***
ah hangi hüzünlü dize
hangi gam yüklü cümle anlatabilir
gazze şehrinin ahvalini
bu şehir bu kadar acıyı nasıl çeker
nasıl dayanır insanlıktan nasibi olmayanların acımasızlıklarına
art arda sayıp döksem içimdekileri
yine de kafi gelmez
şahit olduğumuz zulmü tasvire
nereden başlasam bilmiyorum
burada yaşayanların maruz kaldıklarını anlatmaya
bir caninin elindeki makineli silahla üzerlerine
mermilerden daha ağır kinini boşaltmasını
bu topraklarda şehit edilen binlerce masumun arasına yazılan
bebek şehitleri
hangi kelimeyle
nasıl yazabilirim
hangi yürek dayanır bu kadar haksızlığa
yaşadığımız şaşkınlık ve acı tarif edilemez
hangi vicdan sahibi kimse kabul edebilir bu kadar zulmü
toprakları işgal edilmiş
evleri yakılmış yıkılmış
evlatları oğulları eşleri çocukları katledilmiş
baskı ve zorbalıklarla sindirilmeye çalışılan bir halka
daha ne yapılabilir ki
tüm dünyanın kör sağır dilsiz kaldığı bu dram
insanlığın utanç sayfaları arasında yer alacak elbet
devrilen her taş bizim
yıkılan her ev bizim
bizden yıkılıyor hepsi
acizlik ve mahcubiyet duyguları içindeyim
seni unutursam ey gazze
seni unutursam
eğer seni anmazsam
eğer gazze seni en yüksek sevincimin üzerinde tutmazsam
dilim damağım yapışsın
ey merhamet duygusu
hüzünlü bir grup vaktinin dökülen ışıkları gibi
peygamber kokusuyla çıkıp gelsen
bildiğin ne varsa anlatsan
yıkasan temizlesen yanında tutsan bizi
bir kavim helak edilirken
ölülerin üzerinde ad olarak kalacak vicdansızlık
sabah güneşinin ışıklarına mı kalsaydı
gök gözlü çocuklar
saf kanatlarıyla umut yüklü bulutlara yükselirken
başka bir gün doğumuna mı bıraksaydık seni bekleyişlerimizi
adını ne koysaydık
gazzeye düşen kanlı mahzunluklarımızın
bu ne kıyamettir ki ömrüme düşen
bir kaç geceydi geldi geçti diyemiyorum
derdimi diyorum yani
acı nefesimin şiddetli yalnızlığını
ateş gibi bir yalnızlık diyorum
bir acı ki ay kadar parlak
asma köprülerin orta yerinde sallantılı ruhlar gibi
bekliyoruz sıcak sesini ey merhamet
ben ruhuma kırılmış müjdeler fısıldayan
cansız uğultulardan çok vurgun yedim
her bir mevsimin her gününün her sabahında
her akşamında görüyor olmaktan bıktım israil zülmünü
ey merhamet seni bekliyoruz
bu umudu besliyoruz durmadan bir çelimsiz fidan gibi
yakın tarihinin en zorlu günlerini yaşıyor gazze
enkaz yığınlarıyla dolu şehir
ümmetin kanayan yarası
gazze demek yokluk demek
gökten yağmur gibi yağan füzeler demek
mamasız bebeler evsiz aileler ilaçsız hastalar
susuz ve elektriksiz hayatlar
yıkılmış okullar yerle bir edilmiş camiler
uzayıp giden bir yokluklar mekanı demek
müslüman olduğunu söyleyen alemi seyredin
onların mezarlıktan farkı yok
gazzeye karşı hareketsiz duygusuz ve duyarsız
adeta bir mezarlık gibi sessizler
ah tüm dünyanın gözü önünde
canına malına toprağına kastedilen gazze
gelip göremeyecekleri bir diyarın hasretiyle yanmanın
bir kez uğruna
canlarını seve seve verecek sevdalılar arıyoruz
ümmet-i muhammedin sinesindeki yerini soruyoruz gazzenin
işgalin büyüğü gazzede mi
yoksa yüreklerimizde mi
bize emanet gazze
müminlerin felah ve saadete ermelerinin bir şartı da
emanetlerine ve ahitlerine sadık kalmaları değil midir
kutsi emaneti oradaki kardeşlerimizin uhdesine tevdi etmiş
ahde vefa sorumluluğunu
ne vakittir yalnızca onların zannetmişiz
mahzun bir yetimdir gazze
yetime kol kanat germek
hamisi olmak
Allah Teala’nın emridir
mazlum kardeşini kendi kaderine terk etmenin hesabı
Allah’a nasıl verilecek
kalplerde ne ulvi sevdalar yeşerir
ne yüce davalar can bulur
müslüman olarak üstümüzdeki ölü toprağını atmadan
zihnimizdeki önyargı zincirlerini kırmadan
kalplerimizdeki gaflet bulutlarını dağıtmadan
hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışmadan
ne biz özgür olabiliriz
ne gazze
büyük davalar büyük bedeller ödetir
tıpkı bugün
gazzeli kardeşlerimizin ödediği bedeller gibi
özgürce yaşamak iman ister
aşk ister
yürek ister
her bir taşı
her karış toprağı nice hikayeler anlatır
ne sırlar fısıldar
ey başı miraca yükselir gibi dik duran
cesur yürekli gazzeli
selam olsun size
müminliğimizi yeniden sorguluyoruz sayenizde
hikayeni öğreniyoruz
adını dahi bilmediğimiz gazzeli yavrum
selam olsun sana
tüm şehri saran hüzün bizleri de tesiri altına aldı
hangi filistin beldesinde yaşamadık ki bu duyguları
insanlığın gözleri önünde çaresizliğe terk edilen
bir halkın makus kaderini
itaatin teslimiyetin fedakarlığın
tüm ulvi hasletlerin kendisinde cem edildiği gazze
selam olsun sana
redfer