Ölü bir öfke biriktirdi içinde zaman,
içtimada geçen yalnızlığını sundu Rabbine.
Aşk idi meylettiği hüzün ve özlemse
faizi.
Şeker komasına girdi sevecen yürekler
Hasretle yığılası önüne ömrün
Gergef misali işlenmiş
Misilleme yapmıştı şehrin asi
ışıkları
Ve melekler durgun
Melekeler doygun
Yüzü suyu hürmetine kaderin
Nakkaşı ölümün
Na’şı dünde saklı közün
Ayak sesi
Aralık kapıdan içeri sızan o ışık
Gel-geç aşklara değil miydi yazık?
Yâdı dünün
Yâri gönlün
Kifayetsiz ve muhteris gölgeler
Biçildiği kadar hüzün
Delicesine aslına ihanet edenler:
Zemheride asılı şair
Küfesi yılgı dolu
Araf’ta saklı mescit
İnancın idamesi şairin endamlı ruhu…
Manen yıkık mı?
Yoksa yakılmış mıydı ucu ihtirasın?
Ne fark eder neden neyden ibaret ise
aslına
Rücu eden sevginin
Sınandığı kadar dirayeti varlığın
Kap-kaça uğrayan gönlün
Saklı ve tetikte iken muradı
Miladi bir acı bahşedilen
Hüzünlü yüreğin sahibi mademki yüce
Yaratan
Mazlum kuluna sunduğu rahmetin
İzinde saklı iken devingen tanılar
İzahı ne mi mümkün?
Tanrısına el uzatan her canlı
İnsan kalmanın vicdanla sınandığı
Ezeli bir kramp girdi mi karnına
Kanında saklı asalet
Kardığı kadar şair kim biler nelere
delalet?
Söylemediği sırlar ve saklı dualar…
Göğün muhatabı güneş
Yerin dibinde saklı ona özdeş bir ses
Yerden yere vurulurken sevgi hasretin
de izi
Doruklarda esen yelin gizemi
Künyesinde adı şairin
Kusuru ise alabildiğine sevdiği
Küstüğü yine kendi
Azadesi ömrün
Şairin sıralandığı kadar sıfatları
Varsa yoksa İlahi Aşk şiarı…
Şanına yakışır bir özlemle
Duvağında saklı alın teri ile
Pençelerini elbet geçirir gerçekler
Layığı ile yaşadı mı insan ne tanır
ki engel?
Bir gövde gösteri değil oysaki hayat
Sevginin harmanladığı duygulara biat
Öznesi aşk yüklemi sevgi
Yakardığı biri var ki yürekten kanat
Açtığı kadar kâinatta saklı ne varsa
Asla durduk yere yazmazdı şair varsa
yoksa
Ruhundaki hüzün
Yüreğindeki özlem
Kayıp minvallerde bir ileri bir geri
gidip gelirken
Gidemediği kadar da kendinden…
Ve işte taşlanan ruhu
Ve işte taçlanan umudu
Ve işte tokuştuğu kadar yıldızlar
Kan damlayan kaleminden ırak asla
yaşayamaz şair
Kan çekti mi
Kanı dondu mu?
Kardan mütevellit dolgun ruhu
Kanca atan zalime asla değil isyanı
Yakardığı Rabbi sayesinde koruduğu
vicdanı.
Meskeni İman
Matemi mahrem
Mabedi kıblesinden
Eksik etmediği niyazın
Uğruna sevdalandığı Rabbin
Nezdinde doğan güneşe minnettar
Mil çekildiği kadar
Gözlerinden eksik etmediği ışık
aydınlık nasıl ki feri
Fevri olsa da bazen meali
İçinden taşan her duygu
Var olmanın tutulan nutku
Ve onun yerine konuşan meleklerin
nuru.
Metaneti saklı derinde
Mizacı aşkın aksinde saklı bir renk
gibi
Beyazın tutkusu
Al alnında saklı sessizliğin uykusu
Uğruna savaş verdiği her ülkü her
utku
Kayıp ruhların daveti ölüme
Ölmeden defalarca ölümü tadan şairin
nüktesi
Sonsuzluğa namzet içinde saklı
hicreti
Yâdı teselli
Ve ansızın tecelli eden evrenin sadık
neferi
Ölümüne sevdiği
Ölümsüzlüğünse ç/ağrısı
Şiirler ve duaları adaklarında saklı…