine başkan yardımcısı Harry S. Truman başkanlık koltuğuna oturdu.
Truman'ın başkanlık koltuğuna oturması en çok Yahudileri sevindirdi zira Truman sıkı bir Yahudi dostuydu. Öyle ki Birleşmiş Milletlerin 29 Kasım 1947'de Filistin toraklarını ikiye bölme kararının arkasındaki kişinin o olduğunu bilmeyen yoktu.
Evet, uzun çalışmalar sonunda atom bombası nihayet imal edilmişti. Yapılacak şey bu silahı test etmekti. Acaba ne kadar etkiliydi?
Bu test için de bir proje hazırlanmıştı ve bu projeye '' Trinity Projesi''adı verilmişti.
Trinity Projesi kapsamında ilk atom bombası denemesi 16 Temmuz 1945'de, New Mexico'daki Alamogordo çölünde yapıldı. Patlatılan bombanın etkisinin 20 Kiloton(20.000 Ton ) TNT'nin ( Yani bizim anlayacağımız dilden söyleyecek olursak dinamitin.) gücüne eşit olduğu görüldü. Böyle bir silah Almanya çöktüğü ve teslim olduğu halde hâlâ savaşı devam ettiren Japonya'yı savaşa devam fikrinde vazgeçirebilir miydi? Evet... O halde ölecek binlerce sivil ve masum insana aldırış etmeden bu silah kullanılabilir miydi? Yine evet. Çünkü dünyaya sunabilecekleri ve kabul ettirebilecekleri bir gerekçeleri vardı: ''Daha fazla kan dökülmesini önlemek için başka çaremiz kalmamıştı.''
İlk atom bombası denemesinden sadece yirmi bir gün sonra imal edilen atom bombalarından daha az tesirli olduğunu düşündükleri ve adına '' Küçük Erkek Çocuk ( Little Boy ) '' adını verdikleri Atom bombasını Japonya nın Hiroşima şehri üzerine attılar.
''Küçük Erkek Çocuğu'' 6 Ağustos 1945'de 120.000 Kişiyi öldürdü, 80.000 ev, işyeri ve benzeri yapıyı yerle bir etti. Yani öyle çok da küçük değildi. Hiroşima arazisinin tamamen düz olması sebebiyle kayıp çok büyük olmuştu. Bu arada hemen ilave edelim: ''Küçük Erkek Çocuğu'' Alamogordo'da denenen atom bombasından en az yirmi kat daha tesirliydi.
Japonya, başına gelen bu büyük felakete rağmen teslim olmayınca ikinci bomba olan '' Şişman Adam'' bir diğer Japon kenti olan Nagazaki'ye atıldı.
Şişman Adam, normalde Küçük Erkek Çocuğundan çok daha etkiliydi ama Nagazaki arazisinin Hiroşima gibi dümdüz olmaması sebebiyle bu kentte ölen insan sayısı daha az oldu: 80.000.
Evet, sonunda Japonya da teslim oldu. ( 10 Ağustos 1945 ) ABD tüm dünyaya ''Savaşı bir an önce sona erdirmek ve daha fazla kan dökülmesini önlemek için başka çaremiz kalmamıştı.'' dedi. Tarih ders kitaplarımıza '' Amerika, II. Dünya Savaşını sona erdirmek ve daha fazla kan dökülmesini önlemek için Japonya'ya atom bombası atmak zorunda kaldı.'' Diye yazdı. Yani öldürülen 200.000 Japonun suçlusu ABD değil Japonya idi.
Ha, bu arada unutmadan... Pearl Harbour'u aslında Japonların değil ABD'nin bizzat kendisinin ( ileride japonya'ya atom bombası atmasını meşru bir hak olarak göstermek için ) bombalattırdığı iddiaları da hep '' Komplo teorisi olarak kaldı hafızalarda aynen bugün İsrail'e atılan rketlerin Hamas değil bizzat İsrail tarafından atıldığı iddiaları gibi.
Gelelim şimdi başlıktaki sorunun cevabına.
İsrail şu anda devam eden savaşta atom bombası kullanır mı?
Aslında hiç gözünü kırpmadan kullanır. Kullandıktan sonra da aynen ABD'nin II. Dünya Savaşında dediği gibi '' Savaşı durdurmak ve daha fazla kan dökülmesini önlemek için başka çarem kalmamıştı.'' Der ve arkasındaki dünyanın medeni(!) devletleri de '' valla adamlar haklı. Bu savaş başka türlü bitmezdi. İsrail meşru müdafaa hakkını kullandı.'' Der mi? Der.
Evet, İsrail gözünü kırpmadan atom bombası kullanabilir. Lakin Filistin, Japonya gibi değil. Kudüs dahil Filistin topraklarında Filistinliden çok İsrailli var. Atılacak bir atom bombası sadece Filistinlileri değil İsraillileri de öldürür. O sebeple de atom bombası atamaz. Hem zaten betonu bile yakan ve hedefe tam isabet fosfor bombası, misket bombası varken Atom bombası gibi bir riski göze alamaz. Ama?
Ama Yahudi bilim adamları nasıl ki Atom bombasını icat ettiler, aynı şekilde sadece ve sadece Arapları ya da sadece ve sadece Müslümanları öldüren bir bomba icat edebilirler mi?
Müslümanlar Ebabil Kuşlarını beklerken Yahudiler sadece Arap ya da sadece Müslüman öldüren bir bombayı icat eder mi? Eder.
(
İsrail Atom Bombası Kullanır Mı? --2. Bölüm-- başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
13.10.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
